31 Aralık 2015 Perşembe

Güzel Bir Yıl Olarak Geliyorsan Gel.

Yeni yıl senden çok şey bekliyorum. Diğerlerinden pek beklentim yoktu ama sana güveniyorum hadi yüzümü kara çıkarma asasdfgh

·         Yeni yılda bunca gözyaşı ve akan kan dursun istiyorum.
·         İnsanların gönlüne biraz merhamet tohumlar ekilsin.
·         Okulumda çok başarılı olayım (amin)
·         Bu yıl pek kitap okumadım gibi bir şey, yeni yıl bana kitap okuma alışkanlığımı geri ver. Bissürü kitap okuyayım evde dağ gibi oldu kitaplar. Sürekli alıyorum ama okuma tempom aşırı düştü. Ona bir el at gözünü seveyim. Mesela 50 kitap okuyayım. Bu yıl 7 kitap falan okudum korkunç bir sayı ya!
·         Amerikan, Hint ve Türk sineması daha çok izleyeyim uzak doğu sinemasına da giriş yapayım artık.
·         Daha çok hatalarımı kusurlarımı düzeltebileyim.
·         Yeni yıl bol bol gülelim, mutlu olalım seninle.
·         İngilizce öğreneyim artık.
·         Her gün bir karikatür okuyayım mutlaka.
·         Her gün için güzel bir söz söylemeye gayret edip not alayım mesela.
·         Arada sırada ufak bir çocuğun gülümseme sebebi olabileyim.
·         Bol bol su içeyim. Hiç su içme alışkanlığım yok. Susuzluktan ölme seviyesine gelince aklıma geliyor.
·         Yeni yıl bize biraz huzur getir geldiğin yerden.

Benim yeni yıla diyeceklerim şimdilik bu kadar. Ama yeni yıl için kendime bir yapılacaklar listesi yapacağım sizde yapın ve uymaya çalışın. Başlamak başarmanın yarısıdır sonuçta. Sevgiler mutlu nice yıllara..

29 Aralık 2015 Salı

Felsefi Bir Çekiliş!

Hani çekiliş diye burada bik bik ötüp duruyorum ya. Artık faaliyete geçme vakti geldi. Şimdi ben bu çekiliş sayesinde takipçi kasayım derdinde değilim şurdan takip et buradan da takip et ölümü gör şurdan da şe et gibi bişey düşünmüyorum. Şuradan paylaşana 3 hak buradan paylaşana 50 hak gibi şeyleri de hoş bulmuyorum.Tek amacım hediyeleşmek, birinin yüzünde tebessüm olmasına sebep olmak!
Tek şartım blogumu takip ediyor olmanız. (yoldan geçene de hediye vermek gibi bir niyetim yok yani)
Bir felsefeci olarak bana yakışan tarzda kitaplar hediye ediyorum. İnanın çok eğlenceli. Benim 50küsür yaşındaki babam dahi okudu ve bir daha okuyacağını söylüyor. Felsefenin nasıl bir şey olduğunu hayatımızın nasıl içinde olduğunu görmemizi sağlıyor bu kitaplar. Bir küçük not defteri birde orta boy not defteri yanına da bir ayraç hediye ediyorum. Bu toyluk çekilişim ilerleyen zamanlarda daha da iyi şeyler yapmaya çalışacağım.


Çekilişi istediğiniz kimselere haber verebilir katılımı artırabilirsiniz. Çekiliş süresini çok uzun tutmayı düşünmüyorum. O yüzden 15Ocak 2016 gece 12de son bulacak. Son finalimden sonra bu işle uğraşmaktan keyif alacağım.

Şimdiden hayırlı olsun J

25 Aralık 2015 Cuma

Talihim Döndü Açılın Bilet Alıcam..

Çarşamba günü gelen kargoyu sevinçle aldım. Allahım ne kadar güzel bir şey bu. Gözlerim kalp kalp oldu diyebilirim! Kazandığım çekilişin hediyesi oldukça tatlış bir paketle geldi. Çerçeve masa tarzı olsa da annem onu duvara asmanın bir yolunu buldu ve odamda uyandığımda direk bakış açımda.  Buradan bir kez daha Klio’nun Şarkısı blogunun sahibi Sezer Hanım’a çok çok teşekkür ediyorum.
Resimlerin yan durması benim gerizekalılığım

Bende çekiliş yapmak istediğimi daha önce dile getirmiştim. Üniseks bir çekiliş olsun diye çok kafa patlattım. Hiç marjinal olmayan, sıradan bir şey yapacağım sanırım. Siparişlerimi bekliyorum elime ulaşır ulaşmaz resimleyip çekilişe start vereceğim. Bu ilk çekiliş şeysim olduğu için acemiliğime verin. İlerleyen zamanlarda kendi tarzımda şekilli şüküllü bir şeyler yapacağım.
Bu arada geçen hafta pazartesi iş yerinden çağırdılar. Çok sıkıştık dedikleri için gittim. Akşam eve nasıl geldim bilmiyorum baya hamlamışım. Aldığım siparişleri unutup durdum gidip tekrar sordum. Diğer garson yazsana dedi. Ama kısa yazamadığım için oda tantanalı oluyor.
Psikoloji hocası on sayfalık pcde yazım ödevi verdi. Ben alışkın olduğum için çok sorun olmadı. Siyah ve Gömlek’e dedim yardım edeyim söyleyin diye. Gömlek laptobu ver yeter biz yazarız dedi. İçime sinmedi gidip onlarda kaldım. Ev arkadaşlarından biri bizim sınıftan onun adı Kızıl olsun. Baya saçlı bir kişilik. Neyse Kızıl okudu ben yazdım.
 Benim işim bitti ama kızların seçmeli dersinden ödevi sınavı falan vardı onları bekledim yatmak için derken saat 3.30 oldu ısrar kıyamet beni yatırdılar. Sanırım uyumam dördü buldu. Sabah 7,30da kalkıp hastaneye gittim geçen yıl kaldığım amcamın hanımı dizinden ameliyat oldu ona gittim. Yarım saate çıktı ameliyattan belden aşağısını uyuşturmuşlar. Biraz durup Gömleklere gittim tekrar. Giderken hediyelik eşya dükkanına gidip paket kağıdı aldım. Nasıl bir uykusuzluksa kanepede uzanırken uyuyup kalmışım. Bir saatcik. Sonra çay kahve vs. okula çıktık. Latince dersine uykum yüzünden gidemedim diğer dersi de hoca bir saat analtıp bıraktı. Bunun için mi geldim ben diye atarlandım. Uykusuzluğuma güvenemediğim için Dost’uma çıkışta beraber dönelim böyle böyle diye. Kantinde tek başıma otururken geçen yıl bölüm temsilcisi seçtiğimiz bir sene okulu uzatan vatandaş geldi yanıma. Onun adı Bukalemun olsun.

Sağ olsun beni tek bırakmadı. Benimle birlikte vakit geçirdi. Gırgır şamata vakit akıp geçti. Paşamız benim gibi okulda kalmayı planlıyor. İlk o kalsın ardından ben gireyim inşallah çok amin. Dost’um geldi eve geçtik. Eve gelince az bi takıldım sonra güp yattım sabah 9,30da uyandırıldım ama gözümü açamıyorum o derece. Yataktan annemin kalk çığlıklarıyla çıkıp okula hazırlandım. Okulda Tatlıkıs sınıf arkadaşımla yemek yemeğe benim eski iş yerine gittik. Ustama falana filana selam verdim geçip oturduk. Bir kız geldi sipariş aldı. Ben şok. Geçen hafta yoktu bu bıldırcın ki ameliyat için hastanedeyken arkadaş arayıp çalışmaya çağırmıştı beni iki günde bu hız bilemedim. Hesap ödicem paramı almıyorlar. Al şunu diyorum arkadan usta alma diyo. Kasadaki çocuk benden küçük ben büyüğüm al diyorum he sen büyüksün yapıyor. Ben çok ısrar edince bu defa usta az al demiş galiba fazla para üstü verdi. Ustaya baktım göz kırptı. Gülerek çıktım. Bu yüzden pek gitmek istemiyorum beleşçi gibi olurum diye. Orda çalıştığımdan bu yana ilk defa yemek yemek için gittim sen düşün. Neyse diyeceklerim bu kadar..

13 Aralık 2015 Pazar

AÖFzede Olmak

Erken kalktığım zaman sebebine lanet ediyorum. Gül gibi hafta sonum aöf yüzünden erken kalkmaya yolda izde geçti. Sabah kalkarken ulan senin neyine ikinci okul otur normal okuduğun bölümü hak et önce diye kendime giydirdim.
Cumartesi arabayla gittim. Çarşının göbeğine yakın bir yerde arabayı bıraktım sınav yerime gittim. Allahtan o okulda benim patroniçem görevliymiş. Atladım abla telefonumu alır mısın diye girdim kapıdan. Oda şaşırdı aldı telefonu sonra konuşurken ben çantamı açtım içine baksın diye. Başta bakıyordu konuşurken sonra birde ‘ben niye bakıyorum ki sana ‘ diyip beni postaladı. Sınıfımda yatarken önüme gelen bayan selam verdi. Geçen sene de sıklıkla aynı sınıfta önlü arkalı oturuyorduk. Oradan hoş beş muhabbet ettik. İkinci sınav yerimizde aynı birlikte gideriz falan fıstık dedik. Sınavdan sonra indik Pazar günkü sınav yerlerimize baktık. Sonra şu avm de oturalım çok vaktimiz var derken bayanın eşi ‘’çoluk çocuk açız erken gel bizi doyur’’ diye mesaj atmış. Sınav yeri de oturduğu yere yakınmış. Madem öyle siz gidin ailenizin yanına dedim. Seni tek bırakmayayım falan dese de ben buralıyım ablası bakarım başımın çaresine alt mesajı olan bir konuşma yaptım. Sonra da görüşelim ailecek görüşelim dedi. Olur dedim ve gitti. İki adım attıktan sonra arkama dönüp baktım nedense. Kadın yok! Kurşun atsan yetişmez herhalde. Fişek gibi gitmiş.
Biraz avmde oturup pinekledim sonra tıngır mıngır durağa gittim ikinci sınav için. Durakta benim gibi bir mağdur daha vardı. Gelen arabaya sorduk meğer yanlış yerde bekliyormuşuz. Doğru yere gittik ama her adımda çoğalıyorduk. Ne bölünme oluyor bu?
Otobüse ben direk atladım bindim, şoföre sormadım bile yanlış olsa mal gibi gideceğim. Ama arkamdan binen kolonideki herkes mi sorar arkadaş? Bir baktım şoför sürekli kafa sallıyor soruyu dinlemeden. Yolda ilkokuldan bir arkadaşım da bindi onunla muhabbet ederek gittik geldik. Allahım arabayı aldım dönüyorum ama ben ben değildim. Bir trafik nasıl bu kadar kilit olabilir? İstanbulda yaşamadığıma da eminim! Birde spor ayakkabı yağmurdan ıslanınca o pedallar bir tuhaf oluyor, debriyajdan çok çektim beee!
Çok ciddi olmadıkça kornaya katiyen basmayan ben avaz avaz korna çaldım. Önüme atlayan araçların sınırı yok. Frene basmasam kesin kaza! Trafil açıldığı gibi bastım gaza yoksa cinnet kaçınılmaz.
Bugünse terlikatör annemle gittik sınava. Sabah onu bir kafeye götürüp çay aldırttım. O içerken ben gittim sınav olmaya. Gene ilkokul arkadaşımla karşılaştım. Sonra sınıfa geçtim. Ay sınıftaki hoca bir tatlı anlatim. Bişeyler değişmiş ona bakıyor. Bende ilk dün gördüğüm şeyi yani hocaların bizim kitapçık grubumuzu kodladıklarını söyledim. Güldü. O hep vardı biz çaktırmadan yapıyorduk dedi. Hıı dedim. Düşün hıı dedim. Sonra ne bölüm falan dedi bu alanın bakanı bayan di mi dedi. Hiç fikrim yok dedim. Sende pek alakalı değilsin diyince ama ben kendi bölümümle boğuşuyorum diye savundum kendimi. Ne okuyorsun dedi felsefe dedim. Sonra adam konuşmaya başladı. Her emeğin bir şekilde karşılığı çıkar bak ben tercih yaptığımda bu bölümü istemiyordum puanımda iyiydi ama o yllarda üniversiteler azdı. Sen kaç yaşındasın ? 22. Heh işte sen daha dünyada yokken falan fıstık. Müdürlük sınavına girdim ben aldım69,999 baraj 70di. Daha sonra nasip oldu müdür oldum ama ben bırakmaya uğraştım. Her işte var bir hayır demek ki dedim aynen öyle dedi.
Sonra diğer gözetmen olan kız geldi. Beden hocası olduğuna kanaat ettiğim biri. Sonra bu adam kızla konuşmaya başladı. Ben en ön sıradayım sınav başladı bunlar bıdı bıdı. Başta sinir oldum. Sonra sen lisede ne gürültülerde ygs çalıştın diyip kendimi gazladım. Sonra adam gelip burada konuşuyoruz ama rahatsız oluyor musun dedi. O öyle diyince zaten diyemem he evet çok rahatsız oldum diye. Yoo yoo devam edin dedim. Sonra gülüştük. Sınavdan çıkarken takıldı bak çenemize dayanamadı gidiyor diye güldüm.

İkinci sınava kadar olan vakitte annemle dolandık yemek falan yedik. Ay Allah’ım yemekten sonra bir midem bulanıyor anlatamam kusarak ölücem o derece. Kendimi tuvalete zor attım. Oraya gidince bulantım geçti. Sonra sınav yerine gittim açık ve soğuk hava beni kendime getirdi. Sınav sonrası azıcık alışveriş yapalım dedik ama yok arkadaş hiç bişey kalmamış ve mağazaların kapısından insan fışkırıyor. Aman dedik koşarak uzaklaştık. Durağa giderken üst geçitte bir oğla çocuğu eline bağlama almış dıngır dıngır ediyor. Önümüzden geçen biri para verince yüzündeki sevinci anlatmaya kelimeler yetmez. En azından dilenmiyor bişeyler yapmaya çalışıyor diye bende durdum para verdim.
Otobüste sanırım zeka engelli biri vardı. Maça götürmüşler sıkı fanatik. Yolda takım otobüsünü görünce ona öğrettikleri küfürlü sloganı söylemeye kalktı. Yanındaki arkadaşı olan gençler hep bir ağızdan şşşşşş yaptı. Sonra telefonda biriyla kavga etti. Gidemezsin diyo bak konuşamıyorum gidemezsin diyo. Sonra bok dedi yüksek sesle ve hemen sesini kısıp gidersin dedi. Çok tatlıydı. Ayıp olduğunu bildiği için gizleyerek söylemeye çalışıyor. Biraz olsun bilincinde olması çok tatlıydı.
Ben bu yazıyı yazarken dönerciden arkadaş mesaj attı. Acil amele lazımmış yarın işe gidiyorum. Dizimi izleyemiyorum birde! Kardeşlerim ders çalışıyor diye tv açtırmıyor babam!


Baba Can’dır diyip trajikomik mesaj verdikten sonra gidip internetten dizime bakacağım. Görüşürüz…

8 Aralık 2015 Salı

Merak Ediyorum..

Merak ediyorum! Takıntılarınızı, sevdiğiniz ya da sevmediğiniz genel şeyleri..mesela ben;

·         asansör önünden geçiyorsam ve çevrede pek insan yoksa mutlaka o tuşa basarım.
·          Asla ayakkabı giyerken kapının dışında pis olan yere basmam.
·         Çok belirgin olmasa da çillerime takıntılıyım.
·         Sanırım biraz peltekmişim bişeyi sesli okuyorsam muhakkak ter dökerim.
·         Markete vs bi yere girdiğimde mutlaka selam veririm çıkarken de iyi dileklerimi sunarım.
·         Mümkün olduğunca insanlara güler yüzlü olamaya çalışırım. Yolda tanımadığın biriyle tebessümle selamlaşabiliyorsun çok pozitif bir şey.
·         Mümkün olduğunca insanları yargılamam eleştirmem eleştirene kızarım ya ben olsam derim.
·         Mütemadiyen su içerken boğulma tehlikesi atlatırım.
·         Düzgün yürüyemem bir yerlere çarparım.

·         Arkadaşlık konusuna takıntılıyım. Çok değer veririm ama hep yüzüstü bırakıldım.
·         Korku, gerilim filmi izleyemem.
·         Gördüğüm hemen her şeye aşığım, son zamanlar keman çalma olayına takıldım. Lindsey Stirling sağolsun.
·         Buddha ne yaptı merak ediyorum
·         Deep nasıl her şeyden bu kadar haberdar olabiliyor?
·         Rap müzik hala vazgeçilmezim ama yeni keşifler yapmıyorum eski favorilerimle mutluyum.
·         Aşırı bir hayvan sevgim var. Araba kullanırken ölmüş hayvan bedenleri görmekten nefret ediyorum.
·         Hediyeleşmeyi çok seviyorum. İnsanları mutlu ettiği için.
·         Eve geldiğimde mutlaka tuvalet için sıkışmış olurum.
·         Terliksiz asla lavaboya gitmem, mümkünse evde bile gezmem.

·         Bir olayı, dedikoduyu vs. en son ben duyarım hiç şaşmaz.
·         Hava atmayı beceremem zaten pek o toplara da girmem.
Hadi bu bir mim olsun..isteyen herkes yapabilir tabi kii


3 Aralık 2015 Perşembe

İsyanım Kek'e

Okulda çıldırıyorum bu aralar. Bir hocamız grup ödevi yapacaksınız dedi. Milyon kere dedim halledelim şu işi dedim kimse takmadı beni. Sonra hoca kafasına göre grup yaptı delirdim. Söylendim atarlandım. Böyle olduğum da hiç çekilmiyorum eminim.
Sonra kaderimize razı olup sustuk. Pazartesi o dersin gündüz dersine girdik. Hoca bu konuyla ilgili hiçbir şey demedi. Çarşamba günü kızlara sordum ikinci öğretimde konu anlatanları. Çünkü hocanın bizi grup yaptığı bir dingil anlattıysa ondan kurtulmuş olacağız diye. Meğersem herkesler itiraz etmiş hoca da tamam istediğiniz gibi grup yapın demiş.
Bakın ben kendim için sormasam söyleyen yok! Watsapta grup var nereyse 15 kişilik ve hiç biri mi demez? Ya kazayla sormasam o dersten kalacağım ya da çok sonra öğrenip ortada kalacağım. Gül’e mesaj attım ben Siyah,Rizeli,Filozofiye sen grubuz hocaya mail at halledelim yoksa ortada kalacağız diye. Oda sağ olsun hemen halletti. Dün gruptan konuştuk bir ara atar yaptım haber vermeyenler utansın diye. Gömlek’e üstüne alınmış ki birazcık alınmalı. Bana Filozofiyeyle haber yollamış. Bana söyle sen bak böyle oluyor sonra. Ben kimseye gidip filancaya sen söyle demiyorum. Siyah’ı çekmiş kenara konuşmuş. Bana kızdı galiba ama ben şuna dedim falan diye.

Atar yaptığım daha nice insan var. Gömlek benim canımın içi ona kızgın kalamam zaten.  Neyse atar gider bir yere kadar.
Yolda hata yapanlara bik bik söyleniyorum. Bugün okuldan dönerken kamyonlar bişey bişi olmuş tam anlamadım kaza olmuş. Bir araç kamyonun altına mı girmiş yoksa kamyonlar mı tokuşmuş bilmiyorum.
Arkadaşımla barıştım ya ona da bir lakap bulmam lazım. Geçen okuldan birlikte dönüyoruz. Bana şöyleyken vites değiştir bak bu durumda şunu yap gibi ders veriyor. Bana onun dediklerini kimse öğretmedi bu zamana kadar. Valla bazen düşünüyorum da ben şansa falan yaşıyorum.
İnstagram da alışveriş butiklerine deli gibi bakıyorum. Cesaretimi topladığımda birkaç şey alacağım.

Çekiliş yapan bloglar görüyorum. Hoşuma gidiyor her gördüğüme katılıyorum zaten J uzun zamandır kendimde bir çekiliş düzenlemek istiyorum. Hediye olarak ne yapabilirim onu düşünüyorum fikri olan yardım etsin J atarlı Myna bildirdi..

28 Kasım 2015 Cumartesi

Lily Haklı Gençler Dağılın

Farkındayım hala net bir dönüş yapamadım. Kafam yorgun hiç bir şey okuyamıyorum kafamı veremiyorum. Biri bana bişey anlatıyor beş dakika sonra ne bişey mi dedin diyorum. Kafa boş ya da aşırı dolu..
Yakında iyi bir silkelenip kendime geleceğim eminim. Bizim her yıl olan zorunlu derslerden olmazsa olmazı psikoloji. Hoca sırf geyik yapmak için dünyaya gelmiş sanki. Yeri gelince çatır çatır ders anlatıyor hakkını yemim. İlk derslerden birinde dedi ki ‘’evde bana kumanda gece geçiyor. Yani sıram anca geliyor çocuklar uyuyunca yoksa akşam boyu kayyu (yazılışına bakamicam şuanda) izliyoruz. Çocuklar yatınca bende Fatmagül’ün Suçu Ne? Bakıyorum.sınıfta kahkaha ve o bitti hocam tekrarı bile kalktı ne bileyim yahu. Neyse atv de elin oğlu diye bir program var izleyen var mı? Sınıfta tık yok arkadaşlar bizim buradaki amacımız o adamlardaki gibi özgüvenli bireyler yetiştirmek. İzleyin bakın göreceksiniz…
Bizde bakıyoruz kanal listesinde hangi programın olduğu yazıyor. Elin oğlu falan yazında dizidir bu diyoruz. Evet evet pek dizi izlemiyoruz. Yok canım ne asilliği elitliği. Şu dönemde kraliçe olsan bile açıp dizi izlersin net. Bizde sıkıntı father (evet azucuk İngilizce biliyore) diziler bizim aile yapımızı bozuyor. Kanaltürk’ü aç orda her akşam film var. Bak kaliteli şeyler vardır diyerek tüm kanalları zap yaparak bizi televizyondan soğutuyor. O hastanede yatarken hunharca dizi izledim. Affet baba!
Hoca dedikten sonra ben bu elin oğluna bakayım dedim. Allah’ım! Çok tatlılar. Cidden konuşamasalarda ay rezil olurum yok onlarda. Mesela Danilo Zanna her şeye en iyi ben yaparım diye atlıyor bazen aşırı saçmalıyor. Ona çok gülüyorum sonra kankitosu Manuel çok tatlı mesela dünyaya insanlara aşık çok sevecen. Diğerleri de çok şahane oradaki Japon’a ölüyorum. Fıstık demek isteyerek hıstık diyor ığır böceği diyor. Karısından sanırım biraz tırsıyor. Programa bayıldım. Lanet olsun bunca zaman niye izlemedim dedim.

Sınav sonuçlarıyla deliriyorum. Sınıfın en malları bile benden yüksek almış. Allah’ım ben mal mı oldum acaba diye sorguluyorum. Pazartesi kısa sınavım var. En bi nefret ettiğim hocamıssss. Sevgiyle anıyorum onu bu aralar.
Perşembe günü okuldan dönüyorum ama bir mal asabımı bozdu mesela. Işıklarda durdum. Yeşil yanınca yol tek şeride geçiyor ve bu dangalak benim şeridime üstüme üstüme gelip durdu sanki ben onun şeridini işgal etmişim gibi rahatça. Hatta o koca burnunu baya çıkardı. Artist! Sanırsın tır var altımda neyin geçme telaşı bu? Tamam önceden tırlar bile beni solluyordu ama eskide kaldı onlar yahu. Ralli şampiyonasına katılacağım yakında. Neyse sonra yeşil yandı bende kalktım oda kalktı. Bir an tereddüt etsem de bastım gaza. Üfüü sinek misali kayboldu. Yol tek şeritten çifte geçti ama arkamda kimse yok. Sonra baktım tee Özdilek ışıklarında dönüş beklerken yetişti. Tabi onu görünce ben gene arabanın içinde bır bır söylenmeye başladım.

Ay tatil gelsin okul dersem ağzıma kürekle vurun lütfen. Ben gidip biraz daha sınavıma çalışmamak için bahane bulayım.

24 Kasım 2015 Salı

Direk Öldürdü Vizeler

Dünyanın en korkunç vize haftasını geride bıraktım şükür. Pazartesi sabahı çok erken öyle böyle değil aşırı erken kalkıp KOÜ’ye babamı götürdüm. Hastaneye tekrar yatırdık. Doktorlarla ameliyat hakkında konuştuk. Salı günü ameliyat!
Salı sabahı gene çok çok erken bir saatte annemle gittik. Ameliyathaneye indirilen babamla aynı asansörde olan annem ve onun mimikleri. Hepten ağlama isteği uyandırdı bende. Gittim arabaya oturdum ama gidemedim. Annemi aradım halanlar amcanlar geliyor dedi gel bir kahvaltı edelim dedi.
Geri hastaneye döndüm. Yedik bir şeyler. Sonra ameliyathanelerin ekranları var giren çıkan hastanın isimleri ekranda dönüyor. Telaşlı bekleyiş beş buçuk saat sürdü. Her şey yolunda gitti. Amcamları halamları geri Sakarya’ya götürdüm. Oradan gerisin geri eve döndüm. Beni bekleyen üç koca sınava balon olmuş kafayla gel de çalış.

Çarşamba günü ilk sınavım pek fena değildi. Ne de olsa yükseltmeye aldığım ders konuya hakim olduğum bir ders. Diğer sınav maalesef dil sınavı Latince. Kelimeleri aklımda tutamazken nasıl yapacağım derken çat pat bir şeyler yazdım. Sonraki sınava kadar olan vakitte koridorda duran sıralardan birine yatıp uyudum. İnan ki uyudum. Zaten yeni fark ettim ben lisede de orda burada çok uyurmuşum resimler yalan söylemez. Üçüncü sınavı da şuursuzca yapıp çıktım.
Bu arada evde her yer her yerdeydi. Sınavlara doğru dürüst çalışamamam cabası odaklanamıyorum nedense. Perşembe günü müthiş atmasyon geçen sınavdan sonra evde mal mal yatarken Siyah’a mesaj attım ama dönmedi. Sabahleyin ders notu atmış. Mal gibi triplendim ben not istemedim bişey dicektim ama vazgeçtim diye. O da durur mu noldu söyle falan filan. Bize çağıracaktım ama ev çok kötü durumda diye. Okula geldiğimde arabadan inmeden telefona baktığımda mesaj geliyorum çıkışta bekle yazıyordu.

Sınav çıkışı Rizeli önce bir yemek yiyelim dedi bakındık ama mekanların hepsi doluydu malum Cuma çıkışı diye. Sonra Rizeliye sende gel sana pizza alırız dedik. Atladık arabaya tabi yol boyu resim çekilmeler video almalar sürü sepet. Kızlarla evi topladık. Evet çok rezilim temizlik yapma insan getiriyorum eve.

Temizlik ve ardından güzel bir yemek yedik. Bol fotoğraflarla ispatladık. Sabah kapı sesiyle uyandım. Annem eve gelmiş kendine gelmek için. Markete alışverişe vs gittik geld,k kızlar hala uyuyordu. Sonra kalktılar kahvaltı falan derken annem tekrar hastaneye dönecek araba saati çok var. Kızlara haydi çarşı yapalım diyerek çıktık. Önce annemi hastaneye bıraktık sonra çarşı Pazar gezdik. Kızlar bizim buradaki köprünün renkli ışıklandırmasına bayıldı. Oysa benim için çok sıradan bir şeydi. Sonra evde sabahlara kadar oturup film izledik. Pazar öğleni uyandık. Saat 2 civarı Siyah kalkıp kalkın lan saat kaç olmuş dedi. Ben uyanalı çok olmuştu ama kızlar uyuyor diye ses etmedim. Kahvaltıdan sonra kızlar çok oyalanmadan eve döndüler. Onlar gidince ev çok sessizleşti.

Babam belki yarın taburcu olacak. Bitsin şu işler kaçacağım buralardan o derece bunaldım. Çekip gidesim var. Vizelerim çok kötüydü quizlere asılmam lazım ve bende hiç kafa yok. Tükendim mi ne? Yaz kızım bana en afilisinden bir tatil..

14 Kasım 2015 Cumartesi

Ay Vizelerin Öldüresi Var Bizi

Geldi yine kabus gibi vizeler. Sınav listesi korkunç! Latince zaten zor üstüne iki sınav daha eklenmiş. Tüm kötülükler üst üste geliyor!
Eğitim fakültelerinde ikinci öğretim bölümleri kapatılacakmış. Sebep ne mi?  Diplomalı atanamayan öğretmen ordusunun önüne geçmek. Bölümlerde formasyon kalkıyor. Daha doğrusu sınırlama geliyor. 15000 kontenjanla çok belirli üniversitelerden formasyon alabiliyorsun ki ülke çapındaki bölüm birincileri başvursa diğerleri avucunu yalayacak. Şaka gibi.

Üçüncü yılımda YÖK sillesi yedim. Ölelim mi biz? Günden güne değişen eğitim sistemi her defasında bir tokat atmayı başarıyor. Sürekli mağdur olan öğrenciler ve aileleri artıyor. Çok sinirliyim bu konuda. Öğretmen olma hakkım elimden alındı ve ben mezun olunca ne yapacağım?

Durum böyleyken FEDEK denen bir illet var başımızda. Bu da üniversitenin kalitesini tescil edecek bir şeymiş. En yüksek, en düşük ve orta seviyeli sınav kağıtları bu kurul temsilcilerine verilecek. Gelip soru vs. soracaklarmış.
Şu birkaç günde ruhum karardı. Vizelere çalışmak içimden gelmiyor. Öğretmen bile olamıyorum ki? Acaba okulu bırakıp evlensem mi? İlk yıl sınıfta bir kız vardı ikinci yıl okulu bırakıp evlendi. O mu daha karlı ben mi? Şuan oymuş gibi gözüküyor.
Allah’ım felsefe kitaplığı olan bir fotokopici eyleme beni. Amin.
Sınıfta bazı yalakalar asistan öğrenciliğe başvurmuş ve bizim sınıftan üç kişi kazanmış. Biri çalışıyor gayret ediyor o çocuğun kazanmasına çok sevindim. Diğer iki sevimsize hepten uyuz oldum. Bende başvurabilirdim ama üç kuruş para verip ayak işlerine koşturacaklar diye istemedim. Bu yıl ortalamamı yükseltmem lazım iş güç geride dursun. Mayıs civarı ALES sınavına girip durumuma bakacağım. Ona göre yol haritası çizeceğim. İnşallah üniversitemde hoca olurum.
Dün çarşıya inip gezdim yeni sezonu geçtim eski sezon çizme bile yoktu. Acaba ben çok erken mi atladım çizme işine?

Ha unutmadan geçtiğimiz hafta yolda eski servisimle kapıştım. Dangoz herif önce yol verdi. Tabi ben acemi birden fırlayıp gidemedim. Mal adam beni geçmeye kalktı. Layn diye kükreyerek gazı kökledim. Servislere ve dolmuşlara yolda tahammülüm yok. Hepsi pis! Tabi sonra araç arkamda sinek gibi kaybolup gitti. Ben naptım. Kötü kadın gülüşü atarak okulun bayırını tırmandım. Çok zekiyim zeka fışkırıyor adeta..

Dişçiye gittim ilaç verdi. Ağzımdaki yara baya geçti ama haftaya gel dediler. Duruma bakıp ona göre çekeriz dişini dediler. Küçük çeneli olmakta zor yani. Sapasağlam dişimi çekecekler. Neyse ki sınav haftasındayım dişçi falan ertelendi. Sonra bilerek ve isteyerek gitmeyi unutacağım. Tabi yeni bir ağrı vs olmazsa. Ben gidiyorum. İslam düşüncesinde tasavvuf ve varlık felsefesine çalışacağım. Varlık felsefesinde adamlar varlık var mıdır yok mudur? Varsa nedir bilebilir miyim diye tartışmış. Allah’ım aklıma mukayet ol amin.

8 Kasım 2015 Pazar

Myna ne söylerdi?

Karşılaşsaydın ne söylerdin mimi! Deep mimlemiş bana da yapmak düşer.  Leonardo, Mozart ve Edip Canseverle karşılaşsaydım ne söylermişim ben?
Leonardo; ‘’Dostum ne çektin be? Mona hanımdan daha güzel hatun yok muydu? Ayrıca o resmi nasıl ayarladın da her nerden bakarsak bakalım bize bakıyor o abla? Düşünür olarak bizim Felsefeye de ilişmişliğin kesin vardır senin Sokrates’i konuşalım hadi…’’
Mozart; ‘’abi sen hiç durmadan beste mi yaptın ne yaptın ? Vikipedide senin için 35 yıllık ömrüne 626 eser sığdırmıştır diyorlar. Bak bizim de başımızı yakıyorsun abi. Annelerimiz gelip utan diyor adam şuncacık ömründe bunu yapmış sen şu okulunu zor okuyorsun diyor. Abi sen komşunun başarılı çocuğuyla aynı statüdesin yani. Ama o müzikler baya iyi işin sırrını da vermezsin şimdi bize neyse tamam ya ben gidiyorum’’
Edip Cansever; ‘’ bu şiirleri yazmak için napıyorsunuz? Özel bir şey var mı? Mesela gidip platonik aşklar peşinde mi koşyorsunuz? Yada size yamuk yapsın diye sevdiceğinizi falan mı zorluyorsunuz? Nasıl yürüyor bu iş çünkü ben mutluyken acılı bişiyler yazamam siz nasıl şe ediyorsunuz bu işi?’’

bir felsefeci olarak soru bombardımanı yaptım. hep meraklıydım hep soru sorardım artık işim soru sormak olduğuna göre patır kütür sordum.

Kimseyi mimlemiyorum isteyen yapsın. Benden şimdilik bu kadar. Diş ağrılı Myna bildirdi.

3 Kasım 2015 Salı

Sosyal Myna

Evrenin bana depresyon öyle değil böyle olur deme şekli pek hoşuma gitmedi. Babam uzun zamandır olmak istediği ameliyatı olmak için hastaneye yatırıldı. İkinci haftaya girdik babam hastanede yatıyor ama ameliyat günü hala belli değil. Al sana nur topu gibi bunalım.
Annem düşünür kendini hasta etti. Nur topu 2 tansiyon hastamız mevcuttur. Bu hastaneye yatma olayı gündeme geldiği gün okulda mal gibiydim. Hoca ara verince lambur lumbur yürürken sınıftan tatlı mı tatlı bir bayan arkadaşımın telefonunun şarj cihazına takılıp telefonu uçurdum. Bu uzun cümlenin ardından bi dur soluklan. Evet telefon bildiğin uçtu uçtu kuş uçtu misali..
Bu aralar ciddi anlamda arkadaşlıklarımı sorguluyorum. İnandığım doğrular sarsıldı. Güvendiğim dağlar diz boyu kar içinde. Al sana cillop gibi bunalım.
Arabamın vurukları gözüme kötü gözükmüyor artık hatta onları seviyorum.
Komşular yardım lazım olursa biz buradayız diye kapıya gelip duruyorlar. Hepsi sağ olsun.

Artık pek kitap okuyamıyorum. Deli gibi kitap alsam da oturup okuyamıyorum. Büyük bir boşluk hissetsem de okuduğumdan anlayamadığım için olmuyor. Bir sürü okunacak kitabım var ve alacak listem kabarık. 

Yavaş yavaş üzerimdeki mutsuzluk gitti. Yerini endişe aldı. Düzeliyorum biraz biraz. Artık eskisi gibi güçlüyüm. Afyondan önceki zaman da olduğu gibi ben güçlendikçe dertler katlanarak geliyor. Sen dertsen bende Herkül’ün yeğeniyim ulan! 

Azıcık gülelim.. instagram açtım. Kullanma özürlüsüyüm. Herkesler bissürü like alıyor ben ezik kalıyorum. Blogtakiler takip edin like atın
İnstagram: mynasacmaliyor
Snap:mynasacmaliyor
Twitter:mynamayanamndömn şaka şaka tabi ki mynasacmaliyor
EKLEYİN 

Ekleşelim blogtakiler ben bulduklarımı falan ekledim. Bu aralar pek güldürüklü şeyler yaşamıyorum. Tek aksiyonum beni geçen sene kanser eden dolmuşlarla yarışıyorum onları geçince baya söyleniyorum. Ralli tek hobim oldu. 


Nezle oldum ses ekoleyzrım (umarım doğru yazdım) fabrika ayarlarına dönemedi. Burnum desen çeşme misali ceblerim sümüklü mendillerimle dolup taşıyor. Yanımda yeni kankim mendil deposu. Babam evde olsa kesin sana mendil yetmiyor git ötede bayıl derdi bana. Neyse bu yazı ölmedim demek amacıyla yazıldı. Saygılar..

19 Ekim 2015 Pazartesi

Temizliğe Kafa Atan Bunalım..

Bunalımdaki Myna temizlik yaptı. Pazar günü misafir gelecek olmasa gene elimi sürmem. Bunalımdayım! Annem desen hasta bişey yapamıyor. Kardeşlerim okul dershane falan filan yırtıyorlar. İşler Mynanın elini öpükler. Yapmıyorum dedim  u zamana kadar direndim ama yok içim daraldı artık hemde misafir gelecek diye evin altında olan üstünü yerine koydum.
Dip bucak süpürdüm. Lanet örümceklerle kavga ettim. Halıları dövdürdüm vs. tam iş bitti az oturayım sonra cam silerim derken annem gel şu halıyı değiştirelim diğerini serelim demez mi? Ben zaten iş yaparken çenem düşüyor söylenmekten insanları kaçırıyorum. Gene başladım yapmıyorum lan bir gün babamla yapın edin falan. Sonra baktım bizim iki numara halıyı almış hadi beraber yapalım diyor. Ulan ya! Diyerek gittim bir baktım en son kanepeleri itiyorum kakıyorum falan tek başımayım. Allah’ım neden? Diye konuşmaya başladım. Halıyı da kanepenin altına soktuktan sonra gittim cam silmeye. İş güç biti derken annem elinde bez şurayı da siliver diyor.

Gözlerimden lav fışkırdı lav! Yaparım falan dedim ama yattım. Yazdan beri çok hareket etmediğim için bünye cortlayacak sandım. Babamın evde olmayışını fırsat bilip dizi izlerken zil çaldı hastıroloji derken kapı açıldı. Bizim siteden bir oğlan çocuğu. Neymiş kapıda kalmış annesi bir yere gitmiş bizde dursunmuş. Baba! Sen bize sokakta her bulduğun şeyi eve getirme derken sen ne yaptın? Çocuk geçti içeri bak asıl olay bundan sonra..
Canı sıkılıyor verdim telefonumu al oyna len dedim. Atmaca gibi atladı telefona. Sonra bir ara burnunu çekiyor annem mendil verdi al sil oğlum dedi tamam dedi ama o mendil pek kullanılmadı. Annen nereye gitti biliyor musun dedik düğüne dedi. Lan ebeveyn olmak için cidden ehliyet vermeleri lazım insanlara! Düğüne giderken çocuk sokakta bırakılır mı? Nasıl bir mantıktır bu? Ki bu çocuk zekasal problemli zeka yaşı iki yıl kadar geriden geliyor ne dayaklar yedi ne doktorlara götürüldü. Böyle bir çocuğu sokakta bırak git akıl var mı bilemedim.

Akşam on buçuk gibi telefon geldi annesi gelmiş. Söyledik tamam dedi ama telefonla hala oynuyor. Hatta bu oyunu beğendim indireyim mi diyor. De ge tordan demediysem hanımefendiliğimden değil gayet yorgunluğumdan.. sonra babam baktı gitmiyo oğlum annen bekliyor hadi dedi. Hey gidi dedim ya. Böyle mal insanların sürü sepet çocuğu olur nice bilinçli insanlar çocuğum olsun diye ağaca çıkıyor.
Nefret Siyahla konuştuktan sonra arada bakışlarını yakalıyorum. Sanki yanıma gelmek istiyorda evcil köpekbalığımdan korkuyor gibi. Geleni yemiyorum da neyin korkusu bu acaba? Onun o bakışları nedense canımı acıtıyor. İçten içe dram yazıyorum. Biz çok iyi kankaydık ama sonra o benim manitamla beni boynuzladı. Ben ondan uzaklaştım sonra benim eski manita bunu da boynuzladı bu da beni kaybettiğine yanıyor gibi. Çok tutar yaz bunun senaryosunu telif hakkı da istemiyorum bak valla.

Tatilsizlik bende bunalım etkisi yaptı. Nasıl kurtulurum bilmiyorum çok mutsuzum lan. Her şeyim var çok mutsuzum. Sakın Allahtan kork imansız deme bana! Bende biliyorum ama içten içe mutsuzum. Keşke hep çocuk kalsaydık. Tek derdimiz oyuncağımızı paylaşmamak olsaydı.. hadi ben okula gider sabahlara kadar ders işkencesine öpüldün okuyucu…

                                                                                              Myna..

8 Ekim 2015 Perşembe

Öylesine Bir İç Dönüş..

 Şaka gibi. Bugün Nefret, Siyah'a beni sormuş. Konuşmuyor bizden uzaklaştı falan filan. İçim acıdı. Ben mi uzaklaştım. Belki. Ama niye?  Çünkü Nefret ve Nankör hep birlikte olmaya başlamıştı. Bende aradan çekilmeliyim diye düşündüm. Selam vermeler zamanlar denk gelen gözleri kaçırmaya başladı.
 Hiç yokmuşum gibi.
Ama komik olan donuk olan facemi bazen açmam gerekiyor. Bir baktım ki Nankör beni silmiş ve Nefretle hala arkadaş gözüküyoruz. Komik dedim çünkü serviste Falan Nankörle baya muhabbet ediyorduk. Net şekilde Nefretle konuşmuyorduk.  Aramızda hiç bir şey geçmemiş olmasına rağmen böyle olmuştuk.
Düşünüyorum da ben zaten onlara çok uyamazdım.  Ayy şu çocuk taş, oha bu çocuk süper, gördün mü bana baktı vs. Konuşmalar beni bayıyor.  Nedense onun beni sorması içimi acıttı keşke böyle olmasaydık dedim içimden. Kalbinde kötülük olmadığını iyi biliyorum biraz saf, biraz gösteriş budalası ve biraz da erkeklerle fazla laubali olsa da kötü biri değil.
Ama iyiki böyle olmuş ki Siyahla dost oldum, bizim aramız bozulmasa belki Siyah selam verip geçtiğim herhangi biri olacaktı.  Iyyy düşüncesi bile kalbimi acıttı. Şu üniversite de gerçek dost diyebileceğim insanlardan biri SİYAH. Nefret hiç bir zaman o kategoriye girmezdi çünkü uyuşmuyorduk. Ben beni düşünen dost isterim sürekli konuştuğu çocukları anlatan birini değil.. Bu da böyle bir iç dönüş olsun

7 Ekim 2015 Çarşamba

Okul açılmasa mıydı?

Okul? Her ne kadar yaz bitsin okul açılsın diye söylendiğim günler çoktan geçmişte kaldı.. ikinci haftadan bitse de gitsek moduna girdim. İlk hafta zaten bizim tayfadan kimseler teşrif etmedi. Nasıl olsa giden birileri vardır ne gerek var şimdi popişimizi kaldırmaya diyerek. Siyah ve ben iki mal olarak teşrif ettik tüm derslere. Perşembe Rizeli geldi. Bununla geçen dönem samimi olduk bu sene Siyahların eve çıktı yani ev arkadaşı oldular. Myna üzgün Myna dışlandı. Tabi ki öyle olmadı başta içten içe böyle olur hep böyle oldu diye kafamda kurarken Siyah telefon edip asla öyle olmaz senin yerin başka diye konuştu. Nasılda içimi biliyor DOSTUM!
Ne diyordum Rizeli de Perşembe gelince hoppala yavrum olduk üçlendik. Gömlek koca hafta Sakaryada olmasına rağmen derslere gelmedi.
Ve ben salak gibiyim gözüm hep Nankörle Nefreti arıyor. Görünce tadım kaçıyor. Mazoşist olabilirim. Asıl bomba burada Nefret burnunu yaptırmış. Lan diyorum sanki başka kız bu ama Nankör yanında saçı da aynı diyorum derken kızlardan biri BURNUNU YAPTIRMIŞŞŞŞŞŞ VIŞŞŞŞ!! Diyince ohalar beni götürdü. Lanet olsun baya güzel olmuş. Mod on: haset!

Teee ilkokuldan beri kankito olduğum bir arkadaşımla liseden sonra daha doğrusu afyondan sonra bazı nedenlerden dolayı konuşmaz olmuştuk. Baya ciddi birbirimizi silmiştik. Derken geçen hafta mesaj attı eski konulardan bir mesele için. Meğer bu eşek kafalı zamanında bizi bayağı bir kandırmış. Bizde mal gibi inanmışız. Oydu buydu derken barıştık. Akrep burcu nasıl affetti hala anlamadım. Oraları çok eşelemeyeceğim.
Pazartesi çalçene bir hoca sayesinde ki ders bitiş saatinden erken bırakan bi milyon hoca varken yarım saat kala salmak nedir? Hocam kız başımıza çok tehlikeli yapma böyle diye ağlamak istedik. Sonuç gece 11de eve geldim ve yollarda arabanın içini bolca Yusuflarla doldurdum. Karanlık virajlı yol uçsam gitsem kesin ölürüm. Kendimi kura kura geldim.

Okulda park ederken stresten ölebilirim. Arabalara min. 3metre uzaklıkta olunca huzurlu olabiliyorum.
Latince dersim var. Hoca çok tatlı biri neşeli cıvıl cıvıl ama işte Latince göz korkutuyor yine de. Allah’ım bana çok zihin açıklığı ver amin.
Artık tatilsizlik başıma vurdu herhalde her şeyden öyle bıkkınım ki hiç bir şey yapmak istemiyorum. Saçlarım bile ölmeye başladı. Neredeyse popoma kadar olan kaçların omzumun az aşağısında şimdi. Kestikçe kendine geleceğine daha da ölüyor. Herhalde bende bir Tuğba büyüküstün olacağım. Ya da Hamdi olurum kısacık saçlarla. Hep bere takar haydut gibi gezerim ortada. Saçlarım kendinize gelin!

İçimdekileri döktüm rahatça gidip uyuyamayabilirim. Myna dönüyor ahali..

3 Ekim 2015 Cumartesi

Duyarsızlığı Kınıyorum!

Rehberimde aranmadık insan kalmadı. Mail kutuma dün bir tane mail geldi oda kediler Ankara da mı diye sordu. Delirmemek elde değil. Onca insan arasında hiç kimse ben bakarım diyemedi. Derneklerle defalarca konuşulup ilanlar verilse de sonuç yok. Bugün son kez dernekten bir başka yetkiliyle konuşuldu ve alınan cevap ‘’Bu sene kedi patlaması yaşadık ve gerçeği söylemek gerekirse sokağa salın yapabileceğimiz bir şey yok’’ oldu. Dünya ne kadar duyarlı bakar mısınız?
Onları sokakta düşündükçe ağlamaktan helak oldum. Ne kadar ağlasak da zırlasak da elimizden hiçbir şey gelmiyor. Bu yazıda insanların duyarsızlığını kınıyorum! Diyebileceğim başka bir şey yok.


İçim rahatlar belki diye internette baktım ve herkes sokağa salma ölür, yaşayamaz, direk öldürsen daha iyi vs. çeşitli katliam senaryoları fır dönüyor. Allah’ım diyorum belki doğası gereği tutunur hayata, belki onlar için böylesi daha hayırlıdır, böyle olması gerekiyordur. Arkadaşıma döndüğün zaman onları geri almayı düşünür müsün dediğimde eğer durumları iyiyse neden alayım ama kötüyse ve onları bulabilirsem tabi ki alırım dedi. Belki diyorum bir süre hayatta kalmayı başarırlarsa bir umut yuvalarlına geri dönebilirler. Sizinde dualarınız onların üstünde olsun diyecek başka bir şey yok..

19 Eylül 2015 Cumartesi

Harç Bitti Yapı Paydos..

Dostum hayat bir harika! Demek isterdim ama değil. Boşlukta gibiyim. Hiçbir şeyden memnun olamıyorum hep bir depresiflik. Cem Yılmaz’ın anlattığı keke isyan eden ergen gibiyim. Bana isyan edebileceğim bir kek getirin!
Bilmiyorum hedeflerim bir anda patır kütür oluverdi, hiç beklemediğim anda evlenen bir arkadaşım beni çok sarstı. Sürekli insanlardan gol yemekten çok sıkıldım. Geçen kuzenim direksiyon sınavına girecek diye yanına gittim destek olmaya. Hah onu anlatayım:
Cuma günü konuştuk sabahtan. Kuzi bana dua et yarın sınava gircem deyince kimle gidiyosun la değişik dedim. Yalnız gideceğini söyleyince istersen gelirim dedim. Sonra bu Çitlenbili teslim edince babama hadi gidek dedim ama yok mıy mıy herif. Anlaşana kadar saat sekiz oldu. Bende aldım pijamalarımı çıktım yola. Allah’ım nolur dağda kurda kuşa yem olmim. Lan ben tam dağ patikasına geldim hava karardı. Allah uzun farları arabaya koymaya akıl edenden razı olsun AMİN! Ben gerizekalı yola bakacağıma daha çok dikiz aynasına baktım. Niye? Malım galiba kafamdaki trajik sonlarımdan biri arkadan gelen arabayla bağdaşıyordu. Her beş dakikada bir kapı kilitlerini tazelercesine tekrar kilitledim. Sonuç ölmeden uçurumlardan fırlamadan ulaştım. Eve girdim halam kuzen sanmış. Alaaaaaa diye daldım odaya kadına hoba diyip sen miydin diye sarıldık öpüştük. Kuzen işten eve varamadan ben ondan önce gelmiştim. Gazı köklersem böyle olur.

 Neyse yattık zıbardık sabah kalkıp çıktık. Sınav yerinde ben kızı okuyup üflüyorum o bana şiş sessiz ol rezil olcaz diyo. Sana buradan bir beddua gömerim 7göbek neslini lanetlerim lan salak dedim ya da dediğimi düşündüm ya da ima ettim bilemiyorum. Sonra bundan önce binen kız geçmiş. İnip geldi şöyle yap böyle et komisyon iyi falan dedi. Bizim kız az rahatlayarak bindi. On dakika sonra bizim kız arka koltukta döndüler. Sonra arka koltukta dönmeyi de yaşadım gibisinden geyik yaptı. Zaten o bizzat kalmaya gelmişti. Sonra eve dönerken çarşıda az takılak dedim. Tam gezcez herkeslerin eve gideceği tuttu. Halam evde yalnız gidelim dedik. Gittiğimizde Alamancı iki kuzen oturuyordu. Birisi evli ikizleri var diğeri bekar takılıyor sap. Bu sap bir ara bizi başka kuzenle İstanbul’a falan götürmüştü gezdirmişti. Abiiimmm vazgeçtim sana sap demiyim ben. O biraz değişiktir. Soğuktur senden ilk adımı bekler, onunla konuşurken biraz laflarını tartman falan gerekiyor. Değişik bir zat kendisi, herkes onunla konuşurken şekilden şekle girer falan yani. Biz eve çıktık hoş geldiniz falan dedim ama gidip mıç mıç öpmedim. Ben seslenince bana hamle yapsa öper sarılırdım ama o yapmayınca gel kız öpecem tiplemesine giremem.
 O soğuksa ben Antartikayım. Ciddiyim Siyah beni odunum diye seviyor, bazen şu mesajlara smiley koy lan diyor. Düşün yani hele düğüne neyin gidince elli milyon kişi gelip anneme noldu neyi var bunun diyip beni gösteriyor. Çatık bir öküz oluyorum. Neyse ben terden gebererek oturuyorum falan evli kuzen gerzek gerzek şöyle koca bulun buyu olsun şuyu şuyu olmasın. Tamam abi ben şipariş veriyorum seneye düğünüme beklerim. Neyse laf şey etmicem. Çünkü sonra bekar olan abime dönüp beni gösterdi. Bunun yeri başka bunu çok seviyorum lan ne bilim diğerlerinden bir farklı bir sıcakkanlı, dayımı da çok seviyorum onunda etkisi vardır. Teyze senin kızlar ayrı zaten ama bu bir değişik yani. Sövdü mü sevdi mi bilemiyorum belki bu kadar uzun da konuşmadı benim beyin nöronlarım yandığı için bu kadar uzattım.

Tamam günümüze dönelim.
Perşembe günü babası nüfus kağıdıyla ilacını getirdi bunu yazdır doktara dedi. Timam patron dedim. Kahvaltıdan sonra gittik doktora. Doktur ne kadar yazayım deyince ben ehehe bilmiyorum dedim. Adam tek kaşını kaldırıp ikimize baktı. Ben sadece bakıyorum ona dedim. Sonra güldü, gülüşü güzeldi. Ne ki bu falan diye geveledim ağzımda kan ilacı dedi. Altı ay kullanması gerekiyormuş o yüzden çok yazayım habire yazdırmaya uğraşmayın dedi. Sonra dönüp ne kadardır bakıyorsun? İkinci yaz bu. Hıı okul açılınca okula gidiyor. O da bende gidiyorum. Gene güldü, sonra reçeteyi verdi yallah çekti.
Dün annesi kızını almaya geldi. Üç torba bir çantadan oluşan eşyalarını kapıya taşıdık. Alt tarafı altı hafta baktım çocuk komple evini taşımıştı bize. Neyse kapıda annemle kadına yükledik semerini. Kadın dönüp anneme minnet ederek teşekkürler etti. Lan? Noluyor orda bakışlarımla mal mal baktım. Kadın dönüp gitti. Lan patroniçem ben seni böyle bilmezdim. Düştün gözümden bilmiş ol. Seneye yaza avucunu yala. Dua et kardeşin öldü saygımdan ses etmiyorum. Sustum çocuğuna baktım hatta maaşımın yarısıyla ona abur cubur aldım. Ayıp ya. Gene sinirlendim.

Bu arada benim kafa gidik. Wattpadde bi hikaye okudum biraz ergenimsi konuşmalar olsada konusu falan iyi hatta kitap teklifi falan almış. Kendimi kescem. Bende istiyorum bendeeeee. Neyse sustum.