lanet olsun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
lanet olsun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Mayıs 2014 Perşembe

Lanet ATM'ler

Dün başıma gelenleri anlatsam roman olur, yok yok hiç bişey olmaz beklentiyi boş yere yükseltmiyim. Neyse dün kalktım okul saatinden biraz erken Özdilek’e çıktım malum ayın 7si maaş günü. Gittim paracıklarıma kavuşmaya, atmde kartı taktım ama manyak makine öyle bir bağırdı ki ‘’Lütfen Şirenizi Giriniz’’ Öyle korktum ki sıçradım yerimden. Sonra da arkama da baktım ne kadar insana rezil oldum diye ortam değerlendirmesi yaptım. Kimseler yoktu, tabi güvenlik kameralarını seyreden görevliler gülmekten sandelyelerinden düşmüşlerdir. Neyse aldım paracıklarımı doğruca markete yöneldim. Hunharca paraları harcamaya =) abur cubur aldım doldurdum çantama.

Durağa indim, Nefret’e mesaj attım.’’Hangi servistesin?’’ ‘’biz Laz’ın arabasındayız’’ haydaaaa. Yeni adam beni bilmiyo unutuyor hepten tutuştum. Aradım adamı ilkinde açmadı, ama ben tutuştum bir kere tekrar aradım açtı ‘’Alo servis nerelerde acaba ben Myna Özdilekten beni unutmayın.’’ ‘’bugün ben gelmiyorum Laz geliyor onunla konuş’’ hoppala. Ulan onun numarası yok bende napcam? Aa dur Nankör onun servisindeydi. Hemen mesaj çaktım söylettim. Kız da bunun haberi yokmuş demesin mi? Deliricem durakta, telefon elimden düşmüyor bir onu bir bunu arıyorum… Derken bir baktım geldi bir servis atladım hemen. Anam bu bay K.’nin arabasıydı, hüzünlenmeme fırsat kalmadan şoför ‘’ara şoförünü birinci öğretimden M.. aldı beni de’’ hemen Nefret’e mesaj attım bu defa da Laz’a bu şoförü tanıtmaya uğraştım. Neymiş efendim tanımıyormuş bizim şirketten değil o diyormuş. Çıldırıcam…bu adam ikinci dönemin ilk haftası bizim şoför olmuştu, tabi servis İzmit’i bırakınca bu da birinci öğretime geçti. Birde bu adam kırmızı ışığa yakalanmamak için içeri girince görmüşte aldı beni. Anlayacağınız Allah’a emanet gidiyorum resmen. Bu adamla iletişim kuramıyorum o çok sıkıntı mıyıl mıyıl bir şey diyo anlamıyorum ney hı diyorum duymuyor EFENDİM diyince tekrar ediyor filan. Hem de serviste bir tek ben vardım he, adam okula gidip te çıkanları toplayıp götürcekmiş. Hatta okula geldiğimizde de ‘’seni yarım saat erken getirdim gördün mü?’’ Allah razı olsun beni almasa durakta debelenip duracaktım. İnerken ‘’ Sağ ol M… abi iyi günler’’ ‘’sende sağ ol abim’’ he diyip geçmediği için çok mutlu oldum.
İnsanlara selam vermek lazım, mahallenin bakkalından alış veriş yapmadan önce selam vererek girsek çıkarken hayırlı işler dilesek ya. Ben önceden otobüslerde bunu yapamazdım ama şimdi alıştım. İnerken iyi günler, hayırlı işler diyorum. İnsanlardaki önyargıları kırmanın yüzlerine tebessüm vermenin en güzel yolu bence budur. Ben yerlere de kesinlikle çöp atmıyorum. Bir benim çöpümle ne olacak demiyorum, çünkü ben desem sen desen o dese buralar hep çöplük olurdu. Biri bana selam verse o kadar mutlu oluyorum ki anlatamam. Dünya da iyi insanlar var diyorum. Öyle günlerde de o kadar mutlu ve enerjik oluyorum. Bu yüzden de insanlara merhaba, günaydın, hayırlı işler derim en olmadı gülümseyerek kafamla selam veririm illaki bir şey yaparım. Bence sizde yapmalısınız ve güzel etkinsi göreceksiniz buna eminim.

                                                                                                         Sakar Myna

4 Mayıs 2014 Pazar

Acılarım Depreşti. . !

Bazen o kadar bunalıyorum ki anlatmakta zorlanıyorum. Diğer insanları belki kıskanıyorum belki de imreniyorum. Ama zoruma gidiyor işte! Tamam hamd olsun sağlığım yerinde, karnım tok sırtım pek. Ama lanet nefis doymuyor işte, ay ondan da olsa bundan da olsa, onun bile şusu var, benim hiç bir şeyim yok! Sinir krizleri geçiriyorum kendi kendime. İçime hatta göğsüme bir öküz oturuyor bayağı zaman da kalkmıyor oradan mendebur şey. Hatta vize sonrası sadece bir gün okula gittim çünkü bizim üstün derecede gerizekalı hoca quiz yaparsa diye. Onda da adam sınıfa gelmeye dahi tenezzül etmedi!! Deli oldum boşu boşuna gittim okula ve onca saat servis saatini bekledim.
Sınıfa gelen züppe bir kız var okulla pek alakası yok işi gücü parasıyla hava atmak. Marka saat taktığında bileğini göstererek geziyormuş. (muş dedim çünkü o zatı kaale alıp sıfatına dahi bakmamışım kızı öyle uzaktan sima olarak biliyorum o yani) Çarşamba günü sınıfta bir avuçuz, birkaç erkek var birkaç kız var erkeklerle konuşan bu züppe ‘’hoca yok madem gelin sizi götüreyim otogara kadar …gelin ya yolumun üstü.. boşuna beklemeyin hadi..’’ çocuklara resmen yalvardı  hava atabilmek için pis ZÜPPE! Kusura bakmayın çok sinirlendim. Neyse bunlar çıktı sınıftan ben hemen koştum cama. Bu mal o kadar yırtındı arabası neymiş ki diye bakayım dedim. Allahım! Kafamı nerelere vurayım ben? Hangi taşta pekmezimi akıtayım ben. B*ok var kalkıp bakıyorum, boşuna kendi canımı sıkıyorum. Kızın altına Mercedes çekmişler(!) deli oldum deli. Birde doğru dürüst kullanamıyormuş. Ah o araba bende olacaktı varyaaaaa! Hiç inmezdim çok eğlenceli araba kullanmak, öyle param olsa zaten hep gezerdim. Ben sadece okul açıldığından beri araba alcak babam diye gezip durayım ortalıkta…


Mesela babamın arkadaşı kızına aldı araba, kız iki yıllık ot, böcek bölümü okudu mesleğini de yapmıyor evde oturuyor. Bir başka arkadaşı da gene kızına araba aldı ki onların durumu pekiyi değil. Böyle olduğunda çıldırıyorum! Alemin evladı evlat bense PATATES yani. Böyle zamanlarda çok canım sıkılıyor. Part-time iş istiyorum ama çalışacak enerjiyi kendimde bazen bulamıyorum, ya da uygun iş yok, bende de atılım yapacak öz güven yok.( yırtık biri değilim ve olamıyorum da) Ben evden çalışsam rahatça, esnek çalışma saatlerim olsa… kim istemez ki böyle bir iş? Benimki olacağından değil hayal ürünü olarak kalacak işte.
Arkadaşımla konuşuyorum geçen. Kız birkaç ayda bin lira para biriktirmiş. Altın yapacağım külçe o zaman değer kaybetmiyormuş, filanca yerden ev almayı düşünüyorum kışın öğrenciye kiralarım yazın yazlık olarak kiralarım arada da gider ben kalırım. Ben niye böyle ot gibiyim diye kendimi sorgulamama sebep oldu doğrusu. İçimdeki çulsuz yatırımcıyı uyandırdı. Para olmayınca poposunun üstüne gerisin geri oturuverdi ya neyse. Bunları hemen anlatmazsam içimde kalırdı. Anlatacaklarım bu kadar sayın yargıç. . .

                                                                               Sakar Myna

5 Nisan 2014 Cumartesi

Kuruntu yapmamak lazım..

Allah’ım servis stresi yüzünden olmazsa kendi kendimi kurup kuruntu yaparken ölecem. Dünkü olaylardan sonra bugün beni bambaşka bir şoför aldı. ‘’anammmm!! Bu Adanalı kesin kızdı bu kızla mı uğraşcam ben beeehh dedi beni attı üstünden eyvah eyvah. Mıçtın kızım büyük mıçtın hemde şimdi bu yenisine derdini anlatmaya uğraş dur..’’ kendimi kurdum da kurdum. Yolda şirketin diğer arabası ışık hızıyla yanımızdan geçse de ben anladım onun bizim Adanalı olduğunu. Hepten kendimi kurdum. Suratım düştü moralim bozuldu. Neyse okulda kızlarla konuşunca havam değişti. Ders erken bitti hadi bize gidelim dedi (evi yakın olan arkadaş) Gül. Toplaştık giderken mama aldık. Eve geldiğimizde gırgır şamata arasında sofra kuruldu ama benim lanet olası servis saatim geldiği için çıkmak zorunda kaldım. Eğlencenin ortasında hep eve dönmek zorunda olmak kötü bea. Kızlar son servise kal biz seni okula götürürüz falan dediler ama servisle bu kadar tantana yaşanınca yüzüm tutmadı doğrusu. Bunun üstüne kal burada diye bir ısrar geldi ona da Ekosüperpeçete nedeniyle hayır dedim. Okula gidip birden burada kalcam baba dersem varya kabak gibi beni oyar sonra benden saksı yapar. Neyse koşarak gittim okula. Ciddiyim bildiğin koştum arada durup tuhaf sesler çıkararak nefes almaya çalıştım. Deli dana gibi koştum. Bir sor niye koştun? Serviste liste yapılıyor herkes kaç servisiyle döneceğini yazıyor ve o listeye göre servis yola çıkıyor. Kalan öğrenci olursa bir arayıp ulaşmaya çalışıyorlar. Üç gündür o lanet listeyi ben binmeden önce yapıp bitiriyorlar ve sonra şoförde bende unutuyorum. Asıl mallık bende bugün aklımdaydı da erken çıkıyorum diye ses etmedim. Oh olsun bana yaparsan öyle ukalalık, böyle koşarak çıkar acısı. Neyse gittim durağa sabah beni alan adamla bizim Adanalının arabaları var. Direk sabah ki arabaya binmeye kalkıştım oradakiler bu dolu başka kapıya dediler. Daha kibarca tabii ki.mecbur döndüm Adanalının arabaya bindim orda da Nankör var ve boş yer yok. İnmedim arabada öyle mal gibi dikildim. Sonra Nankör seslendi :’’Myna gel burası boş’’ gittim oturdum. Aramızda bir kavga falan olmadığı için ne haber nasılsın diye konuştum. Arada selam ver yahu dedim bakıyorum yüzüme bakmıyorsun dedim. Oda sende bana bakmıyorsun falan diyince orta yolda anlaştık. Çıktık yola ama Allah’a emanet gidiyorum. Bay K. Bunun yanında halt etmiş. Ayağıyla gaz pedalı arasında ciddi bir ilişki var sanırım. Neyse geldik Özdilek ışıklarına ben tabi 30saniye önceden kapının orada bitiverdim. Bizimki bağırdı ‘’Özdilek!’’ buradayım dedim ve el kol yaptım. Gör beni, sakın geçip gitme telaşından dolayı. Bana baktı sırıtarak sonra ‘’görüşürüz’’ dedi. Ben her zamanki gibi inerken kapıya sıkışmamaya çalışırken bir yandan ‘’iyi akşamlaaaaaaaarrr…’’ dedi. Dönemin başından beri derim. Oda hemen karşılık ‘’iyi akşamlar’’ dedi. Ben inerken pek konuşmaz bir kere de beni unuttuklarında şikayet etmemiş idare etmiştim onun ertesi günü kendi demişti. O diyince çok hoşuma gitmişti. Kart duruyor ama daha 25inde ve bence biraz olsun Murat Dalkılıç’a benziyor J sonuç olarak boş yere kendimi kurdum üzdüm… tipik Myna işte ne olsun.
NOT: 20 dakikalık yol diyorum ya bu Adanalıyla 13 dakikada geliyorum siz düşünün artık o gaz pedalının halini neyse diceklerim bu kadar iyi geceler..

                                                                                   








                                                                                                                       Sakar Myna

3 Nisan 2014 Perşembe

Ah Adanalı'm!

O lanet olası ‘’sen git seni istemiyoruz serviste’’ alt mesajını içeren konuşmasını yaptıktan sonra dünyam karardı. Tamam abartmış olabilirim ama niye ben istenmeyen insan oldum diye içerledim bayağı hatta gözlerim doldu, sesim titredi.  Eve gelince Ekosüperpeçeteyle  konuştuk felan ama bi çıkar yol yok ki. Neyse bu sabah ( benim sabahım 11 oluyor) aradım abi böyle böyle imkanım yok şirketi de aramadık senin başın ağrır diye dedim. ‘’olmuyo kavga çıkıcekte siz arayın şirketi de bık bık bık….’’ Allah’ım! ‘’ sizin kaydınızı Bay K.’mi yaptı? Ben olsam hiç yaptırmazdım sorun oluyor işte bla bla bla..’’ o kadar moralim bozuldu ki. ‘’Sen kimsin lan kimi istemiyon olum adam ol kafanı kırarım benim paramla geçiniyon len dürzük!!’’ diyesim geldi sustum gene. ‘’abi tamam ararız şirketi babam evde bi onla konuş al ‘’ babamla bayağı konuştular. Neymiş efendim otobüsle gidebilirmişim o adamların ekmeğiymiş haklıylarmışta mış. Babamda baya laf yetiştirmeye uğraştı ama yok adam ciddi ciddi beni istemiyor.Tamam şirketi arayayım diye döndük. Aradık orada da en az üç kez farklı kişilere ulaşmaya çalıştık en son 4.zat-ı muhtereme ulaştık. Oda bize ‘’o sorunu üç hafta önce çözdük olur mu öyle şey bu dönem sizi götürcez falan filan.. ben ararım onu neydi adı tamam ben onla konuşup dönerim size.’’ Tabi ki dönmedi. Ve aramamış şoförü! Ben evden çıkarken aradık şoförü beni kimse aramadı deyince babam kudurdu tabi. ‘’ seneye önüme altın serseneiz bu şirketle iş yapmam bu ne böyle, birbirinizle irtibat bile kurmuyosunuz , ne biçim iş, madem kayıt alıyorsunuz İzmitten düzgün yapın…….’’ Bayağı döşedi. Sonra ben durağa çıktım adam geldi aldı beni. O kadar çekinerek biniyorum ki anlatamam adam laf etcek bana diye diken üstündeyim. Adamın totosunda değilim. Öndeki grupla gırgır yapıyor, eğleniyor. O kafasını direksiyona vura vura pekmezini akıtmak istedim. O gırgır yaptığı kızlara da gıcığım benim bi adım yok ya anıra anıra ‘’Özdilekten binen kız?’’ diye sesleniyor. İkisini birlikte paralamak istedim. Çok ama çok istedim beni boş yere strese soktu dangalak kendisi eğlensin yok yaa!  Akşam dersten sonra Siyahın evine çay içmeye gittik. Yolüstünde markete uğradık herkes bir şeyler alıyor bizim akıllı Siyahta :’’ kasaya koyun hepsini bir geçirelim’’ yemezler o ayakları aklı sıra bize hesap ödetmiycek yok ya. Aldık mamalarımızı gittik çayımızı mamamızı zıkkımlandık. İlkokul ve lise hayatım boyunca olduğu gibi ortamın en zevkli yerinde eve dönmek zorunda kaldım. Kalktım servis alanına gittim, ama

nasıl gerilmişim ben bile farkında değilim. Serviste kaskatı oturuyorum gözlerim hep yerlerde. Adam bi laf sokacak diye ödüm kopuyor. Servisin en cins çocuğu olan Kocaman (poposu öyle kocaman ki insanlar onu anlatırken hani şu koca dötlü olan diye tarif ediyor) bizim Adanalı şoförle konuşuyor bir ara birkaç kelime yakaladım ‘’ abi hala sorun oluyor mu noldu ne gitti’’ ‘’şey varya(ismi devlet sırrıymış gibi gizli söylediler) Onu attıracam şikayet var’’ aman Allah’ım bana taktı adam beni attırcak kesin. Anam ne edeyim nerelere gideyim ben eyvah eyah. Şimdi mıçtın kızım hemde büyük mıçtın…diye kendimi kurdum kurdum da kurdum. Ah Ekosüperpeçete git al şu arabayı da kurtulayım şunlardan ya ömrümü yediler yahu. Şu yirmi dakikalık yol için çekmediğim zulüm kalmadı diyebilirim. Ah bi arabam olsa.. ama hayırlısı neyse o olsun ya napalım artık başa gelen çekilir. Ha bu ara da çok mutsuzum ben How I Met Your Mother'da bitti :( ekstra mutsuzum 

                                                                                                                 Sakar Myna