3 Ocak 2014 Cuma

hadi bakalım!

     Malumunuz üniversite sınavlarının müdavimiyim lakin üniversitenin biraz yabancısıyım. Esasen dost canlısı biri olduğum için dün kafede otururken başka masaya gelip: '' Sıcak neyiniz var?'' diyen birine tebessümle baktım. O da gayri ihtiyari etrafa şöyle bir bakarken göz göze geldik. Gülümseyerek selamlaştık. Yanımdaki arkadaşım şaşırarak tanıyıp tanımadığımı sordu. Onun bu tavrı beni de şaşırttı doğrusu. Birine, herhangi birine selam vermek için tanımak gerekli mi?
    Okul kantininde yer olmadığı için iki çocuğun yanına oturmuştuk arkadaşımla. (Çocuk dediğime bakmayın. Ben evlenmemiş 40 yaş altı tüm erkeklere çocuk diyorum. Küçümsemek için değil, delikanlı yada adam demek tuhafıma gittiği için) Çocuklardan biri sürme çektiği bariz olduğu için ona sürmeli diyorum. Diğerinde de dikkat çekici özelliği ne tam sarışın ne tam başka bir şey (dicek söz bulamadım). O yüzden ona sarışın diyorum. Sarışın olan bir güzel konuşuyor ki görmeniz lazım. Arkadaşına kız tavlama tüyoları, kendi kıyafetlerini alırken yanında mutlaka bir kız olduğu çünkü kız zevkine güvendiğinden tut, kahve falında bir şey olmadığını rast gele döşeyerek bir şeyler anlatarak onu inandırabileceğinden söz ediyor.Tam karşılarında oturduğumuz için istemesek de duyuyoruz konuşmaları. Tabi yanımdaki arkadaş bunlara çaktırmadan bunlarla dalga geçiyor, türlü türlü şebeklikler yapıyor. Gel de gülmeden dur. Bir ara neredeyse çocukların yüzüne doğru ''puhahahhahahaaaaaaaaaa..!!!!'' gidi korkunç bir kahkaha patlatıyordum, zor tuttum kendimi.
    O günden sonra bu muhteşem ikiliyi gördükçe arkadaşımla kıs kıs kıs gülüyoruz. İşin kötüsü yanlış anlayacaklar. Çünkü biliyorum yeni yetme ergenler hoşlandıkları kişiyi görünce böyle gülerler, fısıldaşırlar filan. Bu ikili de bizi, daha doğrusu beni öyle gerzek bir şey sanacaklar diye korkuyorum. Birkaç gün önce kantinde tek başıma otururken birde baktım bizim sarı geldi oturdu karşıma. Aldı Türk kahvesini içiyor. İçim içimi yiyor konuşmak için. Hangi bölümde okuyor, kaçıncı sınıf, nereli... Meraktan çatlıyorum! İlk defa beğenip hoşlanmadığım biriyle konuşabilmek için böyle can attım. İlk konuşmalarında ne kadar gerzek muhabbetler etse de arada oldukça güzel noktalara parmak basıp bir iki cümle bir şey söyleyip beni hayrette bırakmıştı. Hani bir insanın boş mu yoksa gerçekten kendini geliştirmiş olduğunu anlarsın ya. Bende bu sarıda onu gördüm. Boş değil bu çocuk. Ah! Keşke muhabbete girebilseydim!!!! Benim üst sınıfım olsa ne harika olurdu. Ben konuşma başlangıçları düşündükçe aklıma hiç mantıklı şey gelmedi. Sonra da kahvesi bitince kalkıp gitti öküz. Fark ettim o da arada kaçamak bakışlar attı. O gülüp duran kız bu muydu diye tanımaya çalıştı. Bende anlamadım sanki hıhhhhh! Ama koydum kafama.... Bir yolunu bulup muhabbeti kurucam bizim sarıyla. Hadi bakalım

2 yorum:

  1. üniversite hayatı zor ya blogunu ve yazılarını çok beğendim bana da beklerim. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim :) senin yazılarında çok güzel :D

      Sil

Söyle Söyle İçinde Kalmasın