İnternet camiasıyla tanışmam
ilkokulda bilgisayar dersiyle başlamıştı. Hoca ders anlatırken biz
bilgisayardan anlayan birine e-mail açsın diye dil döküyor olurduk. O zamanlar
MSN diye bir sosyal ağ vardı oradan dizlediğin şarkıyı göstererek mesajlar gönderilirdi.
Nickler kanayan güllerin devriydi. Kimse kendi adıyla mail adresi açmazdı ve
abuk subuk şeyleri ezberler bu şuydu diye aklımızda tutmaya çalışırdık.
Ergenlik yıllarımın en cool olayı havalı bir mail adresi sahib olmaktı.
Sınıfta iki bilemedin üç kişinin
evinde internet bulunuyordu. Onlar bu ortamın eski toprakları sayılıyordu. MSN
‘de epey çevreleri vardı bizim gibi sınıftaki kankalarından ibaret değildi.
Konuştukları çocuklar vardı. Kardeşimin araştırma ödevlerini fırsat bilip
internet kafelere giderdik ödevi masaya oturduğunun 3.dakikasında halletmiş
olup kalan zamanı MSN için kullanmak için kendimizi epey geliştirmiştik.
Kafeler erkek dolu olduğu için hep gidebildiğimiz yerler olmuyordu. Küçük bir
kasabada yaşayınca yeni alternatifler bulmak zorundaydık.
Evinde internet olanlar en
yakın arkadaşlarımız olmuştu. Çıkardı dediğini duyar gibiyim hemen çıkar o
düşünceyi kafandan! Bizimki paylaşımdı. Onun o geniş arkadaş çevresini bizimle
paylaşması. Çünkü paylaşmak güzel şey çocuklarımıza öğretelim. Neyse konumuza
dönelim. Bilgisayar konusunda o kadar tazeyiz ki kızın sağ tıklayıp yenile
yapmasını hokkabaz izler gibi büyülenerek izliyorduk. ‘’oha bunu yapmayı nerden
öğrendin?’’ dediğimizde o da kasılarak ‘’ay canım o da bişey mi?’’diyip
klavyede ne kadar hızlı yazabildiğiniz gösteriyordu. Tabi ki ağzımız beş karış
açık büyülenmiş gibi bakıyorduk. O dönemin cool eylemiydi onun yapabildikleri.
Biz çekirgeleri yetiştirip doğaya saldı. Onun çevresiyle konuşarak bir müddet
staj yapmış ve işi kavramıştık. Artık bizde klavyede hızlı yazabiliyorduk. Yem
arayan tavuk gibi tık…….tık…..tık diye klavyeyle savaşmıyorduk.
Artık kendi aşk meşk
işlerimize başlayabilirdik. Hoşlandığımız çocuğu ekleyip hiç yazmayarak sanki
ilgilenmiyormuş edasıyla takılabilirdik. O online mı diye günde 5000 kez
arkadaşımızın beynini yiyebilirdik. Tabi bu arada olay iyice yayılmış çoğu eve
internet bağlanmıştı. O dönem hızlı gelişmeler oluyordu tabi biz internete yeni
alışmışken telefon furyası çıkmıştı. Telefonlu arkadaşlarımızı günden güne artmaya
başlamıştı.
Telefonda en havalı şey ise
kızılötesi özelliği olmasıydı. Tuşlara basarak melodi yapmak en büyük hobiydi.
Anne-babanın telefonunu araklayıp hoşlandığın çocuğu arayıp müzik dinletmek en
büyük aksiyondu. Düşündüm de ezberimizin en kuvvetli olduğu dönemlermiş.
Herkesin mailini ve telefonunu ezbere biliyorduk. Ödemeli atmak en büyük
eğlencemizdi. Bir kere evet iki kere ise hayır demekti. Tasarruflu çocuklardık.
O dönem mesajlaşma olayı ağabeylerimiz ablalarımızda vardı. Biz olan
kontörümüzle melodi indirirdik. Mesaj atacak kimsemiz yoktu atsak da ödemeli
geri dönüş alıyorduk sonuçta. Derken birden yeni bir sosyal ağ patladı.
Facebook! İsmail YK şarkılarıyla coşan gençlerken onunda bu alanda şarkı
yapması bizi o alanı iteledi. Mail adresi olmayanlar bu defa kesin olarak mail
açıp facebook’a kayıt oldular. Burada nick derdi yoktu herkes kendi adıyla
vardı. Şimdi düşününce Allah’ım ne korkunç nickleri ezberlemişim hafızamda
kazınmış haldeler. Facebook camiasının da bokunu çıkardık. Duvarımıza abu subuk
olan ama o zaman bize son derece nlamlı laf sokan beyitler paylaşırdık. Ne
dinliyorum özelliği olmadığı için beklediğimiz zat online olunca hemen şarkıyı
paylaşırdık üstüne de iğneleyici iki kelam laf yapıştırmak adettendi. Msn
camiasını özler olmuştuk. Çünkü orada konuşurken profil resmini çeşitli kanayan
gül resimleri atabiliyorduk. Ya da laf sokan yazıları koyup ‘’noldu üstüne mi
alındın cınım’’ diyebiliyorduk. Bu yeni camia bizim ağalığımız epey sarstı.
Yeni racon yolları bulmak zorundaydık. Şarkıyla laf sokamadı diye depresyona
giren arkadaşlarım oldu. Ciddi bir sorundu bu biz ergenler için. Sonra resim
paylaşma özelliğiyle hayalleri yıkan etiketlemeler başladı.
‘’ay o kızla mıymış Allah’ım
intihar edeceğim ya bu ne? O kıza nasıl bakar..!’’ gibi delirmelere kız tarafı
olarak biz maruz kaldık. Zaman geçmiş biz artık lisedeydik. Kız dedikodu
grupları iyice oturmuştu. Erkeklerde ise sigara ve alkol kullanmak havalı
sayılmaya başlanmıştı. Kızlarda bunları ulu orta ilan ederek kullananlara itici
hatta yollu gözüyle bakılıyordu. Biz
kızlar delirirken erkekler rakı sofrası demiyeyim de bira şenliği yaparak içip
dertleşirlerdi. Kafası güzel olunca da kıza abuk subuk mesajlar atılır ya da
aranıp höykürülürdü.
Hatta benim birbirini
zamanında çok seven arkadaşlarım vardı. Kız bizim internet camiasında usta
saydığımız kızda yatıya kalmıştı. Çocuksa içmiş kafayı epey bulmuştu. Sonra
arkadaşları da ondan farksız olunca ‘’Dur saçmalama’’ diyecek kimse olmayışıyla
kızın evine gitmişler. Elinde bisküvisiyle gecenin bir yarısı kıza serenatımsı
ilanı aşk etmiş. Ama kız kısmı ve küçük kasaba dedim di mi? Kızlar tutuşup
Allah’ın varsa git, nolur git diye camdan yalvarmaya başlamışlar. Sonra ne mi
oldu? Bende bilmiyorum orada değildim. Evimde bilmem kaçıncı uykumdaydım.
Ertesi gün bu konuyu çok detaylı inceledik. Tabi biz diğerleri için efsane bir
aşk olarak adlandırıldı. Kızın o gece yaşadığı korkuysa korku filmlerini solda
sıfır bırakacak dereceydi. Bunun tribini uzun süre çekti bizim oğlan.
Kısa süreli beraberlikleri
oldu. Çocuk
kız için komşunun bahçesinden gül yolmuş okula geliyor. Yolda da internet ustamız
olan kızla karşılaşıyorlar. Gülü kıza gösterip fikir almak ister bizim oğlan
ama esas
kız gülü ustanın elinde görünce seyreyle cümbüşü. Kızların %99.9’u trip
o çok net. Bakın içerden bilgi veriyorum size beyler. Tabi bu bütün kızları
kapsamıyor mesela ben çok tripli değilim fazla umursamazım. Konumuz ben değilim
tabi ki.
O sıralar okuldan kaçmak çok
havalı bir eylemdi ama biz iyi aile kızları bunu yapacak cesarete sahip
değildik. Asi bir ergen Hacker arkadaşımız vardı. Gerçek hacker değil tabi
ki de. Bize göre bilgisayara takla attırabilecek bilgiye sahip kişi
hackerdır. Hacker da okuldan kaçardı
daha doğrusu sadece dersten kaçardı okulun bahçesinde bir başına takılırdı.
Karnesinde hiçbir olmadığını söyleyip çünkü çoğu sıfır diye anırarak gülerdi. O
zamanlar onun serserilik yoluna saptığını düşünürdüm.
Kız Allah seni napmasın :D cesurca anlatmışsın bütün ergenliğimizi valla tebrik ediyorum. Ben o kadar ağır ergendim ki şuraya yazmaya utanırım yani :D:D
YanıtlaSilValla pek pasif bi ergendim ondandır..en büyük atarım ayaklarımı yere vurarak yürümekti :) anlatabilmişsem ne ala :))
SilAyy ne güzel ben hatırlamak bile istemiyorum. Bir keresinde İstanbul'la bütün ergenlik dönemini itiraf etmiştik ve bir daha açılmamak üzere konuyu kapatmıştık :D
Silhahaha myna yaa
YanıtlaSilAma ama o zaman çok havalıydı :)))
SilAhahaha bayıldım yaa resmen ergenliğiimm :D
YanıtlaSilNe yollardan geçtik bisss :)
Silyaaa çok güzel olmuş yazıı beni o günlere götürdü ne kadar safmışız ya şu sağ tıkla yenile hareketi falan offf çok güldüm bunu hatrlayınca:D:D:D
YanıtlaSilHarbiden o zaman baya havalı birşey sanıyordum bu sağ tıkla olayını :)
SilYalnız baya geçmişe götürdü bu yazı beni. Ben o evinde interneti olan, okuldaki herkesi msne ekleyen ama kimseyle konuşmayan, orada cool cool takılan tiplerdendim. Bir şey yaptığım da yoktu sadece insanlara geç cevap verir msn aşağıda açıkken ben başka şeyler yapardım. Facebook da yine msn gibi birçok kişiden önce girdi hayatıma diye cool geçinirdim. 2008 miydi neydi liseye gidiyorum facebook benim neyime dimi ama ahahahahaha. Biraz kendimin farkına vardıktan sonra yaptığım ilk şey o geçmişi silmek oldu benim ahahahahahah
YanıtlaSilErgenlik utanç dolu bazen rezillik vs. Demek usta dediğim kategoriden geliyorsun hımmm...
Silahahahahaha ya çok keyif aldım okurken :D anılarım canlandı yaa, ne dinliyorsun özelliğini sağlam kullanırdım hahahaha :D MSN'i ve ilk telefonumu özledim galiba :/
YanıtlaSilHey gidi hey :) :))
Silallam yaaa baştan sona kıkırdadım anırdım gülmekten :)
YanıtlaSilAh ah yaşarken dünyanın en havalı şeyleriydi bunlar :)))
SilYaa şu an kendiminkini hatırladım, azıcık daha alt bir jenerasyon olarak benim zamanımda msn oldum olası vardı. İnternet de öyle, telefonu da 3. sınıftan mı ne almışlardı kursa gidiyordum diye. Hatırlıyorum ya turkcell'in 10000 sms pakedi vardı. onu 4000'e falan indirirdim ne günlerdi :D
YanıtlaSilPaket olayı yoktu günde beş mesaj atınca geri kalanı bedava oluyordu sonra paket devri başladı ne sevgililer rahat etti o zaman :)
SilYalnız o değilde bizden sonra ki nesillere alay konusu olmaya çok müsait bir durumdayız ama muhtemelen bizden sonra gelenler daha beter durumda olacakları için sıkıntı yok :d
YanıtlaSilHey Allahım bir ana babamızın anlatıklarına bak birde bizlere :)
her nesil rezilliği tadacak bence :)
Sil