vize etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
vize etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ocak 2016 Çarşamba

Dişçiden Korkmak İçin Bir Sebep

Dişçiyle bir imtihanım vardı. Birkaç gün gittim doktor yoktu. Şanslı gün pazartesi oldu. Yirmilik diş çilesi çeken bilir. Doktor biraz uğraştıktan sonra çekti dişi ve dikiş attı. Ulan dikiş ne diye ağlayasım var hala. Resmen ağzımı dikti ya. Yeni pazartesi dikişleri aldırmaya gideceğim ama nasıl korkuyorum anlatamam.
Dişçiden çıkınca annem sen dur ben ilaçlarını alayım diye gitti. Bende bir snap atıverdim. Resmi çekince fark ettim adam yüzümü kan içinde bırakmış. Daha çok elim ayağım dolaştı. Bir buçuk gün tüm öğünlerde çorba içince fenalık geldi. Bu sabah mide bulantısından ağlayacak haldeyken çubuk kraker alın bana dedim.

Bir insan kraker yerken zorlanır mı? Minnacık bebeler iki dişiyle yerken üstelik. Çenemi açtıkça gözlerimde yıldırımlar fışkırıyordu. Zor zahmet yedim yedikçe biraz olsun açıldım. Akşam yemeği yerine de kraker yedim daha iyiyim artık. İki gündür diş fırçalayamıyorum. Çenem fırça girecek kadar açılmıyor henüz.
Yemek yiyemiyorum ya canım neler çekiyor neler. Sanki beş yıl aç bırakmışlar beni gibi. Çenem bir iyileşsin yemek yemelere doyamayacağım. İlk finalim Latinceydi. Çok parlak değildi. Çeviri yaptığını düşün ve birkaç kelimeyi unuttun ayrıca o kelimeler sürekli tekrarlanıyor.
Önümüzdeki pazartesi dikişleri aldırıp tam hız finalleri bodoslama dalacağım. İnşallah kalmam derslerden. Bir vize notum 05, bir diğeri 15 baktıkça ağlayasım geliyor. Çok çalışmam lazım çok. İkinci üniversite zaten üç yıla uzadı bari bu sene çok ders bırakmayayım da bitiversin inşallah çok amin.
Fırat’ın 4.kitabı çıkmış görünce delirdim benim olmalı! Ama bu ara paramı son kuruşuna kadar harcadığım için bir süre bekleyecek. Belki de kitap fuarına bırakırım. Çok para lazım çok bir banka mı soysam ne yapsam?

Finallere çalışmam lazımken diş ağrısı çekiyorum. 2016 bize iyi davran demiştim kan kustur değil? Duada hata mı var diye düşündüğüm de oldu. Bakalım şimdilik fena gol yedim 2016dan ama bakalım kalan sahalar bizimdir.

24 Kasım 2015 Salı

Direk Öldürdü Vizeler

Dünyanın en korkunç vize haftasını geride bıraktım şükür. Pazartesi sabahı çok erken öyle böyle değil aşırı erken kalkıp KOÜ’ye babamı götürdüm. Hastaneye tekrar yatırdık. Doktorlarla ameliyat hakkında konuştuk. Salı günü ameliyat!
Salı sabahı gene çok çok erken bir saatte annemle gittik. Ameliyathaneye indirilen babamla aynı asansörde olan annem ve onun mimikleri. Hepten ağlama isteği uyandırdı bende. Gittim arabaya oturdum ama gidemedim. Annemi aradım halanlar amcanlar geliyor dedi gel bir kahvaltı edelim dedi.
Geri hastaneye döndüm. Yedik bir şeyler. Sonra ameliyathanelerin ekranları var giren çıkan hastanın isimleri ekranda dönüyor. Telaşlı bekleyiş beş buçuk saat sürdü. Her şey yolunda gitti. Amcamları halamları geri Sakarya’ya götürdüm. Oradan gerisin geri eve döndüm. Beni bekleyen üç koca sınava balon olmuş kafayla gel de çalış.

Çarşamba günü ilk sınavım pek fena değildi. Ne de olsa yükseltmeye aldığım ders konuya hakim olduğum bir ders. Diğer sınav maalesef dil sınavı Latince. Kelimeleri aklımda tutamazken nasıl yapacağım derken çat pat bir şeyler yazdım. Sonraki sınava kadar olan vakitte koridorda duran sıralardan birine yatıp uyudum. İnan ki uyudum. Zaten yeni fark ettim ben lisede de orda burada çok uyurmuşum resimler yalan söylemez. Üçüncü sınavı da şuursuzca yapıp çıktım.
Bu arada evde her yer her yerdeydi. Sınavlara doğru dürüst çalışamamam cabası odaklanamıyorum nedense. Perşembe günü müthiş atmasyon geçen sınavdan sonra evde mal mal yatarken Siyah’a mesaj attım ama dönmedi. Sabahleyin ders notu atmış. Mal gibi triplendim ben not istemedim bişey dicektim ama vazgeçtim diye. O da durur mu noldu söyle falan filan. Bize çağıracaktım ama ev çok kötü durumda diye. Okula geldiğimde arabadan inmeden telefona baktığımda mesaj geliyorum çıkışta bekle yazıyordu.

Sınav çıkışı Rizeli önce bir yemek yiyelim dedi bakındık ama mekanların hepsi doluydu malum Cuma çıkışı diye. Sonra Rizeliye sende gel sana pizza alırız dedik. Atladık arabaya tabi yol boyu resim çekilmeler video almalar sürü sepet. Kızlarla evi topladık. Evet çok rezilim temizlik yapma insan getiriyorum eve.

Temizlik ve ardından güzel bir yemek yedik. Bol fotoğraflarla ispatladık. Sabah kapı sesiyle uyandım. Annem eve gelmiş kendine gelmek için. Markete alışverişe vs gittik geld,k kızlar hala uyuyordu. Sonra kalktılar kahvaltı falan derken annem tekrar hastaneye dönecek araba saati çok var. Kızlara haydi çarşı yapalım diyerek çıktık. Önce annemi hastaneye bıraktık sonra çarşı Pazar gezdik. Kızlar bizim buradaki köprünün renkli ışıklandırmasına bayıldı. Oysa benim için çok sıradan bir şeydi. Sonra evde sabahlara kadar oturup film izledik. Pazar öğleni uyandık. Saat 2 civarı Siyah kalkıp kalkın lan saat kaç olmuş dedi. Ben uyanalı çok olmuştu ama kızlar uyuyor diye ses etmedim. Kahvaltıdan sonra kızlar çok oyalanmadan eve döndüler. Onlar gidince ev çok sessizleşti.

Babam belki yarın taburcu olacak. Bitsin şu işler kaçacağım buralardan o derece bunaldım. Çekip gidesim var. Vizelerim çok kötüydü quizlere asılmam lazım ve bende hiç kafa yok. Tükendim mi ne? Yaz kızım bana en afilisinden bir tatil..

24 Kasım 2014 Pazartesi

Unutmayın beni lütfen

Bilmiyorum ama nedense birilerinin hayatından bir şeyler yazdıkları her yazıyı büyük heyecanla okuyorum. Nedenini bende bilmiyorum. Öyle haftasonları oturup paparazi programlarını izleyen bir tip değilim aslında. Sanırım insanların hikayelerini merak ediyorum. Geçenlerde dediğim hocamız Kılçık’ın aklından geçenlerden tut hayatının her kırıntısına kadar merak ediyorum. Kediyi merak öldürür dye laf varya o aklıma geldikçe bir tırsıyorum ki sorma. İçgüdüsel bir kedilik var genlerimde diye yani.
Okula gidiş gelişlerim son sürat devam ediyor. O minnak dolmuşlar var ya onun merdivenden minnak rek basamağı oluyor ya. Heh işteo basamakta kapıya 0km mesafede yolculuk ediyorum. Kapı açılacak diye aklım çıkıyor. Şekil değiştirme lüksümde yok ki arkadaş. Okulda felsefe topluluğu var okulda onun etkinliklerine katılmaya çalışıyoruz kızlarla. Geçen hafta da film izleme vardı gittik izledik. Filmi izlerken kendimi kesmek istedim, kahkaha patlamak istedim. Ama yapamadım. Yanımızda hoca da vardı. Kızın deli misin hoşt der diye çekindim. Bizzat felsefeci kırıklığını taşıyorum bünyemde. Filmi izlerken mal izleyici perspektifindeydim. Film bitti çay içerek tartışma kısmı başladı. Gündüzcülerden bir kız başladı konuşmaya. Ulan dedim ben filmi izlememişim dedim. Hiçbir şey görmemişim, görmeyi bırak ben uyumuşum herhalde. Çünkü bön bön bakmışım. Derken bir iki düşüncemi söyleyince evet olabilir dediler.
Egom o anda gökyüzüneydi.
Sonra bilgisayar hocamız ödev verdi blog açın dedi. E benim zaten var dedim olmaz dedi. Olum internetim olsa burada bık bık konuşacağım her gün ne diyorsun sen diyecektim ama sustum. Zaten kimseleri pek okuyamıyorum. Arada net bulup girdiğimde yeni yazılara bakıp bazılarına yorum sıkıştırabiliyorum o kadar. Myna mutsuz. Bilin yani. Araba diye her zamankinden daha çok kendimi yiyorum. Telefon istiyorum. Düzgün telefonum olursa telefondan girip bakarım yaptığım internet paketim ziyan olmaz en azından. Ama taksit kalktığı için alamıyorum. Babam almıyor. İki gündür hadi telefon alalım diye gaz veriyorum ama tık yok yani. Kendimi kesmenin eşiğindeyim. O zengin ismitli gız doğru dürüst okula gelmiyor. Geldiğinde de gene zengin takılan başka kızla kankilil yapıyor. Üzülüyorum vizelerden dönüşte eşek ölüsü olan valizle önünden geçtim. O sırada arabayla yola çıkuyordu. Başka yöne dönüp gitti. İçime o kadar oturdu ki anlatamam. Ben birinin işini görmek için kendi işimi bırakan biriyken hiç iyilik görmüyorum. Karşılık beklediğimden değil! Ama insan dur yardım edeyim demez mi hiç?
Geçen hafta Perşembe günü durakta yağmur rüzgar demeden dolmuş bekliyorum. İlk gittiğimde bir yığın insan olan durakta bir kızla ben kalmıştık ama hala dolmuş yok. Sonra kızı da lüks bir araba gelip aldı. Ben iyice buruklandım derken yanımda durup kampüs mü dedi. Allah dedim anladı o beni. Bindim arabaya giderken kız bizim sitede oturuyormuş ya. Sonra o da ikinci sınıf makine okuyormuş.

 Bana sordu:
Ne okuyorsun?
Felsefe
. . .
Sonra Myna sinir oldu. Derken kız makine diyince karnıma yumruk yedim. Adam haklı yani yani. Sonra aynıyız muhabbeti başladı. İkimizde ikinci sınıf ikinci öğretimiz diye. İçimden b*k öyle dedim. Benim aslında son sınıf olmam lazımdı heheyt hatta bu ikinci üniversitem üçüncü de yolda heyt beeee. Diye kendi içimde coştum. Sonra yol boyunca hayır duası etmekten ağzım yamuldu. Öyle fena havada rahat rahat okula gittim diye. İnerken nezaketten kırılarak çok teşekkürlerimi sundum. Okula yürürken de hayır dualarıma devam ettim. Sonra kantinde hayallere daldım. Araba alırsam kızı da götürürüm okula o da rahat eder. Belki kankitom olur sitede takılırız. Komşu kızı taşındığından beri yalnızım burada. Zaten o da geçen hafta sonu nişanlandı. Çok güzel olmuş bir tek saçı güzel değildi. Makyajı nişanlığı şahaneydi. İçimde öküzler tepişti ağlamak istedim nişanda. Neden böyle olduğumu anlamayarak. O mutlu diye seviniyorum kendi evde kalmışlığıma üzülüyorum galiba. Akranlarım okulu bitirip evleniyor ben hala okuyorum diye sinirim bozuluyor galiba. Diğer arkadaşlarım da nişanlanıyor bu kadar etkilemiyor beni. Bilemiyorum. Bugün okulda tragedya sunacağız Gömlekle dua edin. Şimdilik gidiyorum internetli günlerde görüşmek dileğiyle.

Unutmayın beni lütfen. . .

10 Kasım 2014 Pazartesi

Son Havadisler

İki hafta önce…
Pazartesiyi sel götürdü burada haberiniz var mı a dostlar? Benimde quizim vardı ama baktım sel olmuş her yer okul yok diyerek çalışmadım. Durağa çıkma saatime yarım saat kala haberlerde bangır bangır yolları açtık diyen spikerleri gördüm. Onlara içten içe sövdüm. Koşarak okula hazırlandım. Koşar adım durağa gittim ve durağın oradaki küçük çaplı sele kapılmamak için yolun oldukça kenarında bekledim. Gelen geçen adi kamyoncuların o kornalarını en münasip yerlerine monte etmek istedim. Dudaklarımda okkalı küfürler mırıldanırken dolmuş geldi.gene kapının dibindeki ufazcık boşluğa sığışmaya çalışarak bindim.
Şoförde tombiş bir şey gözler fıldır fıldır yolda bir sağa bir sola bakıyor. Okulun içinde ilk durakta inenler ve para üstü bekleyenlerden kuyruk oldu. Adam inin bozuk para gelsin vereceğim dedi. Sonra bozuk para bulamadı, yirmi lira bozuğu olan dedi. Bende vardı verdim. Sonraki durakta da aynı tantana yaşandı. Bu defa ben 50 lira verdim birkaç kişi daha 50  verdi ama kimse 5lira vererek arabadan inme şansına nail olamadı. Sonra şoför dönüp:
‘’Daha büyük paranız yok muydu? Gönderin daha büyük para’’ diye sitem etti. Sonra neyse bana verdi bozuk para hemen atladım okulun önünde. Yoksa son durağa kadar götürcekti bizi orada ara üstü verip naş naş diyecekti.
Sınıfa gittim apar topar notları çıkardım okumaya başladım. Güvendim yağmurlara ama olmadı işte quiz neredeyse yüzümde patlayacaktı. Sonra asistan geldi quiz yapmaya ve kitap açık olacak dedi. Biz hemen göbek atmalara başladık. Sonra durun lan kitap açık diyorsa kesin oradan yapamayacağımız bir şeydir diye triplere girdik bu defa da. Neyse ki kitapta olan birşeyi sordu ama gel görki kitaba baka baka eksik yaptık soruyu. Salaklığımıza doyamıyoruz. Bir şeyin kaç türü olduğunu sordu ve kitapta da birinci şu ikinci bu üçüncü şöyle dördüncü böyle yazıyor, ama o salak beşinciyi beş diye demememiş mal kitap. Aslında mal olan aristoteles hep onun yüzünden. Tuz buz olmuş kemikleri sızlmış mıdır halimize? Hiç sanmıyorum hahaha salaklar kuyuya bir taş attım 40 akıllı onunla uğraşın durun diye ya yukardan ya aşağıdan kahkaha atıyordur. Yani sonuç itibariyle okula sadece on dakikalık aptal sınav için gitmiş oldum.
Bir hafta önce…
Gene sakin bir pazartesi çıktım yola okula gitme umuduyla. Derken gelen iki dolmuşta bana hayaletmişim gibi davranarak durmadan çekip gitti. Bir dersimi kaçırmış bulundum. Sonra akşam başka ders var diye bir saat bekleyerek diğer dolmuşa bindim ve okula gittim. Kaçırdığım ders henüz bitmemişti ve okulda bizim kızlardan kimse yok. Kantin hınca hınç dolu. Kantine girdim boş masa umuduyla göz gezdirdim. I ıh boş masa yok arkanı dön ve çık. Çıktım okul binasına girdim bir iki dolandım tekrar kanitne girerek şansımı denemek istedim. Sonuç aynı arkanı dön ve çık. Üçüncüye gitmek için oldukça oyalandım mal mal dikildim sokakta. Çünkü ikidir girip bakınıp mal gibi geri döndüğümde çok baktılar. Kesin salağa bak dediler diye utandım. Son denemem başarılı oldu. Tam kalkan birileri vardı ve ben çöktüm hemen o masaya. Sonra ders bitti kızlar geldi yanıma falan filan. Akşamki dersi bekledik derste bize yeni hoca vermişler, adam bizimle konuşmak muhabbet etmek için yırtındı. Okulda kalmayı düşünen var mı? Erasmus düşünen? Dese de ses vermedim çünkü sınıfta o konulara girmek istemedim malum rakibiz.
Bu arada Siyah ve benim yeni kankitomuz oldu. Bu deyim tamamiyle Siyah’a ait onu söyleyeyim. Kızımız Rizeli hazırlık okumuş ilk yıldan tanışıyorum onunla, sonra ne olduysa oldu birden samimi oluverdik. Hatta onun yurdu amcamların evine yakın bazen oraya gidiyorum. İşte pazartesi o derste bitince Siyahla Rizeli kızımız hadi kumpir yiyeylim diye coştular sonra soluğu çarşıda aldık. O gece Siyahta kaldım ama yatağa sığamadık, b,r ara kalktı salona gitti sonra döndü ayak ucuma yattı. Sabah onun dersi benden erkendi o gitti. Bende ev arkadaşlarıyla kahvaltı ettim sohbet ettim.
Kendime yarım topuklu çizme almıştım onlarla Siyahların evden durağa giderken düştüm. Yani bir bakıma bian da zeybek oynamaya karar verdim. Bir dizim yerde kollar açılmış vaziyette buldum kendimi. Millet iyi misin derken saçımla yüzümü gizleyerek iyiyim diye kaçtım oradan. Paldır küldür derse girdim sonra okulda mal mal diğer dersi bekledim. Üç gün üst üste quiz olduk.


Şuan vize haftasındayım ama ben saldım kendimi. Bugün en baba hocanın sınavı var hemde ama bende bir relax olma durumu. Hayırlara gelsin yoksa bende tükendim :O yok yok olsa olsa ben soğuk almışımdır gece üstüm açık uyumuşumdur, uyurken kafamın üstüne düşmüşümdür. Bana anca böyle şeyler olabilir. Evde anneme tükendim desem terlikle şarj eder beni, yani hiç şansım yok. Neyse şimdilik bu kadar 

2 Mayıs 2014 Cuma

İpimi kopardım bir kere

Vize haftasında bile bir gözüm hep buradaydı. Vize bitti gezmeler başladı uğrayamaz oldum buralara. Vize haftası zaten evimde değildim. Geldim iki gece kaldım sonra direksiyon dersine diye çıktım evden bir daha ertesi gece geldim. Çünkü gezesim geldi kalktım arkadaşıma kalmaya gittim. Kız benim için elcağızlarıylan dolma sarmış. Valla onların yaptığı dolmayı üç öğün yesem bıkmam o kadar güzel oluyor. Neyse gittim abur cubur yidim ettim sonra kalktım eve geldim. Niye? Çünkü vize sonrasında son derece mantıksız olan mantık hocası ya quiz yaparsa diye. Gittik okula ama değse gam yemeyeceğim o mal ötesi hoca derse gelmeye bile tenezzül etmedi. Çok sinir oldum, bu sinir ancak bir bebek sevmeyle atarım diye servisten erken inip kuzenime gittim. Neredeyse bir yaşında bir bebiş var öp öp öp doyamadığımız. Onun bir de yedi yaşında bir abisi var tam bir hayduttur kendisi. Benim kuzenciğime kök söktürüyor. Bazen bu haydutu alıp kucağıma seviyorum öpe sarıla, o da ne tüçük haydut kıskanıp emekleyerek geliyor. O da çıkacakmış kucağıma ve birde orada abisiyle güreşecek, boğuşacakmış. Toz faresine bak hele! Daha popişini tartamıyor abisine kafa tutuyor sıpa. Birde uykudan kalktığında çok terli oluyor anası üstünü değiştirirken bana cilve yapıyor. Gülücük atıyor Allahım o dört dişini yerim senin len sıpaların sıpası. Ben eve gelirken büyük haydut gitme biraz daha kal diye duygu sömürüsü yaptı içim gitti ama kararımdan dönmedim (ne kararı lan yarın sabahın köründe direksiyon dersim var mecbur olmasam ben oraya temelli yerleşirdim deee kendimi avutuyorum işte)
Evet yarın ikinci direksiyon dersim var ve gene hava yağmurlu. Ve gene yarın arkadaşıma gideceğim. Laf aramızda orada bir Pazar kuruluyor ki sormayın birde ucuz şeyler varmış. Bu fırsat kaçmaz diyerekten koşarak gideceğim. Yarın atraksiyonlu bir ders olacakmış hoca öyle dedi. Ne yapacak çok merak ediyorum. Yaya mı ezdircek bana? Tırstım birazcık doğrusu. Sürerken bir höh mü yapcak? Yaparsa ben kasılır kalır ilk direğe, durağa toslarım ya da öküz gibi frene asılırım. Sonra biri gelip bizi camdan temizlesin diye bekleriz artık. Araba sürmek gerçekten zevkli bir şey ama gerçekten tecrübe gerektiriyor. Babam araba alsın hiç inmiycem. ‘TECRÜBE’ başlığına sığınıp gezip tozacağım yani umarım, inşallah.
O değil de kitap fuarı bu ay burada ya da bu ay buradaki açılıyor. Biz şimdiden kitap listeleri hazırlamaya başladık doğrusu. Bütün paramı kitaba gömmezsem rahat uyuyamam herhalde. Senede bir kez açılıyor oda on gün kadar. Varımı yoğumu kitaba harcamak için sadece on gün. Normalde de kitap alıyorum ama böyle toplu görünce ve indirim olunca gözüm dönüyor kendimi kaybediyorum. Ama haksız mıyım? Kitap bu! Sonuna kadar hak ediyor! Neyse ben gidip yatayım yarın söve söve kalkacağım çünkü. Biraz daha az sövmek için yatayım. Sabahki Myna’ya ayıp olmasın diye yoksa daha dururum

                                                                                         Sakar Myna

27 Nisan 2014 Pazar

Son Gün Başıma Gelenler. . .

Evim evim güzel evim. Dün sınava gittik ama oradan da ehliyet kursundaki similatör dersine yetişmem gerekiyordu. Bizim mal asistanlar mal olduğu için sınavı geç başlatıyorlar. Sınav 3te. Similatör dersi 5te. Benim sınavdan çıktığım gibi İzmit’e gitmem lazım ama sınavı geç başlattıkları için terminale giden arabaya yetişmem mümkün değil. Bir sonra ki araba da çok geç, yani yetişemiyorum. Ama benim sülalem Sakarya da olduğu için bir alo demem yeterli oldu. Dayıma hık pık ederek durumu anlattım. ‘’Mal mısın sen? Komşunun oğlunu mu aradın da bu kadar çekiniyorsun kızım. Bi tane çakarım ağzına hee manyak!’’ gibi sevgi dolu cümlecikler kurdu.
Sınav başladı adam demesin mi sınav süreniz 1saat. Allah’ımmm!!! Neydi günahım. Zaten geç gelmişsin öküz birde bindirim yapıyorsun. Söylene söylene başladık. Allahtan sınav testti. Yardırdım sınavda o derece bir hızla çözdüm.  Yarım saatte bitirdim. Sınıftan ilk çıkan ben oldum. Normalde ilk bitirsem de çıkmam biri çıksa da çıksam diye beklerim. Öyle de garip huylarım var mesela asansörün yanında geçersem eğer o düğmeye basarım illa ki. Neyse konuyu dağıtmayayım çıktım doğruca taksiye yani dayımın yanına. Bindim beni otogara götürecek sanıyorum ne kadar safım. Beni öyle bırakır mı eşşşekkk kadar valizle. Yanlış anlaşılmasın Güllere taşınmadım he sadece bir haftalığına gittim ama bir ufak valiz doldurdum. Taşırken geberdim.


Hele dur bi ben daha komik bir şey anlatayım. Gerçi anlatınca komik olmuyor ya da ben anlatamıyorum orasını bilemiycem. Güllerin evinin bayırı malum her gidişimde başka yerlerimden soluyarak çıkıyorum. E buna birde bir ufak boş eşek ölüsü ekle. Oldu mu sana 1ton. Gömlekte kışlıklarını evine götürecek diye bir kocaman valiz birde ufak valiz yapmış. Onun hali daha vahim. O bayırı çıktık kızlar otobüse binelim dedi. ‘’Şurdan şuraya ben yol parası vermem! Lan yürüyün şurdan şurası zaten (ama ağzımdan burnumdan soluk almıyorum bunları derken, birde valizimi kaldırıma çıkarmaya çalışıyorum bir yandan) binmem ben otobüseeeeğ!????’’ Gül’ün seslenmesiyle bir döndüm ki otobüsü durdurmuşlar ve hatta Gömlek binmiş bile. O kadar ettiğim lafı yutarak koşarak bindim. Verilen yol parasına acıdım, indikten sonra bende hiç ses yok kızlar noldu binmem etmem diyordun diye laf soksa yeridir. Birde bütün bu olay olurken telefonla konuşuyordum. Binmem etmem derken kapat otobüse bincem diyince büyük bir dalga geçilme operasyonuna maruz kaldım. Neyse işte çok denişik bir gün oldu. Similatör dersi de sanal alemde araba kullandım. Kadın yayalı ortamı açtığında hadi biraz insan ezelim dedi. Tabi ben o debrijayı unutuyorum araba niye kalkmadı diyorum birde baktım kaza olacak direksiyonu bırakıyorum. Kadında manyak mısın niye bıraktın lan alt mesajı olan cümleler kuruyor. ‘’İçinde sen varsın arabanın kendi canın bak öyle pes etme…’’ tamam biliyorum da orası oyunmuş gibi geldi bana o yüzden çok önemseyemedim ki. Ders bitti eve gidicem durakta bekliyorum. Otobüs geldi insanlar nasıl itiş kakış binmeye uğraşıyor var ya gören üç ay ıssız adada kalmışlar da medeniyeti unuttular sanır. Bende valizle o hengameye giremedim tabi. En son bindim gibi bir şey oldu. Evime geldim ya ohhh dedim yani insanın kendi evi gibisi yok vallahi.
NOT:Vize haftasındaydım güya ama bir gözüm hep buralardaydı. Kapsamlı olmasa da bakındım yani.

                                                                                                             Sakar Myna

26 Nisan 2014 Cumartesi

Vize Vize Geliyor Tiplere Bak Sen!?

Gene geldim. Hem de şuan deli gibi ders çalışmam gerekirken. Evet çalışmıyorum. (Yalan atıyorum anne it gibi ders çalışıyorum inan bana) Bir haftadır Gül’ün evinde kalıyoruz. Gömlekle bu arada bayağı vakit geçiriyoruz. Gömlek bayağı değişik bir tip.Çocukluğunu anlatıyor gülmekten karnım ağrıyor. Cidden çocukluğunu yazsa acayip satar yani. Bir kere çok haylazmış ve habire yaptıkları yüzünden dayak yermiş. Bizim kız da uslu durmamış ki hiç dayağı hak ettiği durumlar var yani. İki erkek kardeşi bunu dışlıyor diye gitmiş çocukları taşlarken küçük kardeşinin kafasını patlatmış.
 Birde okulda 3-5 saatle bir insanı gerçekten tanımış olmuyorsun. Aynı evde yaşaman gerekiyor. Ben bir hafta kaldım diye insanlığın şifresini çözdüğümü tabi ki iddia etmiyorum (yoksa ediyor muyum? Bilemedim şimdi) Ama aynı evde vakit geçirdikçe daha iyi tanıyorsun. İnsanlar hakkında vermiş olduğun hükümlerin ne kadar yanlış ya da ne kadar doğru olduğu anlıyorsun. Neyse yarın son sınav sonra ver elini İzmit. Valla ben evden uzak durabiliyorum o konuda sıkıntım yok. Sıkıntım durduğum yerdeki insanlar. Onlar ne kadar iyi ve ya katlanılabilirse ben o kadar rahatım. Benim huzurumu kaçıran insanlar varsa benim tahammül sınırımı zorladıklarında dayanamıyorum. Kaçıp gidesim geliyor. Zaten Afyon’u da o nedenle bıraktım ama ben asla ben tamamen suçsuzum demedim hatam vardır elbet ama tek hatalı olan kişi olmadığımı da biliyorum derdim. Ama derler ya yavuz hırsız ev sahibini bastırır diye. Heh işte aynen o oldu bana. Neyse ya ben niye Afyondan bahsediyorum ki.



Vizeler tam hızda devam ediyor ve bizde aşırı veri yüklemesinden kafalarımız ağırlaştı. Gömlek boynum ağrıyor diyor. Bende inatla bu tezimi savunuyorum bana ne diyor bu salak bakışları atıyor o ayrı. Arada ‘’çok mutsuzum!’’ diyorum. Kızlar başta beni ciddiye ldı ne oldu diye sordular ve baktılar ki SAÇMALIYORUM artık kaale almıyorlar beni. Bazen düşünüyorum da galiba ben hobi olarak saçmalıyorum. Yoksa bu kadar saçma olmanın başka açıklaması olamaz galiba. Bazen çok boş bir insan sanıyorum kendimi ama bugün Gömlek bana ‘’ben seni tanımadan önce zengin sanıyordum(sanıyordum diyo fakirsin la ezik seni mesajını buradan çıkarıyoruz) ne bilim cool takılıyordun filan’’ anam ben kendimi görsem kezban derim diye düşünürken bana da cool diyorlarmış nasıl şımardım sormayın. Ben kendimi çok küçümserim öyle böyle değil. O yüzden biri benle ilgili iyi bir şey dediğinde çok seviniyorum. Siyahlara gittiğimde de ev arkadaşları benim için ‘’Myna çok efendi çok ağır başlı, nerde ne konuşacağını biliyor çok olgun…’’ anam beni tutmayın havalandım uçuyorum. Herkes bana olgunsun diyor (acaba için geçmiş kızım senin için geçmiş senden cacık bile olmaz kız kurusu oldun dediklerini düşünüyorum acaba hata mı?)   neyse gene bir dolu zırvaladım. Ben yatıyorum yarın ‘’SON’’ vizemi olucam umarım iyi geçer. Çalışmama bakılırsa avucumu yalayacağım ya neyse iyi geceler

                                                                                                    Sakar Myna

23 Nisan 2014 Çarşamba

Öpe Öpe Döveceğim Seni.!

Myna gene saçmalamak için geldi. Bilenler bilir vize haftasındayım L Hatta Gül’e taşındım bir haftalığına ve birde Gömlekte geldi. Üçümüz evde at koşturuyoruz. Ders çalışmaya niyetle oturup beş dakika içinde farklı işlerin başında buluyoruz kendimizi. Tabi tipik öğrenci gibi dersten kaçıyoruz. Pazartesi günkü sınava bayağı çalıştık, sınavdan sonra eve geldik öbür sınava çalışmak için halimiz mecalimiz kalmadı. ayy keşke biraz daha çalışsaydık.. gibi cümleler kurduk.

Birde sınavın test olacağını duyduk ya amanın tutmayın bizi. Bir yaydık ki sormayın. Sınavdan sonra da
Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan. Keşke tatil olmasaydı da sınavlarımız Cuma günü bitseydi diye sitem etmedik değil doğrusu. Haksız mıyız acaba? Ben dün sınavdan sonra halama gittim bir geceliğine kuzenciğimle kudurduk. Amcam ‘’oku gızım, okumayana ekmek yok, kocanın eline bakma, kendi paran gibisi yok……..’’ saydırdı. Sonra bugün Güllere geri geleceğim diye halam mamalar verdi sevaptır kııız hem öğrenci evi falan diyerek. Ama sizin saftirik Mynanız o mamaların olduğu poşeti unuttu da geldi. Aklım kaç karış hava da bir bilsem? Tüm suç vizelerde hakikaten.Bugün de Gül bize öğretmenlik yapıyor. Sorduğu soruyu bilemezsek oklavayla kovalayacakmış gibiydi. Siyah’a sesli mesaj attık tabi ki Gül öğretmenin gözetiminde. Onu da ayarttık sanırım o da gelecek buraya. (Kaynatıyoruz falan ama çalışıyoruz gerçekten, anne eğer okuyorsan öyle böyle değil acayip ötesi çalışıyoruz, hatta öyle çalışıyoruz ki yemek yemeğe kalkıyoruz bir tek. Ben bunu da 10 dakikalık arada yazıyorum bak cidden) Kendimi sağlama aldığıma inandığıma göre devam edebilirim. Ben burada kalıyor olsam varya bana müthiş malzeme çıkar. O kadar cins insanlar var ki anlat anlat bitmez he. Vize haftasında anıra anıra ‘’öp öp öppppppp doooo- yaaaaaa-maaaaa-dıııııımmmmmmm!!’’ şeklinde şarkı katli olur mu hiç?
Dördüncü Tekil Şahıs beni mimlemiş. Ona çok teşekkür ederim ve gene çevrem çok çok az olduğu için bu mimi de yapamayacağım. Teşekkürler saygılar efenim..

                                                                                                   Sakar Myna

19 Nisan 2014 Cumartesi

Bir Kaç Listem..

 Merabalar.. gene geldim. Önümde ders notları dururken geldim buraya. Ders çalışırken kendime icat ettiğim işler olmasa ne yaparım bilmiyorum. Herhalde ders çalışırken inme iner ya da bir aydınlanma gelir. Bence ilkinin olma ihtimali çok yüksek. Okulun bir kısmı sınavları bitirdi tatile gitti biz anca başlıyoruz vizelere ya. Hoff içim şişti şimdiden hafta boyunca ne yapacağım bilmiyorum. Neyse bugün ufak listecikler paylaşmak istiyorum. Benim annem çok kitap okur ama öyle böyle değil. Bazen ‘’İnsan gibi oku şunları yutma ya!!’’ diye isyan ediyorum kadına. Bende lise de başladım gerçek anlamda kitap okumaya ve tam manasıyla kitap kurdu olduğumu söyleyebilir, hatta iddia edebilirim. Şimdi sevdiğim, beni çok etkileyen birkaç kitabı paylaşmak istiyorum:
·         AŞKI YARIN YAŞAYACAKSIN
·         ATEŞBÖCEĞİ YOLU
·         ATEŞBÖCEĞİNİN ŞARKISI
·         İNCİR KUŞLARI
·         KATHERİNE
·         MEYHANE
·         ÇALIKUŞU
·         KAHPERENGİ
·         YÜREĞİM SENİ ÇOK SEVDİ
·         BİR GÜN
·         BUKRE
·         BEYAZ DİŞ
Bunlar beni çok etkileyen ya da çok sevdiğim kitaplar. Şuan için aklıma gelenler bunlar. Çok sevdiğim yabancı diziler de şöyle
·         How I Met Your Mother
·         The Big Bang Theory
·         Vampir Diaries
·         The Originals
·         Girls
·         Friends
Defalarca izlesem de bıkmayacağım birkaç film de şunlar
·         3İdiot
·         Ghajini
·         Hatırlanacak Bir Anı
·         İncir Reçeli
·         Barfi!
·         Wall-e
·         Yukarı bak
·         Black
·         Yenilmezler
·         Büyükler
·         B Planı
·         Karayip Korsanları
İzlediğim birkaç anime de şunlar
1.       Boku wa Tomodachi ga Sukunai
2.       Btooom
3.       Kaichou Wa Maid-Sama
4.       SWord Ard Online
5.       Toradora
Bunlardan favorim 4.sıradaki onu da söyleyeyim. Ondan sonra da 1.sıradaki var. Ona müthiş gülmüştüm ve çok sevmiştim. Dün servis beni gene unuttu onu bir daha ki yazıda anlatacağım şimdi derse dönmeliyim sağlıcakla kalın
                                                                    Sakar Myna

11 Nisan 2014 Cuma

Yemek boğazında kalmasın emi!

Bizim okuldaki hocalar ya çok salak ya da çok benciller tam bilemiyorum. Dün gittik okula bu hoca 5te başlayan dersi 5buçuğa çekmişti zaten. Servis nedeniyle biraz geç gelme lüksüm yok. Neyse sınıfta erken gelenlerle lak lak yapıyoruz. Biz kapı tarafındaki sırada oturuyoruz hep. Herkes için bunu iddia edemem ama ben hep o taraftaki sıraların ikinci sırasında oturuyorum daima. Bizim sıradan cam kenarı sıralarına göç etmiş bir arkadaşla konuştuk. ‘’yavrum bizim sıranın kızıydın  sen ayıp ettin ama… hem orada camdan bakmaktan ders dinleyemezsin buralara geri dön kuzum.’’ İçeriğinde mesajlar yolladım kıza. Pek etkili olmadı gibi. Neyse sonra bizim pek muhterem hocamız geldi ve ‘’ben yemeğe gidicem ne kadar sürer bilmiyorum sizi de bekletmek istemiyorum. Siz gidin haftaya dolu dolu ders işleriz. Haydi eyvallah..’’ döndü poposunu gitti. Hepimizin ağzı beş karış açık adama bakakaldık. Bazı açık gözler çantasını kaptığı gibi hemen evine yurduna koştu. Ben ne yapsam derken Gül çağırdı Gömlekle oraya gittik. Zengin kapıyı açtığında ‘’bugün size Matrix 2’yi çekmeyi düşünüyorum!’’ dediğinde bastık kahkahayı. Hemen çay çorba hazırladılar yerken gene Zengin’in hallerine gülerken kahveyi üstüme dökeceğim diye ödüm koptu. Zaten sakarım o da işimi zorlaştırıyor. Hafta sonu Gömlek’in manitası gelecek diye ona kıyafet uydurmaya çalıştılar. Gömlekte dünden razı mankenlik yapmaya derken benim vaktim geldi. Kalktım durağa yol almaya başladım. Evet tabi ki o bayırı çıkarken neremden nefes alacağımı gene şaşırdım. Yaldır yaldır gittim durağa, serviste yer kalmıyor. Diyceksiniz yirmi dakikalık yolu ayakta gitsen nolur neyin kafası bu? Haklısınız ama bende haklıyım çünkü bizim kart Dalkılıç yani Adanalı öyle bir gaza basıyor ki sormayın. Çok savruluyorum. Koltuğa öyle bir yapışıyorum ki kopacak diye korkuyorum. Koltuğun bi yerini kırsam koparsam adam bana kızar ‘’ ufak tefeksin ama senin içinde gizli bir ayı varmış nasıl becerdin lan bunu kız halinleee!!!’’ dese naparım. Pişkin biri değilim ki ‘’sende camış gibi sürüyon lan dingil’’ diyebileyim? Eziğim lan ben galiba. Bugün ödev yapmam gerekiyor haftaya quizler var ve ben buraya yazıyorum. Çok zekiyim dimi? Aa unutmadan bir hafta sonra gidip Gülle beraber kalacağım. Zengin’in sınavları bizden önce bitiyor evine gidecek ve Gül yalnız korkuyor. Benimde servis sorunum olduğuna göre bir haftalığına ev arkadaşı olacağız J Sınavlar çok yakındaaaa eyvah eyvah
                                                                                                Sakar Myna