okumak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
okumak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Aralık 2016 Cuma

2016'nın Okunan Kitapları Falan Filan

Üç yılı yatarak geçirdikten sonra gelen yıl neden bütün her şeyin bu yıla yığılmış olduğunu anlayamıyorum. Nefes almaya dahi doğru dürüst vaktim yok. Her günüm dolu ve benim biran evvel tez kitabımı okumam gerekiyor. Tabi tüm suçu okula atıp kendimi sıyıracağım yoksa ben bu işin altından ölsem aklanarak çıkamam. Hatalarım büyük! Sosyal medya ya da zaman emici demek daha doğru olur. Bir de daha çok ilgimi çeken kitapları okumak daha cazip geliyor.
Kitap demişken geçen yıl neredeyse hiç okumadığım için yılbaşında yeni yıl için hedef koydum. Tabi ki yüksekten uçtum ve yanına yaklaşmak şöyle dursun yarısına yetişir gibi oldum. Geçen yıl okuduklarım:
·         Yalnız Kadınlar Sokağı
·         Kral oidipus
·         Labirent: Ölümcül Kaçış
·         Labirent: Alev Deneyleri
·         Labirent: Son İsyan
·         O Adam Buraya Gelecek (okuduğum son pucca kitabı daha da okumam! )
·         Kötü Çocuk
·         Küçük Prens (Kitabı çok anlamadım belki ama filmine hayran kaldım)
·         Bana Kadar Yolun Var
9 Kitap okuyup kafa tutar gibi yeni yılda 50 kitap okuyacağım demek biraz show bence! 2016 okuma listemden önce aldığım kitapları hepsini değil ama bir kısmını söylemek istiyorum. Zira 85 kitap satıl almışım ve arada unutup atladıklarımda vardır.

·           Oğullar ve Rencide Ruhlar + Cehennem Çiçeği (okurken bayıldığım ve devam kitabında ufak sarsılmalar yaşasam da çok sevdim)
·           Momo (Zaman kavramına karşı ufkunuzu genişletiyor)
·           Audrey’i Bulmak
·           Satranç
·           Parçalanmış Gülüşler (Tolga’ya göz kırpar geçerim)
·           Otomatik Portakal
·           Sapiens (Merakımı cezp etse de almadığım ancak hoca ders kitabı olarak aldırınca sevindiğim ve ardından ders kitabı psikolojisine girip layığıyla okumadığım kitap, aslında eğlenceli okuyun derim)
·           Hayal Kahramanları
·           Siddhartha
·           Kadın Tamircisi
·           Tutunamayanlar (Hala Oğuz Atay’ı okumamış olmaktan utanç duyuyorum! En yakın zamanda okuyacağım)
·           Korkuyu Beklerken
·           Göğe Bakma Durağı
·           Koşmasaydım Yazamazdım
Bunlar büyük bir aşkla aldığım kitapların bazıları ve şiddetle tavsiye diyorum özellikle okuduklarımı. Şimdi sıra utanç verici okuduklarım listesinde:
1.   Sıfır /Tunç Kılıç
2.   Parçalanmış Gülüşler /Tolga Yazıcı
3.   4N1K /Büşra Yılmaz
4.   Gözölük /Koray Yersüren
5.   Yabancı/ Öznur Yıldırım
6.   Dönüşüm /F.Kafka
7.   Kim Güldüye Gittim Gelecem /Mine Sota
8.   Kadın Cinayetleri / Verda Pars
9.   Pasaklı Tanrıça/ Sophie Kinsella
10. Audrey’i Bulmak /Sophie Kinsella
11. Milena’ya Mektuplar / F. Kafka
12. Şans Bizi Bulunca / Merve Yıldız
13. Benimle Asla Tanışamayacaksın / Leah Thomas
14. Platon’un Aşkı /Rafet Elçi (Hayran Kaldım!)
15. Ev Kızı Evren / Filiz Şakar
16. Momo / Michael Ende
17. Oğullar ve Rencide Ruhlar /Alper Canıgüz
18. Satranç / Stefan Zweig
19. Aforizmalar /F. Kafka
20. Cehennem Çiçeği /Alper Canıgüz
21. Yok Bana Sensiz Hayat /Aslı Tohumcu
Çizgi Romanlar ve Mangalar ise
·           Thanos Yükseliyor
·           İron Man: İç Savaş
·           M.S. Marvel
·           Suicide Squad
·           Ao Haru Ride (Manga tavsiye ederim ben çok eğlendim)

13 Aralık 2015 Pazar

AÖFzede Olmak

Erken kalktığım zaman sebebine lanet ediyorum. Gül gibi hafta sonum aöf yüzünden erken kalkmaya yolda izde geçti. Sabah kalkarken ulan senin neyine ikinci okul otur normal okuduğun bölümü hak et önce diye kendime giydirdim.
Cumartesi arabayla gittim. Çarşının göbeğine yakın bir yerde arabayı bıraktım sınav yerime gittim. Allahtan o okulda benim patroniçem görevliymiş. Atladım abla telefonumu alır mısın diye girdim kapıdan. Oda şaşırdı aldı telefonu sonra konuşurken ben çantamı açtım içine baksın diye. Başta bakıyordu konuşurken sonra birde ‘ben niye bakıyorum ki sana ‘ diyip beni postaladı. Sınıfımda yatarken önüme gelen bayan selam verdi. Geçen sene de sıklıkla aynı sınıfta önlü arkalı oturuyorduk. Oradan hoş beş muhabbet ettik. İkinci sınav yerimizde aynı birlikte gideriz falan fıstık dedik. Sınavdan sonra indik Pazar günkü sınav yerlerimize baktık. Sonra şu avm de oturalım çok vaktimiz var derken bayanın eşi ‘’çoluk çocuk açız erken gel bizi doyur’’ diye mesaj atmış. Sınav yeri de oturduğu yere yakınmış. Madem öyle siz gidin ailenizin yanına dedim. Seni tek bırakmayayım falan dese de ben buralıyım ablası bakarım başımın çaresine alt mesajı olan bir konuşma yaptım. Sonra da görüşelim ailecek görüşelim dedi. Olur dedim ve gitti. İki adım attıktan sonra arkama dönüp baktım nedense. Kadın yok! Kurşun atsan yetişmez herhalde. Fişek gibi gitmiş.
Biraz avmde oturup pinekledim sonra tıngır mıngır durağa gittim ikinci sınav için. Durakta benim gibi bir mağdur daha vardı. Gelen arabaya sorduk meğer yanlış yerde bekliyormuşuz. Doğru yere gittik ama her adımda çoğalıyorduk. Ne bölünme oluyor bu?
Otobüse ben direk atladım bindim, şoföre sormadım bile yanlış olsa mal gibi gideceğim. Ama arkamdan binen kolonideki herkes mi sorar arkadaş? Bir baktım şoför sürekli kafa sallıyor soruyu dinlemeden. Yolda ilkokuldan bir arkadaşım da bindi onunla muhabbet ederek gittik geldik. Allahım arabayı aldım dönüyorum ama ben ben değildim. Bir trafik nasıl bu kadar kilit olabilir? İstanbulda yaşamadığıma da eminim! Birde spor ayakkabı yağmurdan ıslanınca o pedallar bir tuhaf oluyor, debriyajdan çok çektim beee!
Çok ciddi olmadıkça kornaya katiyen basmayan ben avaz avaz korna çaldım. Önüme atlayan araçların sınırı yok. Frene basmasam kesin kaza! Trafil açıldığı gibi bastım gaza yoksa cinnet kaçınılmaz.
Bugünse terlikatör annemle gittik sınava. Sabah onu bir kafeye götürüp çay aldırttım. O içerken ben gittim sınav olmaya. Gene ilkokul arkadaşımla karşılaştım. Sonra sınıfa geçtim. Ay sınıftaki hoca bir tatlı anlatim. Bişeyler değişmiş ona bakıyor. Bende ilk dün gördüğüm şeyi yani hocaların bizim kitapçık grubumuzu kodladıklarını söyledim. Güldü. O hep vardı biz çaktırmadan yapıyorduk dedi. Hıı dedim. Düşün hıı dedim. Sonra ne bölüm falan dedi bu alanın bakanı bayan di mi dedi. Hiç fikrim yok dedim. Sende pek alakalı değilsin diyince ama ben kendi bölümümle boğuşuyorum diye savundum kendimi. Ne okuyorsun dedi felsefe dedim. Sonra adam konuşmaya başladı. Her emeğin bir şekilde karşılığı çıkar bak ben tercih yaptığımda bu bölümü istemiyordum puanımda iyiydi ama o yllarda üniversiteler azdı. Sen kaç yaşındasın ? 22. Heh işte sen daha dünyada yokken falan fıstık. Müdürlük sınavına girdim ben aldım69,999 baraj 70di. Daha sonra nasip oldu müdür oldum ama ben bırakmaya uğraştım. Her işte var bir hayır demek ki dedim aynen öyle dedi.
Sonra diğer gözetmen olan kız geldi. Beden hocası olduğuna kanaat ettiğim biri. Sonra bu adam kızla konuşmaya başladı. Ben en ön sıradayım sınav başladı bunlar bıdı bıdı. Başta sinir oldum. Sonra sen lisede ne gürültülerde ygs çalıştın diyip kendimi gazladım. Sonra adam gelip burada konuşuyoruz ama rahatsız oluyor musun dedi. O öyle diyince zaten diyemem he evet çok rahatsız oldum diye. Yoo yoo devam edin dedim. Sonra gülüştük. Sınavdan çıkarken takıldı bak çenemize dayanamadı gidiyor diye güldüm.

İkinci sınava kadar olan vakitte annemle dolandık yemek falan yedik. Ay Allah’ım yemekten sonra bir midem bulanıyor anlatamam kusarak ölücem o derece. Kendimi tuvalete zor attım. Oraya gidince bulantım geçti. Sonra sınav yerine gittim açık ve soğuk hava beni kendime getirdi. Sınav sonrası azıcık alışveriş yapalım dedik ama yok arkadaş hiç bişey kalmamış ve mağazaların kapısından insan fışkırıyor. Aman dedik koşarak uzaklaştık. Durağa giderken üst geçitte bir oğla çocuğu eline bağlama almış dıngır dıngır ediyor. Önümüzden geçen biri para verince yüzündeki sevinci anlatmaya kelimeler yetmez. En azından dilenmiyor bişeyler yapmaya çalışıyor diye bende durdum para verdim.
Otobüste sanırım zeka engelli biri vardı. Maça götürmüşler sıkı fanatik. Yolda takım otobüsünü görünce ona öğrettikleri küfürlü sloganı söylemeye kalktı. Yanındaki arkadaşı olan gençler hep bir ağızdan şşşşşş yaptı. Sonra telefonda biriyla kavga etti. Gidemezsin diyo bak konuşamıyorum gidemezsin diyo. Sonra bok dedi yüksek sesle ve hemen sesini kısıp gidersin dedi. Çok tatlıydı. Ayıp olduğunu bildiği için gizleyerek söylemeye çalışıyor. Biraz olsun bilincinde olması çok tatlıydı.
Ben bu yazıyı yazarken dönerciden arkadaş mesaj attı. Acil amele lazımmış yarın işe gidiyorum. Dizimi izleyemiyorum birde! Kardeşlerim ders çalışıyor diye tv açtırmıyor babam!


Baba Can’dır diyip trajikomik mesaj verdikten sonra gidip internetten dizime bakacağım. Görüşürüz…