19 Ekim 2015 Pazartesi

Temizliğe Kafa Atan Bunalım..

Bunalımdaki Myna temizlik yaptı. Pazar günü misafir gelecek olmasa gene elimi sürmem. Bunalımdayım! Annem desen hasta bişey yapamıyor. Kardeşlerim okul dershane falan filan yırtıyorlar. İşler Mynanın elini öpükler. Yapmıyorum dedim  u zamana kadar direndim ama yok içim daraldı artık hemde misafir gelecek diye evin altında olan üstünü yerine koydum.
Dip bucak süpürdüm. Lanet örümceklerle kavga ettim. Halıları dövdürdüm vs. tam iş bitti az oturayım sonra cam silerim derken annem gel şu halıyı değiştirelim diğerini serelim demez mi? Ben zaten iş yaparken çenem düşüyor söylenmekten insanları kaçırıyorum. Gene başladım yapmıyorum lan bir gün babamla yapın edin falan. Sonra baktım bizim iki numara halıyı almış hadi beraber yapalım diyor. Ulan ya! Diyerek gittim bir baktım en son kanepeleri itiyorum kakıyorum falan tek başımayım. Allah’ım neden? Diye konuşmaya başladım. Halıyı da kanepenin altına soktuktan sonra gittim cam silmeye. İş güç biti derken annem elinde bez şurayı da siliver diyor.

Gözlerimden lav fışkırdı lav! Yaparım falan dedim ama yattım. Yazdan beri çok hareket etmediğim için bünye cortlayacak sandım. Babamın evde olmayışını fırsat bilip dizi izlerken zil çaldı hastıroloji derken kapı açıldı. Bizim siteden bir oğlan çocuğu. Neymiş kapıda kalmış annesi bir yere gitmiş bizde dursunmuş. Baba! Sen bize sokakta her bulduğun şeyi eve getirme derken sen ne yaptın? Çocuk geçti içeri bak asıl olay bundan sonra..
Canı sıkılıyor verdim telefonumu al oyna len dedim. Atmaca gibi atladı telefona. Sonra bir ara burnunu çekiyor annem mendil verdi al sil oğlum dedi tamam dedi ama o mendil pek kullanılmadı. Annen nereye gitti biliyor musun dedik düğüne dedi. Lan ebeveyn olmak için cidden ehliyet vermeleri lazım insanlara! Düğüne giderken çocuk sokakta bırakılır mı? Nasıl bir mantıktır bu? Ki bu çocuk zekasal problemli zeka yaşı iki yıl kadar geriden geliyor ne dayaklar yedi ne doktorlara götürüldü. Böyle bir çocuğu sokakta bırak git akıl var mı bilemedim.

Akşam on buçuk gibi telefon geldi annesi gelmiş. Söyledik tamam dedi ama telefonla hala oynuyor. Hatta bu oyunu beğendim indireyim mi diyor. De ge tordan demediysem hanımefendiliğimden değil gayet yorgunluğumdan.. sonra babam baktı gitmiyo oğlum annen bekliyor hadi dedi. Hey gidi dedim ya. Böyle mal insanların sürü sepet çocuğu olur nice bilinçli insanlar çocuğum olsun diye ağaca çıkıyor.
Nefret Siyahla konuştuktan sonra arada bakışlarını yakalıyorum. Sanki yanıma gelmek istiyorda evcil köpekbalığımdan korkuyor gibi. Geleni yemiyorum da neyin korkusu bu acaba? Onun o bakışları nedense canımı acıtıyor. İçten içe dram yazıyorum. Biz çok iyi kankaydık ama sonra o benim manitamla beni boynuzladı. Ben ondan uzaklaştım sonra benim eski manita bunu da boynuzladı bu da beni kaybettiğine yanıyor gibi. Çok tutar yaz bunun senaryosunu telif hakkı da istemiyorum bak valla.

Tatilsizlik bende bunalım etkisi yaptı. Nasıl kurtulurum bilmiyorum çok mutsuzum lan. Her şeyim var çok mutsuzum. Sakın Allahtan kork imansız deme bana! Bende biliyorum ama içten içe mutsuzum. Keşke hep çocuk kalsaydık. Tek derdimiz oyuncağımızı paylaşmamak olsaydı.. hadi ben okula gider sabahlara kadar ders işkencesine öpüldün okuyucu…

                                                                                              Myna..

8 Ekim 2015 Perşembe

Öylesine Bir İç Dönüş..

 Şaka gibi. Bugün Nefret, Siyah'a beni sormuş. Konuşmuyor bizden uzaklaştı falan filan. İçim acıdı. Ben mi uzaklaştım. Belki. Ama niye?  Çünkü Nefret ve Nankör hep birlikte olmaya başlamıştı. Bende aradan çekilmeliyim diye düşündüm. Selam vermeler zamanlar denk gelen gözleri kaçırmaya başladı.
 Hiç yokmuşum gibi.
Ama komik olan donuk olan facemi bazen açmam gerekiyor. Bir baktım ki Nankör beni silmiş ve Nefretle hala arkadaş gözüküyoruz. Komik dedim çünkü serviste Falan Nankörle baya muhabbet ediyorduk. Net şekilde Nefretle konuşmuyorduk.  Aramızda hiç bir şey geçmemiş olmasına rağmen böyle olmuştuk.
Düşünüyorum da ben zaten onlara çok uyamazdım.  Ayy şu çocuk taş, oha bu çocuk süper, gördün mü bana baktı vs. Konuşmalar beni bayıyor.  Nedense onun beni sorması içimi acıttı keşke böyle olmasaydık dedim içimden. Kalbinde kötülük olmadığını iyi biliyorum biraz saf, biraz gösteriş budalası ve biraz da erkeklerle fazla laubali olsa da kötü biri değil.
Ama iyiki böyle olmuş ki Siyahla dost oldum, bizim aramız bozulmasa belki Siyah selam verip geçtiğim herhangi biri olacaktı.  Iyyy düşüncesi bile kalbimi acıttı. Şu üniversite de gerçek dost diyebileceğim insanlardan biri SİYAH. Nefret hiç bir zaman o kategoriye girmezdi çünkü uyuşmuyorduk. Ben beni düşünen dost isterim sürekli konuştuğu çocukları anlatan birini değil.. Bu da böyle bir iç dönüş olsun

7 Ekim 2015 Çarşamba

Okul açılmasa mıydı?

Okul? Her ne kadar yaz bitsin okul açılsın diye söylendiğim günler çoktan geçmişte kaldı.. ikinci haftadan bitse de gitsek moduna girdim. İlk hafta zaten bizim tayfadan kimseler teşrif etmedi. Nasıl olsa giden birileri vardır ne gerek var şimdi popişimizi kaldırmaya diyerek. Siyah ve ben iki mal olarak teşrif ettik tüm derslere. Perşembe Rizeli geldi. Bununla geçen dönem samimi olduk bu sene Siyahların eve çıktı yani ev arkadaşı oldular. Myna üzgün Myna dışlandı. Tabi ki öyle olmadı başta içten içe böyle olur hep böyle oldu diye kafamda kurarken Siyah telefon edip asla öyle olmaz senin yerin başka diye konuştu. Nasılda içimi biliyor DOSTUM!
Ne diyordum Rizeli de Perşembe gelince hoppala yavrum olduk üçlendik. Gömlek koca hafta Sakaryada olmasına rağmen derslere gelmedi.
Ve ben salak gibiyim gözüm hep Nankörle Nefreti arıyor. Görünce tadım kaçıyor. Mazoşist olabilirim. Asıl bomba burada Nefret burnunu yaptırmış. Lan diyorum sanki başka kız bu ama Nankör yanında saçı da aynı diyorum derken kızlardan biri BURNUNU YAPTIRMIŞŞŞŞŞŞ VIŞŞŞŞ!! Diyince ohalar beni götürdü. Lanet olsun baya güzel olmuş. Mod on: haset!

Teee ilkokuldan beri kankito olduğum bir arkadaşımla liseden sonra daha doğrusu afyondan sonra bazı nedenlerden dolayı konuşmaz olmuştuk. Baya ciddi birbirimizi silmiştik. Derken geçen hafta mesaj attı eski konulardan bir mesele için. Meğer bu eşek kafalı zamanında bizi bayağı bir kandırmış. Bizde mal gibi inanmışız. Oydu buydu derken barıştık. Akrep burcu nasıl affetti hala anlamadım. Oraları çok eşelemeyeceğim.
Pazartesi çalçene bir hoca sayesinde ki ders bitiş saatinden erken bırakan bi milyon hoca varken yarım saat kala salmak nedir? Hocam kız başımıza çok tehlikeli yapma böyle diye ağlamak istedik. Sonuç gece 11de eve geldim ve yollarda arabanın içini bolca Yusuflarla doldurdum. Karanlık virajlı yol uçsam gitsem kesin ölürüm. Kendimi kura kura geldim.

Okulda park ederken stresten ölebilirim. Arabalara min. 3metre uzaklıkta olunca huzurlu olabiliyorum.
Latince dersim var. Hoca çok tatlı biri neşeli cıvıl cıvıl ama işte Latince göz korkutuyor yine de. Allah’ım bana çok zihin açıklığı ver amin.
Artık tatilsizlik başıma vurdu herhalde her şeyden öyle bıkkınım ki hiç bir şey yapmak istemiyorum. Saçlarım bile ölmeye başladı. Neredeyse popoma kadar olan kaçların omzumun az aşağısında şimdi. Kestikçe kendine geleceğine daha da ölüyor. Herhalde bende bir Tuğba büyüküstün olacağım. Ya da Hamdi olurum kısacık saçlarla. Hep bere takar haydut gibi gezerim ortada. Saçlarım kendinize gelin!

İçimdekileri döktüm rahatça gidip uyuyamayabilirim. Myna dönüyor ahali..

3 Ekim 2015 Cumartesi

Duyarsızlığı Kınıyorum!

Rehberimde aranmadık insan kalmadı. Mail kutuma dün bir tane mail geldi oda kediler Ankara da mı diye sordu. Delirmemek elde değil. Onca insan arasında hiç kimse ben bakarım diyemedi. Derneklerle defalarca konuşulup ilanlar verilse de sonuç yok. Bugün son kez dernekten bir başka yetkiliyle konuşuldu ve alınan cevap ‘’Bu sene kedi patlaması yaşadık ve gerçeği söylemek gerekirse sokağa salın yapabileceğimiz bir şey yok’’ oldu. Dünya ne kadar duyarlı bakar mısınız?
Onları sokakta düşündükçe ağlamaktan helak oldum. Ne kadar ağlasak da zırlasak da elimizden hiçbir şey gelmiyor. Bu yazıda insanların duyarsızlığını kınıyorum! Diyebileceğim başka bir şey yok.


İçim rahatlar belki diye internette baktım ve herkes sokağa salma ölür, yaşayamaz, direk öldürsen daha iyi vs. çeşitli katliam senaryoları fır dönüyor. Allah’ım diyorum belki doğası gereği tutunur hayata, belki onlar için böylesi daha hayırlıdır, böyle olması gerekiyordur. Arkadaşıma döndüğün zaman onları geri almayı düşünür müsün dediğimde eğer durumları iyiyse neden alayım ama kötüyse ve onları bulabilirsem tabi ki alırım dedi. Belki diyorum bir süre hayatta kalmayı başarırlarsa bir umut yuvalarlına geri dönebilirler. Sizinde dualarınız onların üstünde olsun diyecek başka bir şey yok..