Çok sevgili Beyaz Gemi blogu
beni mimlemiş. Şuan için büyük bir
sınavın ufkundayım ve telefonumun son kalan internet kırıntılarıyla bunu
yüklemeye çalışıyorum. İstenmeyen nedenlerden dolayı mimi ertelemiş
bulunuyorum.
Olayın özüne gelecek olursak
şöyle; lanet servisle cuma günü yollarımı ayırdım bildiğiniz gibi. Sınav haftası
ne yapacağım tabi ki halama geldim iki otobüsle gidiliyor buradan okula ama
kafam rahat en azından. Ama bir sorun var? Bizim evden köye altımda araba olsa
20 dakikada varırken otobüsle 3vasıta ve hepsinin kalkış saati kendine has
saçma. Şimdi yanıma aldığım eşek ölüsü kadar ağır küçük bavulumla ben nasıl 3
otobüsle köye ulaşacağım? Ya da kaç günümü alır? Aaa bakın size problem yaptım.
Tamam kızmayın ben olsam ağız dolusu sövüyor olabilirdim. Neyse konuyu
dağıtmadan Eşme’deki kuzenimi aradım siz köye gidiyor musunuz? Beni de sıkıştırın
bir yere diye şey ettim. O da sağ olsun ayarladı kocası beni yollardan topladı.
Neyse çıktım kuzenin evine çünkü eniştemin işi varmış onu bekliyoruz. Geçen bahsetmiştim
ya Küçük Haydutla Büyük Haydut diye, hah işte onların evinde kuzularımla hasret
giderdim.
Dün Küçük Haydut tam bir yaşına bastı. Biz sıkış
tepiş arabaya doluştuk köye giderken Büyük Haydut babasına doğum günü pastası
niye almadığını sorunca, eniştem bizi bırakıp pasta alıp geldi. Ama hiç
birimizin haberi yok kuzenim Büyük Haydut’u mutfağa çağırıyor gel sürpriz var
diyor. Bizimki de benim aldığım dondurmayı söylüyor sanıp biliyorum ki diye bık
bık ediyor. Anası görmen lazım deyince işte bir gariplik olduğunu anlayıp
yıldırımdan daha hızlı mutfağa ışınlandı. Sonra ağzı kulaklarında birazdan
ışıkları söndürceeeezz diye ağzını yaya yaya dolandı. Sonra pasta geldi. Ama o
sırada elindeki eriği yemekle meşgul olan Küçük Haydut olaya pek yabani. Teyzesi
onu kapıp pasta başına geldi karanlıkla mum ışığında resim çekmeye uğraştık. Daha
doğrusu azıcık megapikseli olan telefonumla ben uğraştım. Eniştem telefonun
çıkardı artist artist resim çekiyor. Bir benim çektiklerime baktık birde
onunkilere. Hemen bendeki katliamdan kurtuldum.
Sonra pastalar konuldu tabaklar
dağıtıldı, Küçük Haydut herkesin tabağına musallat oldu. Maşallah boğazlı ama
dokunacak diye korkuyoruz. Ama sıpa bizimle kavga ediyor.’’ Bana da ver benim
doğum günüm bu pasta da benim hepsini yiyceeeem ‘’ edasıyla tüm tabakları
gezdi. Karşında ağzını açıp lokma
bekleyen bir sıpa varken nasıl yersin o pastayı?
