27 Nisan 2014 Pazar

Son Gün Başıma Gelenler. . .

Evim evim güzel evim. Dün sınava gittik ama oradan da ehliyet kursundaki similatör dersine yetişmem gerekiyordu. Bizim mal asistanlar mal olduğu için sınavı geç başlatıyorlar. Sınav 3te. Similatör dersi 5te. Benim sınavdan çıktığım gibi İzmit’e gitmem lazım ama sınavı geç başlattıkları için terminale giden arabaya yetişmem mümkün değil. Bir sonra ki araba da çok geç, yani yetişemiyorum. Ama benim sülalem Sakarya da olduğu için bir alo demem yeterli oldu. Dayıma hık pık ederek durumu anlattım. ‘’Mal mısın sen? Komşunun oğlunu mu aradın da bu kadar çekiniyorsun kızım. Bi tane çakarım ağzına hee manyak!’’ gibi sevgi dolu cümlecikler kurdu.
Sınav başladı adam demesin mi sınav süreniz 1saat. Allah’ımmm!!! Neydi günahım. Zaten geç gelmişsin öküz birde bindirim yapıyorsun. Söylene söylene başladık. Allahtan sınav testti. Yardırdım sınavda o derece bir hızla çözdüm.  Yarım saatte bitirdim. Sınıftan ilk çıkan ben oldum. Normalde ilk bitirsem de çıkmam biri çıksa da çıksam diye beklerim. Öyle de garip huylarım var mesela asansörün yanında geçersem eğer o düğmeye basarım illa ki. Neyse konuyu dağıtmayayım çıktım doğruca taksiye yani dayımın yanına. Bindim beni otogara götürecek sanıyorum ne kadar safım. Beni öyle bırakır mı eşşşekkk kadar valizle. Yanlış anlaşılmasın Güllere taşınmadım he sadece bir haftalığına gittim ama bir ufak valiz doldurdum. Taşırken geberdim.


Hele dur bi ben daha komik bir şey anlatayım. Gerçi anlatınca komik olmuyor ya da ben anlatamıyorum orasını bilemiycem. Güllerin evinin bayırı malum her gidişimde başka yerlerimden soluyarak çıkıyorum. E buna birde bir ufak boş eşek ölüsü ekle. Oldu mu sana 1ton. Gömlekte kışlıklarını evine götürecek diye bir kocaman valiz birde ufak valiz yapmış. Onun hali daha vahim. O bayırı çıktık kızlar otobüse binelim dedi. ‘’Şurdan şuraya ben yol parası vermem! Lan yürüyün şurdan şurası zaten (ama ağzımdan burnumdan soluk almıyorum bunları derken, birde valizimi kaldırıma çıkarmaya çalışıyorum bir yandan) binmem ben otobüseeeeğ!????’’ Gül’ün seslenmesiyle bir döndüm ki otobüsü durdurmuşlar ve hatta Gömlek binmiş bile. O kadar ettiğim lafı yutarak koşarak bindim. Verilen yol parasına acıdım, indikten sonra bende hiç ses yok kızlar noldu binmem etmem diyordun diye laf soksa yeridir. Birde bütün bu olay olurken telefonla konuşuyordum. Binmem etmem derken kapat otobüse bincem diyince büyük bir dalga geçilme operasyonuna maruz kaldım. Neyse işte çok denişik bir gün oldu. Similatör dersi de sanal alemde araba kullandım. Kadın yayalı ortamı açtığında hadi biraz insan ezelim dedi. Tabi ben o debrijayı unutuyorum araba niye kalkmadı diyorum birde baktım kaza olacak direksiyonu bırakıyorum. Kadında manyak mısın niye bıraktın lan alt mesajı olan cümleler kuruyor. ‘’İçinde sen varsın arabanın kendi canın bak öyle pes etme…’’ tamam biliyorum da orası oyunmuş gibi geldi bana o yüzden çok önemseyemedim ki. Ders bitti eve gidicem durakta bekliyorum. Otobüs geldi insanlar nasıl itiş kakış binmeye uğraşıyor var ya gören üç ay ıssız adada kalmışlar da medeniyeti unuttular sanır. Bende valizle o hengameye giremedim tabi. En son bindim gibi bir şey oldu. Evime geldim ya ohhh dedim yani insanın kendi evi gibisi yok vallahi.
NOT:Vize haftasındaydım güya ama bir gözüm hep buralardaydı. Kapsamlı olmasa da bakındım yani.

                                                                                                             Sakar Myna

26 Nisan 2014 Cumartesi

Vize Vize Geliyor Tiplere Bak Sen!?

Gene geldim. Hem de şuan deli gibi ders çalışmam gerekirken. Evet çalışmıyorum. (Yalan atıyorum anne it gibi ders çalışıyorum inan bana) Bir haftadır Gül’ün evinde kalıyoruz. Gömlekle bu arada bayağı vakit geçiriyoruz. Gömlek bayağı değişik bir tip.Çocukluğunu anlatıyor gülmekten karnım ağrıyor. Cidden çocukluğunu yazsa acayip satar yani. Bir kere çok haylazmış ve habire yaptıkları yüzünden dayak yermiş. Bizim kız da uslu durmamış ki hiç dayağı hak ettiği durumlar var yani. İki erkek kardeşi bunu dışlıyor diye gitmiş çocukları taşlarken küçük kardeşinin kafasını patlatmış.
 Birde okulda 3-5 saatle bir insanı gerçekten tanımış olmuyorsun. Aynı evde yaşaman gerekiyor. Ben bir hafta kaldım diye insanlığın şifresini çözdüğümü tabi ki iddia etmiyorum (yoksa ediyor muyum? Bilemedim şimdi) Ama aynı evde vakit geçirdikçe daha iyi tanıyorsun. İnsanlar hakkında vermiş olduğun hükümlerin ne kadar yanlış ya da ne kadar doğru olduğu anlıyorsun. Neyse yarın son sınav sonra ver elini İzmit. Valla ben evden uzak durabiliyorum o konuda sıkıntım yok. Sıkıntım durduğum yerdeki insanlar. Onlar ne kadar iyi ve ya katlanılabilirse ben o kadar rahatım. Benim huzurumu kaçıran insanlar varsa benim tahammül sınırımı zorladıklarında dayanamıyorum. Kaçıp gidesim geliyor. Zaten Afyon’u da o nedenle bıraktım ama ben asla ben tamamen suçsuzum demedim hatam vardır elbet ama tek hatalı olan kişi olmadığımı da biliyorum derdim. Ama derler ya yavuz hırsız ev sahibini bastırır diye. Heh işte aynen o oldu bana. Neyse ya ben niye Afyondan bahsediyorum ki.



Vizeler tam hızda devam ediyor ve bizde aşırı veri yüklemesinden kafalarımız ağırlaştı. Gömlek boynum ağrıyor diyor. Bende inatla bu tezimi savunuyorum bana ne diyor bu salak bakışları atıyor o ayrı. Arada ‘’çok mutsuzum!’’ diyorum. Kızlar başta beni ciddiye ldı ne oldu diye sordular ve baktılar ki SAÇMALIYORUM artık kaale almıyorlar beni. Bazen düşünüyorum da galiba ben hobi olarak saçmalıyorum. Yoksa bu kadar saçma olmanın başka açıklaması olamaz galiba. Bazen çok boş bir insan sanıyorum kendimi ama bugün Gömlek bana ‘’ben seni tanımadan önce zengin sanıyordum(sanıyordum diyo fakirsin la ezik seni mesajını buradan çıkarıyoruz) ne bilim cool takılıyordun filan’’ anam ben kendimi görsem kezban derim diye düşünürken bana da cool diyorlarmış nasıl şımardım sormayın. Ben kendimi çok küçümserim öyle böyle değil. O yüzden biri benle ilgili iyi bir şey dediğinde çok seviniyorum. Siyahlara gittiğimde de ev arkadaşları benim için ‘’Myna çok efendi çok ağır başlı, nerde ne konuşacağını biliyor çok olgun…’’ anam beni tutmayın havalandım uçuyorum. Herkes bana olgunsun diyor (acaba için geçmiş kızım senin için geçmiş senden cacık bile olmaz kız kurusu oldun dediklerini düşünüyorum acaba hata mı?)   neyse gene bir dolu zırvaladım. Ben yatıyorum yarın ‘’SON’’ vizemi olucam umarım iyi geçer. Çalışmama bakılırsa avucumu yalayacağım ya neyse iyi geceler

                                                                                                    Sakar Myna

23 Nisan 2014 Çarşamba

Öpe Öpe Döveceğim Seni.!

Myna gene saçmalamak için geldi. Bilenler bilir vize haftasındayım L Hatta Gül’e taşındım bir haftalığına ve birde Gömlekte geldi. Üçümüz evde at koşturuyoruz. Ders çalışmaya niyetle oturup beş dakika içinde farklı işlerin başında buluyoruz kendimizi. Tabi tipik öğrenci gibi dersten kaçıyoruz. Pazartesi günkü sınava bayağı çalıştık, sınavdan sonra eve geldik öbür sınava çalışmak için halimiz mecalimiz kalmadı. ayy keşke biraz daha çalışsaydık.. gibi cümleler kurduk.

Birde sınavın test olacağını duyduk ya amanın tutmayın bizi. Bir yaydık ki sormayın. Sınavdan sonra da
Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan. Keşke tatil olmasaydı da sınavlarımız Cuma günü bitseydi diye sitem etmedik değil doğrusu. Haksız mıyız acaba? Ben dün sınavdan sonra halama gittim bir geceliğine kuzenciğimle kudurduk. Amcam ‘’oku gızım, okumayana ekmek yok, kocanın eline bakma, kendi paran gibisi yok……..’’ saydırdı. Sonra bugün Güllere geri geleceğim diye halam mamalar verdi sevaptır kııız hem öğrenci evi falan diyerek. Ama sizin saftirik Mynanız o mamaların olduğu poşeti unuttu da geldi. Aklım kaç karış hava da bir bilsem? Tüm suç vizelerde hakikaten.Bugün de Gül bize öğretmenlik yapıyor. Sorduğu soruyu bilemezsek oklavayla kovalayacakmış gibiydi. Siyah’a sesli mesaj attık tabi ki Gül öğretmenin gözetiminde. Onu da ayarttık sanırım o da gelecek buraya. (Kaynatıyoruz falan ama çalışıyoruz gerçekten, anne eğer okuyorsan öyle böyle değil acayip ötesi çalışıyoruz, hatta öyle çalışıyoruz ki yemek yemeğe kalkıyoruz bir tek. Ben bunu da 10 dakikalık arada yazıyorum bak cidden) Kendimi sağlama aldığıma inandığıma göre devam edebilirim. Ben burada kalıyor olsam varya bana müthiş malzeme çıkar. O kadar cins insanlar var ki anlat anlat bitmez he. Vize haftasında anıra anıra ‘’öp öp öppppppp doooo- yaaaaaa-maaaaa-dıııııımmmmmmm!!’’ şeklinde şarkı katli olur mu hiç?
Dördüncü Tekil Şahıs beni mimlemiş. Ona çok teşekkür ederim ve gene çevrem çok çok az olduğu için bu mimi de yapamayacağım. Teşekkürler saygılar efenim..

                                                                                                   Sakar Myna

19 Nisan 2014 Cumartesi

Bir Kaç Listem..

 Merabalar.. gene geldim. Önümde ders notları dururken geldim buraya. Ders çalışırken kendime icat ettiğim işler olmasa ne yaparım bilmiyorum. Herhalde ders çalışırken inme iner ya da bir aydınlanma gelir. Bence ilkinin olma ihtimali çok yüksek. Okulun bir kısmı sınavları bitirdi tatile gitti biz anca başlıyoruz vizelere ya. Hoff içim şişti şimdiden hafta boyunca ne yapacağım bilmiyorum. Neyse bugün ufak listecikler paylaşmak istiyorum. Benim annem çok kitap okur ama öyle böyle değil. Bazen ‘’İnsan gibi oku şunları yutma ya!!’’ diye isyan ediyorum kadına. Bende lise de başladım gerçek anlamda kitap okumaya ve tam manasıyla kitap kurdu olduğumu söyleyebilir, hatta iddia edebilirim. Şimdi sevdiğim, beni çok etkileyen birkaç kitabı paylaşmak istiyorum:
·         AŞKI YARIN YAŞAYACAKSIN
·         ATEŞBÖCEĞİ YOLU
·         ATEŞBÖCEĞİNİN ŞARKISI
·         İNCİR KUŞLARI
·         KATHERİNE
·         MEYHANE
·         ÇALIKUŞU
·         KAHPERENGİ
·         YÜREĞİM SENİ ÇOK SEVDİ
·         BİR GÜN
·         BUKRE
·         BEYAZ DİŞ
Bunlar beni çok etkileyen ya da çok sevdiğim kitaplar. Şuan için aklıma gelenler bunlar. Çok sevdiğim yabancı diziler de şöyle
·         How I Met Your Mother
·         The Big Bang Theory
·         Vampir Diaries
·         The Originals
·         Girls
·         Friends
Defalarca izlesem de bıkmayacağım birkaç film de şunlar
·         3İdiot
·         Ghajini
·         Hatırlanacak Bir Anı
·         İncir Reçeli
·         Barfi!
·         Wall-e
·         Yukarı bak
·         Black
·         Yenilmezler
·         Büyükler
·         B Planı
·         Karayip Korsanları
İzlediğim birkaç anime de şunlar
1.       Boku wa Tomodachi ga Sukunai
2.       Btooom
3.       Kaichou Wa Maid-Sama
4.       SWord Ard Online
5.       Toradora
Bunlardan favorim 4.sıradaki onu da söyleyeyim. Ondan sonra da 1.sıradaki var. Ona müthiş gülmüştüm ve çok sevmiştim. Dün servis beni gene unuttu onu bir daha ki yazıda anlatacağım şimdi derse dönmeliyim sağlıcakla kalın
                                                                    Sakar Myna

17 Nisan 2014 Perşembe

Fikriniz nedir?

Mimlendim…!! Çok çok mutlu oldum ve Beyaz Gemi’ye çok teşekkür ederim ;) Lakin mimi yapamayacağım çünkü gerçekten buralarda yeniyim ve takip ettiklerim şuan için çok sınırlı o nedenle yapmayı düşünmüyorum.
Onçün canım benim bugünlük denişik bir şeyler yazmak istedim. Biraz içlendim bu aralar.. Sizin fikirlerinizi almak istedim. Sizce bir arkadaşınız pardon düzeltiyorum bir dostunuz sizi kararlarınızla yargılamalı mı? Yargıdan kastım şu sizin yanlış yaptığınızı düşünüyor olabilir sizi uyarabilir. Sizde onun olayı objektif olarak göremediğinin farkındasınız, ona ön yargılı olduğunu kanıtlayamıyorsunuz. Ve bu olay ya da karar yüzünden dostunuz sizi hayatından silip atabilir mi? Burada bahsettiğim olay ya da karar öyle çok aykırı veya yanlış bir şey değil. Bu onun hoşlanmadığı bir kişiyle arkadaşlık etmekle ilgili olsun. Sizce böyle bir olay için dostunu silip atmak doğru mudur? Benim en büyük sorunum insanlara çok fazla değer veriyorum ve karşılık görmeyince çok üzülüyorum.

 Bu yıl da kendimi tembihledim güya ama Nefret’e karşı da içten içe bir beklentiye girmişim. .Derse geç kalma pahasına Nankör’ü beklediğini gördüğümde içim acımıştı. Bana yapmadığı şeyi Nankör’e yaptığında deliriyorum. Gerçi tencere yuvarlandı kapağını buldu ya neyse. Sadece gerçekten bu kadar basit kafada olmak mı daha iyi diye düşünüyorum. Sonra aman Myna olmak daha iyi diyorum.
Bugün Siyah aydınlanmamı sağladı diyebilirim. Sınıfta Nefret ve Nankör’ün oldukları tarafa pek bakmıyorum sinirim kalkıyor çünkü. Siyah biraz izledi :’’ Bu Nefret Kendini göstermeye çalışıyor resmen baksana’’ döndüm baktım. Israrla ayakta duruyor sohbet ederken oldukça yüksek sesle konuşuyor insanların dikkatini çekiyordu. Ne amaç güdüyor bilemiyorum ama sınıfa girerken en arka sıraya seslenmesi ona kıro gözüyle bakılmasına sebep oluyor ya neyse..

                                                                                                  Sakar Myna

14 Nisan 2014 Pazartesi

Koltuğa tünemek..

Yazmadan duramadım gene geldim. Bu hafta Kocaeli ve Sakarya üniversitesinin büyük çoğunluğunun sınav haftası olduğu için servis bir saat erken geliyor. Sadece ikinci öğretim için bu böyle. Ama benim sınavlarım haftaya olduğu için boşu boşuna erken gidip duruyorum okula, sonra sap gibi ders saatini bekliyorum. Neyse gene sinirlendim bak! Bugün evden 3te çıkmam gerekiyordu. Kalktım, yemeğimi yedim, duşumu aldım derken saat 1 olmuş. Çok değil bak azıcık saçımla başımla oynadım saate bir baktım aman Allah’ım! 13,50 olmuş. ‘’Oha lan bu neeeee yaa ben o kadar oyalanmadım ki. Anneee saat mi bozuldu saat kaç şuan. Ya saçmalama o kadar olmuş olamaz yuh ya!!!’’ dedim durdum. Saatle kavga ettim bildiğin ve inatla inanmıyorum o kadar oyalanamadım diye inat ettim. Kalktım hemen hazırlandım ama lanet saçlarım çepil çepil duruyordu. Maşa yapmaya da üşendim doğrusu. Aslında benim saçlarım varyaaaa kendiliğinden kıvırcık oluyordu da çok uzayınca ağırlaştılar popolarını kaldırıp kıvırcık olmuyorlar. Servise bindiğimde Adanalı ‘’Eşme vaar mıııağğ?’’ diye sordu. Muavinde oldum serviste bu aralar. ‘’Kaptan yolcular tamam, ücretini vermeyen? Para üstü almayaağğn?’’ konumuna gelmeme çok az kaldı hissediyorum. Okula erken gitmem bir nebze iyi oldu çünkü quiz vardı bugün. Notlara şöyle üstün körü baktım derken zaman geçti sınav başladı. Hoca tek sorusorunca bön bön baktım başka soru yok mu bu kadar mı diye afalladım. Ama kolay sordu Allahtan J sınavdan sonra derse girmedim, kütüphaneye gidip yarın ki quize çalıştım. Bir ara ödev için kitap baktım bilgisayardan arattım koduna baktım döndüm kitabı aramaya gittim. Bakıyorum ama yok kitap Allah Allah? Ben mi çok salağımda bulamıyorum derken gidip gene baktım bilgisayara. Meğersem biri almış kitabı teslim tarihi falan yazıyormuş. Hakikaten salakmışım. Neyse servis saati geldi indim servise hemen. Bizim Kart Dalkılıç hemen arkasında oturan kızlarla muhabbet ediyorken bir çocuk bindi. Serviste bayağı dolmuştu yanıma koydu çantasını gitti. Baya kişi geldi liste okundu baktım Dalkılıç bastı gaza gidiyor. ‘’Adanalı abiiiiğğ! (kart olduğu için abi diyorum başta yaşını bilsem napıyon kerata derdim de şimdi ağız alışkanlığı işte) bir çocuk çantasını bıraltı daha gelmedi.’’ ‘’Kim o adını biliyor musun?’’  ‘’Hee biliyorum tc numarasınıda söyleyeyim mi? Bilsem bir çocuk mu derim Allahsen?’’ bu tamamen iç sesimdi kabul. Bizimki fırsat bu fırsat diye atladı arabadan bir sigara daha yaktı sanırım görüş açımdan çıkmıştı. Neyse sonra çocuk geldi. Bir kız daha geldi ama ayakta kaldı tabi.
 Yola çıktık kızcağız neredeyse koltuğa tüneyecek sandım. Halini anlıyorum bizim kart o bayırda gaza bastıkça basıyor. Bende nereye tutunacağımı şaşırdım kız koltuğa öyle bir tutunmuş ki. Hepsi benim! Diyor sanki, birde çantası da tutacak yerinin orda duruyor. Bir fren yapsa çantayla benim koltuk arasında kafam sekecek kesin yani. Yanımdaki çocukta yayıldıkça yayıldı. ‘’Koç bubanın servisi mi lan bu g*tünün üstüne otur belinin deeeel olum, o telefonun ışığı gözümü alıyor kapat olum kapat, lan beş Dakka sonra incem dur lan azcık!!’’ içimden saydım durdum. Onun poposunda olmadı ya neyse artık. Özdilek’e yaklaştıkça ayaklandım ama Adanalı telefonla konuşuyor araya girsem mi? Kendi mi hatırlatsam mı? Biliyordur yahu? Ooff kapatsa artık şu telefonu ya. Neyse geçerse birden bağırır Abi ne yaptın derim. Adamda panik yapıp kaza yapar hepimizi bok yoluna götürürüm artık. Ama şuç bende değil o telefonu kapatmayanlarda ben ne yapayım derken bizimki unutmadı beni durdu. Ve bende böylede katil olmadan gecemi tamamlamış olmanın rahatlığıyla evime geldim. Bugün pek bir şey olmadı kendi içimde geçenler haricinde ot gibiymişim yazınca fark ettim O.o

                                                                                           Sakar Myna

11 Nisan 2014 Cuma

Yemek boğazında kalmasın emi!

Bizim okuldaki hocalar ya çok salak ya da çok benciller tam bilemiyorum. Dün gittik okula bu hoca 5te başlayan dersi 5buçuğa çekmişti zaten. Servis nedeniyle biraz geç gelme lüksüm yok. Neyse sınıfta erken gelenlerle lak lak yapıyoruz. Biz kapı tarafındaki sırada oturuyoruz hep. Herkes için bunu iddia edemem ama ben hep o taraftaki sıraların ikinci sırasında oturuyorum daima. Bizim sıradan cam kenarı sıralarına göç etmiş bir arkadaşla konuştuk. ‘’yavrum bizim sıranın kızıydın  sen ayıp ettin ama… hem orada camdan bakmaktan ders dinleyemezsin buralara geri dön kuzum.’’ İçeriğinde mesajlar yolladım kıza. Pek etkili olmadı gibi. Neyse sonra bizim pek muhterem hocamız geldi ve ‘’ben yemeğe gidicem ne kadar sürer bilmiyorum sizi de bekletmek istemiyorum. Siz gidin haftaya dolu dolu ders işleriz. Haydi eyvallah..’’ döndü poposunu gitti. Hepimizin ağzı beş karış açık adama bakakaldık. Bazı açık gözler çantasını kaptığı gibi hemen evine yurduna koştu. Ben ne yapsam derken Gül çağırdı Gömlekle oraya gittik. Zengin kapıyı açtığında ‘’bugün size Matrix 2’yi çekmeyi düşünüyorum!’’ dediğinde bastık kahkahayı. Hemen çay çorba hazırladılar yerken gene Zengin’in hallerine gülerken kahveyi üstüme dökeceğim diye ödüm koptu. Zaten sakarım o da işimi zorlaştırıyor. Hafta sonu Gömlek’in manitası gelecek diye ona kıyafet uydurmaya çalıştılar. Gömlekte dünden razı mankenlik yapmaya derken benim vaktim geldi. Kalktım durağa yol almaya başladım. Evet tabi ki o bayırı çıkarken neremden nefes alacağımı gene şaşırdım. Yaldır yaldır gittim durağa, serviste yer kalmıyor. Diyceksiniz yirmi dakikalık yolu ayakta gitsen nolur neyin kafası bu? Haklısınız ama bende haklıyım çünkü bizim kart Dalkılıç yani Adanalı öyle bir gaza basıyor ki sormayın. Çok savruluyorum. Koltuğa öyle bir yapışıyorum ki kopacak diye korkuyorum. Koltuğun bi yerini kırsam koparsam adam bana kızar ‘’ ufak tefeksin ama senin içinde gizli bir ayı varmış nasıl becerdin lan bunu kız halinleee!!!’’ dese naparım. Pişkin biri değilim ki ‘’sende camış gibi sürüyon lan dingil’’ diyebileyim? Eziğim lan ben galiba. Bugün ödev yapmam gerekiyor haftaya quizler var ve ben buraya yazıyorum. Çok zekiyim dimi? Aa unutmadan bir hafta sonra gidip Gülle beraber kalacağım. Zengin’in sınavları bizden önce bitiyor evine gidecek ve Gül yalnız korkuyor. Benimde servis sorunum olduğuna göre bir haftalığına ev arkadaşı olacağız J Sınavlar çok yakındaaaa eyvah eyvah
                                                                                                Sakar Myna

8 Nisan 2014 Salı

Pisi Pisi'kopatım..!

Merhaba gene ben! Buraya benden başkası yazmıyor ki biraz saçma oldu tamam kabul. Ama Myna saçmalamazsa burası anlamını yitirmez mi?  Neyse bol hayvan severli bir şeyler yazacağım. Ben çok ama çok aşırı hayvan sever biriyim. İlkokuldayken arkadaşlarım, komşularımız annesiz bir kedi yavrusu bulsalar koşa koşa bize getirirlerdi. 6-7tane yavru baktım yani. Ama maalesef hiç biri yaşamadı. Bazıları çok küçüktü inek sütü dokundu, bazıları kazalara kurban gitti. Hatta bir keresinde babamın iş yerinde kedileri atmışlar ama bir yavru kalmış. Annesiz yaşayamaz diye babam bir iki gün fabrikada bakmış ama orda olacak gibi değilmiş, o yüzden aldı eve getirdi. Ona maden suyu şişesinden biberon yapmıştık neler neler. Hayvana inek sütü dokundu kabız oldu karnı kocamandı. Biraz zeytinyağı içirdik rahat tuvaletini yapsın diye. Kedi s*çtıkça nasıl seviniyoruz anlatamam. Cins bir aileyiz işte ne yapacaksın. O zamanlar biz Eşme adında sahil kasabasında kirada oturuyorduk. Evimiz bahçeliydi, demir kapımız vardı evin yanından yol geçiyordu. Demir kapının altı biraz yüksek olduğu için kedi oradan rahat geçip yola çıkıyordu. Bende eşek kadar bir tahta bulmuş ve o kapının altına dayayıp kapamıştım orayı. Ama ev sahipleri de o kapıyı kullandıkları için dikkat etmemişler ve o tahta umurlarında olmamış. O zavallı kedicik oradan çıkmış yola. Sonrası malumL çok üzülüp ağlamıştım, hatta bu kedicik ya da bundan iki önceki bir yağmurlu günde kaybolmuştu, anam arama kurtarma ekibi kurup her yerde aramıştık onu. Bulamayınca ben eve gidip zırlarken kuzenim onu bulup getirmişti. O an dünyanın hazinesi serilse önüme o kadar sevinmezdim. Neyse kazalardan çok bahsetmek istemiyorum. Ama arkadaşlarımın hayvan maceraları epey enteresan, onları anlatmak istiyorum. Bir arkadaşımın ablası yavru kedi bakarken kediyi yıkamış ve hayvancığı çamaşır sıkar gibi sıkıp kurutmak istemiş o.O duyduğumda böyle baktım bende. Zavallıcık o olaydan sonra çok yaşamamış. Kafamda deli sorular..
O kediyi sonra çamaşır ipine de mandalla astı mı acaba? Bir başka hikâyeyi arkadaşım bana anlattı. Kışın mahallede kedicik bulmuşlar. Hayvan titriyormuş ısınsın diye bu dangalaklar sobanın fırınına koymuşlar. Hayvan ayakları yandıkça zıplıyormuş bunlarda kah kah gülüyormuş. Kız anlatırken de gülüyordu tabii benim boş bakışlarım karşısında kısa kesti. Herkesin komedi anlayışı farklı tabi, o gülerken benim içim acıdı hayvancığa.
Ben geçen sene kudurdum tabi ‘’köpek alcaaaağğmmm ben, araştırdım apartmana uygun köpekleri, şikayet ederlerse neler yapabileceğimizi, site sözleşmesini de okudum yasal olarak alabiliriz haydiiiiieee alalım. Ben alcam yaaa bananeeeeeğ….’’ Höykürdüm ortalarda durdum. Benim babam alışmamış evde hayvan istemiyor. O kedicikler bahçeli evdeydik diye izinliydi. Burada kesinlikle istemiyor en son ben kudurunca tek bir şey söyledi ve sesimi kesti. ‘’ Alırsan o hayvanı bu eve giremez, gider onunla beraber parkta yatarsın.’’ Hiçbir şey diyemedim. Ama hain planlar yapmaya da devam ediyorum kıs kıs kıs… Eğer seneye şu lanet servis işi olmazsa aparta çıkarsam kedi alcam hehehehe. Dün babama da dedim. ‘’Baba seneye servis işi olmazsa aparta çıkarsam kedi alcağğm ben. Bu evde bakamazsın demiştin orda bakarım.’’ Adam rahat ya hiç istifini bozmadan ‘’Aaaal istersen kaplan al yesin seni banane’’ dedi ya. Gene bön bön baktım. Aparta çıkarsam yanıma ev arkadaşı adayı arkadaşıma soruyorum ‘’kedi seviyon mı kııııııızzzzz,sev nolüüüür nolüür ben kedi istiyom eve çıkarsam :’( ‘’ kız sevmem ama saygı duyarım dedi. Heheyt bee okul bitince baba napim sokağa mı atayım diye buraya getircem kediyi kıs kıs kıs kötü planlar kafamda uçuşuyor. Fikri olan beri gelsin kulağıma fısıldasın. Aslında köpekleri daha çok severim ama imkânlarım köpeciklere müsaade etmiyor. İlerde büyük adam olduğumda bahçeli ev alıcam iki de köpek alıcam hedefim bu yani. Hayvanları gerçekten çok ama çok seviyorum. Onlar da bebekler kadar masumlar bence.

                                                                                                 Sakar Myna

7 Nisan 2014 Pazartesi

Anlatınca o kadar komik olmuyor..

 Size süper komikli bir anımı anlatacağım. Ama ben anlatınca pek komik olmuyor sanırım :/ bir deneyelim bakalım. Bugünde hazırlandım çıktım durağa sap gibi dikiliyorum birde baktım Ekosüperpeçete özdilekten aşağı yanıma doğru geliyor. Naptın ne ettin jo derken ben gideyim dedi. ‘’Hooop orda dur hacı! Yani şey gitme ya bekle servis gelir şimdi ya dur iki dakika ölmezsin aaaa..’’ ikna ettim. Sonra ‘’ahanda gördün mü okula çıkan otobüsü ne kadar dolu bak sol şeritte gidiyor yanaşmadı bile bak bak gördün müüüüğğ!!????’’ diye höykürdüm adamcağıza. Oda seneye bakarız filan dedi geçiştirdi tabiî ki . Servis geldiğinde ilk tepkisi şuydu:’’bu mu lan o Adanalı?’’ bi an tırstım olay çıkar diye. Şaka lan niye tırsayım hacı babam öyle şeyler yapmaz. Bindiğimde yer yoktu sağolsun bir beyefendi yer verdi. Gitti Adanalının orda tepesinde dikiliyor filan derken bi ara bizim ki( yani Adanalı) paspasın altına koca sopa koymuş. Sırıtarak dikilen çocuğa onu gösterdi bişeyler dedi. Orada kahkahayı basmamak için zor tuttum kendimi. Vay arkadaş g*t korkusu neler yaptırıyor. Neyse okul çok sıkıcıydı, sonra sevgili Gömlek’in oda arkadaşlarıyla sorunları çıktı. Onu hemen özetliyorum. Kızın kuzeni buna ilan-ı aşk etti, kızında unutamadığı biri vardı. Sonra bizim Gömlek hanımın gönlü ısındı çocuğa evet dedi. Seçim için odadan samimi olduğu kızı da alıp memleketine gitti orda üçü birlikte gezmişler falan. Derken oda arkadaşı hanım çocuktan hoşlanmış! Tamam normal olabilir ama bunu söylediği nokta çok çirkin. Gömlek sohbet sırasında onunla sevgili olduklarını söyleyince hanımefendi ‘’ben ondan hoşlanıyorum’’ demiş. Tut kafasını duvarlara vur kıvılcım çıkart! Onun yerinde gerçek dost olsa ne yapardı? O lafı kesinlikle demezdi değil mi? Ben mi yanlış düşünüyorum. Neyse Gömlek’in canı sıkkın Güllere gittik. Orda Gül’ün oda arkadaşı Zengin var. Kız tam sıyrık J iktisat okuyor ama bizim sınıftaki her olayda sınıfta bulunmuşluğu var. O artık bizden biri grubun bir parçası… neyse bugün gittik kızlar sağ olsunlar benim vaktim gelmeden sofrayı kurmak için canla başla uğraştılar. Yemekler nefis olmuştu birde gülmeden durup yiyebilseydik.. Zengin bir laf ediyor gülüyoruz. Hatta bugün bir ara matrix gibi düşen çatalı havada yakalayışı vardı ki sormayın. Ama asaletinden ödün de vermiyor şaşkın. Bir ara çayın suyu bitti ek su koydular orada da ‘’hadi ice tea yapıyoz’’ dediği anda yarıldık.
 ‘’o kadar şeyler yapıyorum beni yaz diye yani hıhhh..’’ diye posta yoluyla alt mesaj kullanmaksızın direk mesaj verdi. Bir bizim Gül’ün El-Yusuf isyanları var ki ibret-i alemlik. Onlara da gelecek sıra bir gün El- Yusuf hazretlerinin konusuna da geleceğim.Birde Zengin’in çiftliklerinden birinci sınıf tavuk ikram ettiler. Tavuk ben servisteyken midemden gıdaklamaya başlamasa iyidi J  Neyse kızlardan çıktım onların evin bayırı beni öldürüyor. Adeta başka taraflarımdan nefes almayı öğreneyim diye koyulmuş o bayır oraya. Neyse serviste bizim Adanalı bugün tıraş olmuş. O canım Murat Dalkılıç gitmiş onun yerine tavuk g*ötü gelmiş. Hayattan soğudum resmen, neyse ama sonuç olarak onu da eğitmiş sayılırım. Artık ben inerken ‘’iyi akşamlaaaaarr’’ diyor sıpa J benden çok iyi eğitimci olur he ben diyim. Neyse çok konuştum bugünlük bu kadar ama yarın bol hayvan sever bir yazı gelecek haberiniz olsun J


                                                                                       Sakar Myna

6 Nisan 2014 Pazar

MiMLeDiM :)

       Amanın bu ortamda çok yeni değil gibiyim ama aynı zamanda da yeniyim. Önceden girer yazar çıkardım ot gibi kendi halimdeydim. Son zamanlarda baya bir sosyalleşme çalışmaları yapıyorum ve meyvelerini alıyorum J Bu aralar ilk kez gördüğüm mimler havada uçuşuyor. Herkes birbirini mimliyor cevaplıyor vs. bu havada uçuşan mimlerden bir tanesi bana denk gelmiş. Ama nasıl mutlu oldum anlatamam. Çok teşekkür ediyorum Dördüncü Tekil Şahıs ve çok öpüyorum seni :*
 Bu mimde konu: “Twitter, facebook, tumblr gibi tüm sosyal medya kapansa… Son sözleriniz/tavrınız ne olur?”
 Öncelikle çok yüksek dozda facebook bağımlısıydım. 10dakikada bir girip kim ne paylaşmış ne yazmış diye bakardım. Duyanda öyle çok arkadaşım var da her an biri bişey yapıyor sanacak. Oysa ki öyle bir şey yok tamamen benim sıyrıklığım. Hal böyle olunca kapadım bende. İlk günler evlat acısı gibi koydu. Alıştım sonra tabi ki. Derken twitter açtım, başta gerçekten mantığını anlamamıştım derken canım sıkıldığında girip okuyarak eğlendiğim bir yer oldu. Kapatılınca kendimi boşlukta hissettim. Ama açıldıktan sonra da artık aklıma bile gelmiyor girmek. Bir ara tumblr açayım dedim. Açtım girdim baktım anlamadım ve sadece çıkış yaptım. Şimdi ne şifremi ne giriş adresimi bilmiyorum. Ben bazı sosyal medyaların zamanımızı boş yere çaldığını düşünüyorum.Yok şuradayım etiketi yok resim, yorumlar beğeniler havada uçuşuyor. ( benimki tamamıyla kıskançlık aldırmayın siz bana J )  eğer bunlar herhangi bir nedenden kapatılırsa tek diyeceğim:’’Hayat internetten ibaret değil ki, hayat sokaklarda. Dışarı çıkıp temiz havayı içinize çekin! Ve evet artık kalkın o bilgisayarın başından ve biraz spor yapın yada gidin piknik yapın mangal keyfi yapın ve beni de çağırın..’’

  Evet evet biliyorum kimse çağırmıycak beni. Herkesin lafımı dinleyip dışarı çıkacağından ne kadar emin olduğuma bakın yalnız. Umut işte naparsın. Ama mangal güzel fikir değil mi? Orada pişen etlerin o mis kokusu püfür püfür… sonra top oynayanlar, koşturanlar, kelebekler, karıncalar…. Derdiyle tasasıyla piknik candır arkadaşlar. Canım piknik aşerdi valla J Dördüncü Tekil Şahıstan el aldım o geceleri ben gündüzleri bol yemek ham hum anlatacağız gibi görünüyor J
Unutmadan bu mimin birde mimleme kısmı vardı sanırsam. Umarım doğru yapıyorumdur, çünkü her yaptığım işi elime yüzüme bulaştırma kabiliyetinde olduğum için çekiniyorum bazen.
Ben en çok bu zat-ı muhteremleri okuyorum ve mimliyorum..

5 Nisan 2014 Cumartesi

Kuruntu yapmamak lazım..

Allah’ım servis stresi yüzünden olmazsa kendi kendimi kurup kuruntu yaparken ölecem. Dünkü olaylardan sonra bugün beni bambaşka bir şoför aldı. ‘’anammmm!! Bu Adanalı kesin kızdı bu kızla mı uğraşcam ben beeehh dedi beni attı üstünden eyvah eyvah. Mıçtın kızım büyük mıçtın hemde şimdi bu yenisine derdini anlatmaya uğraş dur..’’ kendimi kurdum da kurdum. Yolda şirketin diğer arabası ışık hızıyla yanımızdan geçse de ben anladım onun bizim Adanalı olduğunu. Hepten kendimi kurdum. Suratım düştü moralim bozuldu. Neyse okulda kızlarla konuşunca havam değişti. Ders erken bitti hadi bize gidelim dedi (evi yakın olan arkadaş) Gül. Toplaştık giderken mama aldık. Eve geldiğimizde gırgır şamata arasında sofra kuruldu ama benim lanet olası servis saatim geldiği için çıkmak zorunda kaldım. Eğlencenin ortasında hep eve dönmek zorunda olmak kötü bea. Kızlar son servise kal biz seni okula götürürüz falan dediler ama servisle bu kadar tantana yaşanınca yüzüm tutmadı doğrusu. Bunun üstüne kal burada diye bir ısrar geldi ona da Ekosüperpeçete nedeniyle hayır dedim. Okula gidip birden burada kalcam baba dersem varya kabak gibi beni oyar sonra benden saksı yapar. Neyse koşarak gittim okula. Ciddiyim bildiğin koştum arada durup tuhaf sesler çıkararak nefes almaya çalıştım. Deli dana gibi koştum. Bir sor niye koştun? Serviste liste yapılıyor herkes kaç servisiyle döneceğini yazıyor ve o listeye göre servis yola çıkıyor. Kalan öğrenci olursa bir arayıp ulaşmaya çalışıyorlar. Üç gündür o lanet listeyi ben binmeden önce yapıp bitiriyorlar ve sonra şoförde bende unutuyorum. Asıl mallık bende bugün aklımdaydı da erken çıkıyorum diye ses etmedim. Oh olsun bana yaparsan öyle ukalalık, böyle koşarak çıkar acısı. Neyse gittim durağa sabah beni alan adamla bizim Adanalının arabaları var. Direk sabah ki arabaya binmeye kalkıştım oradakiler bu dolu başka kapıya dediler. Daha kibarca tabii ki.mecbur döndüm Adanalının arabaya bindim orda da Nankör var ve boş yer yok. İnmedim arabada öyle mal gibi dikildim. Sonra Nankör seslendi :’’Myna gel burası boş’’ gittim oturdum. Aramızda bir kavga falan olmadığı için ne haber nasılsın diye konuştum. Arada selam ver yahu dedim bakıyorum yüzüme bakmıyorsun dedim. Oda sende bana bakmıyorsun falan diyince orta yolda anlaştık. Çıktık yola ama Allah’a emanet gidiyorum. Bay K. Bunun yanında halt etmiş. Ayağıyla gaz pedalı arasında ciddi bir ilişki var sanırım. Neyse geldik Özdilek ışıklarına ben tabi 30saniye önceden kapının orada bitiverdim. Bizimki bağırdı ‘’Özdilek!’’ buradayım dedim ve el kol yaptım. Gör beni, sakın geçip gitme telaşından dolayı. Bana baktı sırıtarak sonra ‘’görüşürüz’’ dedi. Ben her zamanki gibi inerken kapıya sıkışmamaya çalışırken bir yandan ‘’iyi akşamlaaaaaaaarrr…’’ dedi. Dönemin başından beri derim. Oda hemen karşılık ‘’iyi akşamlar’’ dedi. Ben inerken pek konuşmaz bir kere de beni unuttuklarında şikayet etmemiş idare etmiştim onun ertesi günü kendi demişti. O diyince çok hoşuma gitmişti. Kart duruyor ama daha 25inde ve bence biraz olsun Murat Dalkılıç’a benziyor J sonuç olarak boş yere kendimi kurdum üzdüm… tipik Myna işte ne olsun.
NOT: 20 dakikalık yol diyorum ya bu Adanalıyla 13 dakikada geliyorum siz düşünün artık o gaz pedalının halini neyse diceklerim bu kadar iyi geceler..

                                                                                   








                                                                                                                       Sakar Myna

3 Nisan 2014 Perşembe

Ah Adanalı'm!

O lanet olası ‘’sen git seni istemiyoruz serviste’’ alt mesajını içeren konuşmasını yaptıktan sonra dünyam karardı. Tamam abartmış olabilirim ama niye ben istenmeyen insan oldum diye içerledim bayağı hatta gözlerim doldu, sesim titredi.  Eve gelince Ekosüperpeçeteyle  konuştuk felan ama bi çıkar yol yok ki. Neyse bu sabah ( benim sabahım 11 oluyor) aradım abi böyle böyle imkanım yok şirketi de aramadık senin başın ağrır diye dedim. ‘’olmuyo kavga çıkıcekte siz arayın şirketi de bık bık bık….’’ Allah’ım! ‘’ sizin kaydınızı Bay K.’mi yaptı? Ben olsam hiç yaptırmazdım sorun oluyor işte bla bla bla..’’ o kadar moralim bozuldu ki. ‘’Sen kimsin lan kimi istemiyon olum adam ol kafanı kırarım benim paramla geçiniyon len dürzük!!’’ diyesim geldi sustum gene. ‘’abi tamam ararız şirketi babam evde bi onla konuş al ‘’ babamla bayağı konuştular. Neymiş efendim otobüsle gidebilirmişim o adamların ekmeğiymiş haklıylarmışta mış. Babamda baya laf yetiştirmeye uğraştı ama yok adam ciddi ciddi beni istemiyor.Tamam şirketi arayayım diye döndük. Aradık orada da en az üç kez farklı kişilere ulaşmaya çalıştık en son 4.zat-ı muhtereme ulaştık. Oda bize ‘’o sorunu üç hafta önce çözdük olur mu öyle şey bu dönem sizi götürcez falan filan.. ben ararım onu neydi adı tamam ben onla konuşup dönerim size.’’ Tabi ki dönmedi. Ve aramamış şoförü! Ben evden çıkarken aradık şoförü beni kimse aramadı deyince babam kudurdu tabi. ‘’ seneye önüme altın serseneiz bu şirketle iş yapmam bu ne böyle, birbirinizle irtibat bile kurmuyosunuz , ne biçim iş, madem kayıt alıyorsunuz İzmitten düzgün yapın…….’’ Bayağı döşedi. Sonra ben durağa çıktım adam geldi aldı beni. O kadar çekinerek biniyorum ki anlatamam adam laf etcek bana diye diken üstündeyim. Adamın totosunda değilim. Öndeki grupla gırgır yapıyor, eğleniyor. O kafasını direksiyona vura vura pekmezini akıtmak istedim. O gırgır yaptığı kızlara da gıcığım benim bi adım yok ya anıra anıra ‘’Özdilekten binen kız?’’ diye sesleniyor. İkisini birlikte paralamak istedim. Çok ama çok istedim beni boş yere strese soktu dangalak kendisi eğlensin yok yaa!  Akşam dersten sonra Siyahın evine çay içmeye gittik. Yolüstünde markete uğradık herkes bir şeyler alıyor bizim akıllı Siyahta :’’ kasaya koyun hepsini bir geçirelim’’ yemezler o ayakları aklı sıra bize hesap ödetmiycek yok ya. Aldık mamalarımızı gittik çayımızı mamamızı zıkkımlandık. İlkokul ve lise hayatım boyunca olduğu gibi ortamın en zevkli yerinde eve dönmek zorunda kaldım. Kalktım servis alanına gittim, ama

nasıl gerilmişim ben bile farkında değilim. Serviste kaskatı oturuyorum gözlerim hep yerlerde. Adam bi laf sokacak diye ödüm kopuyor. Servisin en cins çocuğu olan Kocaman (poposu öyle kocaman ki insanlar onu anlatırken hani şu koca dötlü olan diye tarif ediyor) bizim Adanalı şoförle konuşuyor bir ara birkaç kelime yakaladım ‘’ abi hala sorun oluyor mu noldu ne gitti’’ ‘’şey varya(ismi devlet sırrıymış gibi gizli söylediler) Onu attıracam şikayet var’’ aman Allah’ım bana taktı adam beni attırcak kesin. Anam ne edeyim nerelere gideyim ben eyvah eyah. Şimdi mıçtın kızım hemde büyük mıçtın…diye kendimi kurdum kurdum da kurdum. Ah Ekosüperpeçete git al şu arabayı da kurtulayım şunlardan ya ömrümü yediler yahu. Şu yirmi dakikalık yol için çekmediğim zulüm kalmadı diyebilirim. Ah bi arabam olsa.. ama hayırlısı neyse o olsun ya napalım artık başa gelen çekilir. Ha bu ara da çok mutsuzum ben How I Met Your Mother'da bitti :( ekstra mutsuzum 

                                                                                                                 Sakar Myna

Ben deli değilim!?

Benim çok sevdiğim arkadaşım Siyah üç haftadır okula quiz olcaz diye gelip duruyor. Her hafta aynı muhabbet ama görmelisiniz. En son dünde aynı şeyi söyledi. ‘’Siz inanmayın daha görürsünüz yarın quiz yapacak bu hoca dediydi dersiniz o zaman görcem sizi hadi bakalım.’’ ‘’ee tamam ama yapmazsa sen ne vercen kızım kaç haftadır aynı terane adam ne sorcak zaten anlattıklarını toplasan 1 saat etmez…’’ Sonra neyse eve geldik mal mal işlele uğraştık hepimiz. Siyah o kadar quiz diyipte quize harıl harıl çalışmayan yegane insandır. Bugün okula bir gittim amanın. Hiç görmediğim sıfatlar doluşmuş sınıfa. Ben mi yanlış geldim lan? Diye düşünmedim değil, sonra bizim sınıftan birkaç kişiyi görünce oh tamam doğru geldim dedim. Derken hoca elinde bir tomar kağıtla geldi ‘’Ders saatine kadar çalışın bari quiz yapcam.’’ Dedi ve gitti. Anam bir tutuştum ki sorma. Hiçte kafam basmıyor bu derse. Çünkü bugüne kadar öğrendiğim tüm şeylerin tam tersi olduğunu iddia eden bir ders olunca insanın kafası karışıyor haliyle. Size sorsam soyut ve somut neye denir diye. Herkes somut beş duyumuzla algılayabildiğimiz şeylerdir, algılayamadıklarımız soyuttur der değil mi? Ama kazın ayağı öyle değilmiş hocamız öyle diyor. Ya işte bende öyle bön bön baktım adamın suratına. ‘’hacı kafan mı iyi ne diyorsun sen ne ayaksın lan? Kafamı bulandırma oğlum!!’’diyesim geldiyse de sustum. Dersin adıyla bu kadar çelişik olması da çok enteresan ‘’MANTIK’’ dersi adı altında bize saçmalıklar öğretip birde sınav yapıyorlar. Sınav kağıdına yazıyı ilk gören insanmışım gibi baktım yahu. Birde anlatmadığı bişiylri de sordu mübarek. Utanmadan da ‘’Nasılsa bir şey yapamıycaksınız süreniz 5dakka oyalamayın beni haydi.’’ Dedi herif ya. Sınavdan sonra Siyah’ın ben demiştim bakışları zafer edasıyla parıl parıl parlıyordu. Sen çalıştın mı dediğimde ‘’Yok ya şöyle bir okudum sorsan pek bir şey söyleyemem doğrusu’’ diyince haliyle şok oldum. Aman bizim Siyah’ta böyle denişik bir arkadaş. Quizden sonra sınıfı bıraktı hoca. Yemin ediyorum şu servis yüzünden erken biten derslere gıcığım. Öğrencilik sıfatına yakışmıyorum. Siyah gel bize dedi ama hiç otobüse binesim yoktu. Sonra bir başka arkadaşım (evi yürüme mesafesinde olan) gel bize deyince yok diyemedim. Bende gerçekten hayır diyememe durumu var he. Neyse gittim oturdum kalktım servise geldim. Tam binerken şoför senle bi konuşak diye çekti beni kenara. Normalde servisle gelmiycem bugün mesajı attığımda sadece ‘’ok’’ diye cevap atan adam bir anda centilmen oldu.

-N’aber nasılsın?
+iyiyim sen nasılsın?
-iyiyim bende ya şu İzmit otobüsleriylen sorun yaşıyoruz bugün arabanın önünü kestiler…….
Çok sulu göz biriyim o öyle anlatıp imkanın varsa çık servistene getirince muhabbeti hemen sesim titredi gözlerim doldu. Niye? Malım çünkü başka açıklaması yok.
+tamam ben babamla konuşayım gerekirse şirketi ararız, ben imkanlarıma bakarım sana dönerim yarın.
Adam da haklı en psikopat İzmit şoförleri eşkiyalık yapıyorlar. Ama ben bu vakitten sonra ne yapabilirim paramı da peşin vermişim. Geldim babamla konuştum doluya koyduk almadı boşa koyduk dolmadı. ‘’bu dönemi bi şekilde idare edeceğiz bu saatten sonra yapacak bir şey yok, ama seneye onlar gelip ağlancak bize gelin bize gelin diye.’’ Benim için en hesaplısı servis iken orda da istenmiyorum. Sinirden ağlayacağım sonunda, çaresizzzz içimdeki cocugk…..  gerçekten moralim öyle bozuk ki. Birde sonradan gelen Nankör hanım rahat rahat gidip geliyor şu yirmi dakikalık yolda ben istenmiyorum, ben sorun yaşıyorum, ben çekiyorum ya en çokta o koyuyor. Sinirimden kızın üstüne atlayıp saçını başını yolduğumun hayallerini kuruyorum. Acaba ben mi deliriyorum? Yok yok çevremdekiler deli bence bende sorun yok tabi bende niye olsun onlar kaçık ( anca kendimi böyle avuturum bende)

                                                                          
                                                                                                                       Sakar Myna 

2 Nisan 2014 Çarşamba

Gezmelerde bir Myna

Dün gene mal gibi gittim okula, oturdum sırama beklemeye başladım. Tabi ki o lanet serviste Nankör hanımla burun buruna gelmem de cabası. Neyse sınıfta Gömlek vardı Allahtan onunla muhabbet gırgır yapıyoruz derken hoca yerine asistan geldi. ‘’Hocanızın işi çıktı, kendisi gelemiycek ben ödevlerinizi toplicam.’’ Bir de büyük bir lütufmuş gibi ‘’Yoklama almıyorum gidebilirsiniz’’  Orada demek vardı lan dangalak hoca da yoklama almıyor zaten bir duyuru yapıp haber vereydi iyiydi ben neyse de ta İstanbul’dan gelenler var insaf diye ama sustum.  Kızlar başladı eve gidelim demelere e ben nolcam lan?! 8,30’a kadar ne halt etcem? ‘’Gitmeyinn nolür nolürrr bi şeyler yapak gitmeyin  L’’ diye ağlayarak ikna ettim kızları. Sonra Gömlek ‘’çok açım la yemekhaneye gidelim’’ demesin mi? Ben çok antika bir insan olduğum için aşırı yemek seçiyorum. Biliyorum hoş bir şey değil ama doğdum doğalı böyleyim ben elimden gelmiyor. ‘’Ah canısı ben yemekhanede yemiyorum kie, ama açsan gidelim.’’ Diğerleri de bayağı acıkmışlar haydi gidelim diye hücum yaptılar. Baktım menüye en sevdiğim çorba var, birde bilmem ne köftesi varmış. Zaten kaç gündür canım köfte istiyor diyip daldım bende. En son ayran sandığım yoğurdu almak için verdiğim mücadele anlatılmaz yaşanır cinsindendi. Sonra onun ayran değil de yoğurt olduğunu anladığımdaki hayal kırıklığım da öyle. Neyse yedik zıkkımlandık, haydi bir çarşı yapalım dedik. Duraktaki otobüse koşa koşa yetiştik. Yaldır yaldır giderken Siyah taktik veriyor bize: ‘’ Görmemiş gibi davranmayın en pahalı yerlerde bu fiyat ne diye ciyaklamayın hı iyiymiş diyin azıcık sosyetik davranalım. Azıcık havalı davrancaz bak bozanı döverim….’’ Sıraladı durdu. Otobüsten indiğimiz yerde çakma çanta satan yere balıklama atlayıp ay ne güzel buraya girelim yapmasın mı? O tipi çok komikti. E sonuçta indirim veya ucuz bir şey gören bir bayanın önünde hiçbir engel duramaz değil mi? Sonra gezdik bayağı bir mağazada Siyahla, Filozofiye bir şeyler denemeye gittiler. Kapıda iki kişi girilmez çantayla girilmez yazıyordu. Tüm yasakların canına okudular. En son Siyah bir trençkot buldu alsam mı güzel mi diye bayağı bir tereddütte kaldı. En nihayetinde aldı onu. Sonra hepimiz dağıldık. Ben mal gibi gene kampüse çıktım ordan servise gittim. Önceki günde hoca erken bırakınca yalnız olduğum için bindim otobüse gittim. Bugünde öyle yapacağımı sanan Nefret beni servise binerken görünce gözleri bir açıldı ki sormayın. Görsen babasının arabasına lök diye binmişim gibi. Artist sen sonradan geldin ulan. Ek tercihsen kesinlikle benden sonra geldin bu ayaklar ne? Neyse gene dövesim geldi şunu, ama sakinim iyiyim ben tamam. Üniversite arkadaşlarımla ilk gezmem dün yaşandı sevgili seyirciler J Devamı gelicektir… Unutmadan bizim Filozofiye anasına beni anlatmış. Ne dedin nasıl anlattın dediğimde cavabı aynen şöyleydi: ‘’ Anne sınıftan Myna diye bir arkadaş var kıza aa desek İzmit’e gelin diyor, iki lafından biri İzmit’e gelin demek.’’  ‘’Geldiniz mi peki? Gelin de susturun beni Allah Allah,  ablanızım ben sizin çok konuşmayın’’ ikinci kısmı biraz içimden demiş olabilirim.
 Neyse ya bende bir gün İstanbul’a gitmek istiyorum azıcık göreyim. Okul gezisi haricinde gitmedim hiç yazık bana çok cahilim :P


                                                                                                                                          Sakar Myna