araba duası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
araba duası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mart 2015 Perşembe

Come Back Bayb!


Hep büyük büyük konuşmak yakıyor benim başımı onu anladım sonunda. Neyse döndüm diyemiyorum ama uğramaya çalışacağım. Şimdi size çok güzel havadislerim var. İlk olarak kötüden başlamak istiyorum. Babam yılbaşından sonra araba alacağız diye çenemi kapatmıştı belki anlatmışımdır. Heh işte o konuda bildiğiniz ağzıma s*çıldı. Bakın nisan geldi araba hala yok. Otobüslerle başım hala belada hatta bu dönem çok azla dersime onlar yüzünden gidemedim. Kalacağım bu gidişle hafazanALLAH.

İkinci haberimse hani yüzde on diye dolanıp duruyordum ya buralarda heh işte ona girdim. Birkaç kişiyle konuşup ortalamalarını öğrendikten sonra bayağı hevesim kırıldı kesin giremem diyordum sonra bir baktım ki Allah Allah. Gömlekte girdi hatta bayağı iyi ortalamayla eşek  J
Neyse sonra lanet olası telefonumu değiştirdim! Aldım cillop gibi bir telefon herkeslere telefonum şekil önümden çekil yaptım. Derken geçenlerde bir baktım ki Nankörde de aynı telefon var. Çok takılırım ben bu konulara o yüzden kafamı sıralara vurmaya başladım. Neyse sonra belki anlatmışımdır benim iş muhabbettim vardı ikinci dönem başladı adam demiş ki ben erkek eleman alacağım. Üf dedim lanet adam. Ben sen işe alacaksın diye boş gün bırakmadım. Çünkü okula sadece iş için gitsem yol parası israf olacak günlük on lira fazla bir miktar sonuçta.
Geçenlerde Gömlek aradı garson yok gelsene yardıma dedi. Gittim deli gibi koşturmayla geçti o gün. Neyse sonraki hafta Gömlek evine gitti onun yerine de çalıştım. Bu defa patron memnun olmadığı garsonu kovup yerine beni alacağını söyledi. İyi dedim ama ona da yazık kendimi kötü hissettim. Gömlek ise boşver zaten çalışmıyor senin suçun değil falan dedi. Onun yerine çalıştığım bir hafta boyunca annem babam grip oldu. O hafta kâbus gibiydi. Sabah kalk işe git, işten çık derse git, dersten çık eve gel evi topla yemek hazırla hatta yiyecek bir şeyler al derken g*tüm çıktı. Ama iş yerinde ilk günden sonrası biraz daha kolay geldi. Hatta orada çalışanlardan iki tanesi babamın köyünden çıktı. Orada ortam acayip komik bir abi var mesela sürekli patronla uğraşıyor. Hatta geçen patron ona dayak atarken diğerleri videoya almış. Geçende almış paket kağıdını patron onu işten atarsa bizde işten çıkarız diye yazmış hepimizin adını yazıp tek tek imza aldı bizden.

Bir gün Siyah beni Kılçık Hocanın dersinden kaçırttı. Bizdeki akla bak yani. Adam yanımızda öksürse altımıza yaparız ama kalkıp dersinden kaçtık. Neyse çarşıda az gezdik sonra ben iş yorgunluğuyla dayanamayıp eve gittim. Bir gün de Gömlek kaçırttı gittik gezdik. Sonra kızı tebrik ettim. İşten çıktın ve bu kadar gezip dolaştın bravo dedim. Ben az yürüdüm mü iş sonrası ÖLÜYORUM DOKTOR diye bağırma moduna giriyorum. Babam baktı zorlanıyorum çalışma dedi. E isteklerim var ne yapayım dedim azıcık vazgeç dedi. Ulen ben alırım yavrum evladım demiyor inatla.
Hep ikinci dönem arabayla gideceğimi hayal ettim nasıl yüzümde patladı ben bile anlayamadım. Bir insan üç ayda düzgün araba bulamaz mı? Yakındaki arabaların listesini yapıp verdim eline git bak diye yok dedi gitmedi adam delireceğim. Babam istiyor ki ayağına gelsin öyle alır. Hatta benim buradaki patroncuğum bir araba buldu peugeot başta gitti baktı fiyatta anlaşamadılar. Sonra partroncuğum ayarladı bu defa babam beynimi yedi yok Hyundai i20 istiyordun ondan bulsun söyle abine sen zaten Peugeot sevmiyordun diye. Razıyım git al diyorum yok ille i20 alacak. Senin limitine o araba yok diyorum dinlemiyor adam. Hem ucuz olsun hem güzel olsun hem yeni olsun istiyor. Adama çüş derler efendi! Yakında dolmuşların altına atacağım kendimi. Sonuç olarak açık öğretimden de bir dersten kaldım bu da başarı çünlü hiç çalışmadan girdim.

Arkadaşlarımın hepsi evleniyor bende sendrom yaşarım yakında. Onun haricinde iyiyim okulda yüzde ona girmek bana şimdilik yetti. Şimdi beyin yeme sırası bende. Ben daha ne yapayım hem okuyorum hem başarılı oldum hemde iki üniversite okuyorum birde üstüne çalışmaya başladım ben daha ne yapayım be adam diyorum.

Kafama koydum işaret dilini öğreneceğim, en az bir müzik aletini çalmayı öğreneceğim. Şimdilik yeni hedeflerim bu kadar. Ygs zedelere üzülmemelerini daha lys olduğunu hatırlatarak giderim. Akşama quiz var ders çalışayım azıcık.

7 Ocak 2015 Çarşamba

Yokluğumda Olanları Kısaca Çorba Yaptım Size. .

Döndüüüm..diye höykürmeyi çok isterdim. Bizim sitenin iktidar savaşları son sürat devam ediyor. Oyum internet vaat edenindir!
Geçen bir buçuk hafta Sakarya’daydım. Bir amcamda bir kuzenimde kaldım. Elim sıcak sudan soğuk suya değmedi. Yengem sağ olsun hiç iş yaptırmadı. Ufak tefek işlere yeltendiğimde beni bir kovuşu vardı ki sormayın. İş yapmaya yeltenmeye dahi korktum. Kuzenimin kızı 1.sınıfa başladı ve ödev savaşları o evde de başlamış oldu.
Benim ödev zamanlarım aklıma geldi. Sokağa fırlatılan çanta.. Sobaya tepiştirilen defter kitaplar.. evin bahçesinden toplanan defter ve kalemler.. Tabi ki ben atmıyordum onları. Annemi artık nasıl delirtiyorsam o fırlatıp atardı. Akşam babam işten gelinceye kadar da gidip alamazdım. Anne korkusuna..
Kuzenimin kızı Sarı Boncuk bu durumlara kıyasla mükemmel. Onun problemi derse oturana kadar yokuşa sürmek. Oturduğunda gayet güzel okuyor ve yazıyor. Maşallahı var (41 kere). Birde çocuk daha şimdiden hedef odaklı. Gerçekten okumayı istiyor ve bunun için gayret etmesi gerektiği söylenince oturup uğraşıyor. (çocuğu şöyle bir maşallah diyip okuyup üfleyelim)
Bizim Kılçık hoca vardı ya. Bahsettim mi bilmiyorum. Hani dersinden geçenlerin sayısı kalanların %10u gibi bir şey olan, sınavlarda okkalı soru sormayı seven ve hatta kolay sorup kesin altında bir şey vardır diye gene yapamadığımız hocamız. Adamdan deli gibi korktuğumuz halde nasıl bu kadar çok seviyoruz anlamıyorum. Acaba bu da katiline âşık olma şeysi gibi bir şey mi?
Şimdi sınav haftasında kuzenimin kocası beni her gördüğünde sınavlar nasıl diye soruyordu. Bende hep bu Kılçık hocanın sınavından korkuyorum enişte diyordum. Hatta bu sınavın arifesinde kuzenimde kaldım, oradan gittim sınava. Sınavda aklıma ne geliyorsa mantığıma ne yatıyorsa yazdım. Sınavdan sonra benim bir üst sınıfımda olan lise arkadaşım Kıvırcıkla konuştum ne yaptın ettin diye. Yazdım ama gene puan vermeyecek dedi. İkinciye dersi alıp üstüne kalmak gerçekten kötü insan üzülüyor.

Birde üstüne o arife gecesi kar yağmaya başladı nasıl mutlu oldum anlatamam. Sabahlara kadar internette okul tatil oldu mu diye araştırıp durdum. Sonuç negatif. İlk ve orta öğretimlere tatil ama dağ başındaki okulun öğrencilerine tatil yok. Adaletin bu mu evren? Ama okulda kar gördükçe sevindim durdum. Şu su kıtlığından ötürü yağış oldukça mutlu oluyorum. Ama bu kar sevinci bir başkaydı. Lanet olsun eldivenimi atkımı ve beremi evde unutmuştum. Bu yüzden bir yerlere gitmeyi çok sevmiyorum illa ki bir şeyimi unutuyorum. Karda valizin çekçeği de işe yaramıyor haberiniz olsun. Karda kayıp düşmeden yürümek ve aynı zamanda valizi çekelemek oldukça zor oluyormuş. Hele birde eşek ölüsü ağırlığında valizle dolmuşa binmeye çalışmak ve kimselerinde yardım etmemesi dramı iki katı ağırlaştırıyor. Mesela bu yıl tragedya dersi aldım ve eski yunan tragedyalarından bir iki tane okudum. Tavsiye ederim, şimdi birde komedya alıp okuyacağım. Mitoloji dersi aldım ve müthiş şeyler öğrendim. Mitolojiden sonra Kılçık hocanın dersinde nasıl ateist olunacağını öğrendim. Çünkü adam net bir şekilde inanmıyor ve bazen öyle laflar ediyor ki ulan yoksa? Demeden edemiyor insan. Hatta bir ara kızlara bana şunu açıklayın yoksa ateist olacağım diye beyinlerini yediğim dönemim oldu. Kılçık hocanın dersinde giriş çıkış serbestti ama bir gün abarttılar sanırım. Adam çıldırdı ve ben aha şimdi sıra dayağına çekecek bizi diye tırstım. Oysa tasını tarağını toplayarak sınıfı terk etti. Adamdan o kadar çok korkmaya başladık ki vizede yapamadığımız soruyu quizde tekrar sordu ve biz gene yapamadık. Hatta o quizde bayılacak gibi oldum.

Bir ara Nefret hanım Siyah’ı bensiz yakalayıp ‘’seni hiç yalnız göremiyorum, selam vermiyorsun hiç canım bla bla bla..’’ demiş. Bizim kız da yapıştırmış ‘’sende hiç selam vermiyorsun..’’
Yalnız diyor ki Myna hep yanında. Azıcık salla onu gel yamacıma. O tek kalsın..
Bence böyle düşünüyor. Bende bu kadar komplike biriyim işte. Neyse bu dönem doğru dürüst görmedim onları bu yüzden mutluyum. Bizim bölümün topluluğuna katıldık bir film izledik daha da gidemedik etkinliklere. Orada bir reis kız var beni ortamda bozup duruyordu. Bir şey soruyorum laf koyarak cevap veriyor. Şeytan diyor saçını başını yol yüzü gözü tırnak izi içinde kalsın.


Yılbaşından sonra babam start verdi araba için ama benim tüm umutlarım söndü. Abiyi aradı konuştu. Abi ben zaten kolluyordum bir şey çıksa illa ki arayacaktım seni demiş. Yani bu iş yaş, en azından ben öyle hissediyorum. Hadi İnşallah filmine gittik Siyahla, pizza yedik sonra ben okula çıkıp oradan eve geçtim. Kaderim değişmiyor zalimsin evren! 

24 Kasım 2014 Pazartesi

Unutmayın beni lütfen

Bilmiyorum ama nedense birilerinin hayatından bir şeyler yazdıkları her yazıyı büyük heyecanla okuyorum. Nedenini bende bilmiyorum. Öyle haftasonları oturup paparazi programlarını izleyen bir tip değilim aslında. Sanırım insanların hikayelerini merak ediyorum. Geçenlerde dediğim hocamız Kılçık’ın aklından geçenlerden tut hayatının her kırıntısına kadar merak ediyorum. Kediyi merak öldürür dye laf varya o aklıma geldikçe bir tırsıyorum ki sorma. İçgüdüsel bir kedilik var genlerimde diye yani.
Okula gidiş gelişlerim son sürat devam ediyor. O minnak dolmuşlar var ya onun merdivenden minnak rek basamağı oluyor ya. Heh işteo basamakta kapıya 0km mesafede yolculuk ediyorum. Kapı açılacak diye aklım çıkıyor. Şekil değiştirme lüksümde yok ki arkadaş. Okulda felsefe topluluğu var okulda onun etkinliklerine katılmaya çalışıyoruz kızlarla. Geçen hafta da film izleme vardı gittik izledik. Filmi izlerken kendimi kesmek istedim, kahkaha patlamak istedim. Ama yapamadım. Yanımızda hoca da vardı. Kızın deli misin hoşt der diye çekindim. Bizzat felsefeci kırıklığını taşıyorum bünyemde. Filmi izlerken mal izleyici perspektifindeydim. Film bitti çay içerek tartışma kısmı başladı. Gündüzcülerden bir kız başladı konuşmaya. Ulan dedim ben filmi izlememişim dedim. Hiçbir şey görmemişim, görmeyi bırak ben uyumuşum herhalde. Çünkü bön bön bakmışım. Derken bir iki düşüncemi söyleyince evet olabilir dediler.
Egom o anda gökyüzüneydi.
Sonra bilgisayar hocamız ödev verdi blog açın dedi. E benim zaten var dedim olmaz dedi. Olum internetim olsa burada bık bık konuşacağım her gün ne diyorsun sen diyecektim ama sustum. Zaten kimseleri pek okuyamıyorum. Arada net bulup girdiğimde yeni yazılara bakıp bazılarına yorum sıkıştırabiliyorum o kadar. Myna mutsuz. Bilin yani. Araba diye her zamankinden daha çok kendimi yiyorum. Telefon istiyorum. Düzgün telefonum olursa telefondan girip bakarım yaptığım internet paketim ziyan olmaz en azından. Ama taksit kalktığı için alamıyorum. Babam almıyor. İki gündür hadi telefon alalım diye gaz veriyorum ama tık yok yani. Kendimi kesmenin eşiğindeyim. O zengin ismitli gız doğru dürüst okula gelmiyor. Geldiğinde de gene zengin takılan başka kızla kankilil yapıyor. Üzülüyorum vizelerden dönüşte eşek ölüsü olan valizle önünden geçtim. O sırada arabayla yola çıkuyordu. Başka yöne dönüp gitti. İçime o kadar oturdu ki anlatamam. Ben birinin işini görmek için kendi işimi bırakan biriyken hiç iyilik görmüyorum. Karşılık beklediğimden değil! Ama insan dur yardım edeyim demez mi hiç?
Geçen hafta Perşembe günü durakta yağmur rüzgar demeden dolmuş bekliyorum. İlk gittiğimde bir yığın insan olan durakta bir kızla ben kalmıştık ama hala dolmuş yok. Sonra kızı da lüks bir araba gelip aldı. Ben iyice buruklandım derken yanımda durup kampüs mü dedi. Allah dedim anladı o beni. Bindim arabaya giderken kız bizim sitede oturuyormuş ya. Sonra o da ikinci sınıf makine okuyormuş.

 Bana sordu:
Ne okuyorsun?
Felsefe
. . .
Sonra Myna sinir oldu. Derken kız makine diyince karnıma yumruk yedim. Adam haklı yani yani. Sonra aynıyız muhabbeti başladı. İkimizde ikinci sınıf ikinci öğretimiz diye. İçimden b*k öyle dedim. Benim aslında son sınıf olmam lazımdı heheyt hatta bu ikinci üniversitem üçüncü de yolda heyt beeee. Diye kendi içimde coştum. Sonra yol boyunca hayır duası etmekten ağzım yamuldu. Öyle fena havada rahat rahat okula gittim diye. İnerken nezaketten kırılarak çok teşekkürlerimi sundum. Okula yürürken de hayır dualarıma devam ettim. Sonra kantinde hayallere daldım. Araba alırsam kızı da götürürüm okula o da rahat eder. Belki kankitom olur sitede takılırız. Komşu kızı taşındığından beri yalnızım burada. Zaten o da geçen hafta sonu nişanlandı. Çok güzel olmuş bir tek saçı güzel değildi. Makyajı nişanlığı şahaneydi. İçimde öküzler tepişti ağlamak istedim nişanda. Neden böyle olduğumu anlamayarak. O mutlu diye seviniyorum kendi evde kalmışlığıma üzülüyorum galiba. Akranlarım okulu bitirip evleniyor ben hala okuyorum diye sinirim bozuluyor galiba. Diğer arkadaşlarım da nişanlanıyor bu kadar etkilemiyor beni. Bilemiyorum. Bugün okulda tragedya sunacağız Gömlekle dua edin. Şimdilik gidiyorum internetli günlerde görüşmek dileğiyle.

Unutmayın beni lütfen. . .

10 Kasım 2014 Pazartesi

Son Havadisler

İki hafta önce…
Pazartesiyi sel götürdü burada haberiniz var mı a dostlar? Benimde quizim vardı ama baktım sel olmuş her yer okul yok diyerek çalışmadım. Durağa çıkma saatime yarım saat kala haberlerde bangır bangır yolları açtık diyen spikerleri gördüm. Onlara içten içe sövdüm. Koşarak okula hazırlandım. Koşar adım durağa gittim ve durağın oradaki küçük çaplı sele kapılmamak için yolun oldukça kenarında bekledim. Gelen geçen adi kamyoncuların o kornalarını en münasip yerlerine monte etmek istedim. Dudaklarımda okkalı küfürler mırıldanırken dolmuş geldi.gene kapının dibindeki ufazcık boşluğa sığışmaya çalışarak bindim.
Şoförde tombiş bir şey gözler fıldır fıldır yolda bir sağa bir sola bakıyor. Okulun içinde ilk durakta inenler ve para üstü bekleyenlerden kuyruk oldu. Adam inin bozuk para gelsin vereceğim dedi. Sonra bozuk para bulamadı, yirmi lira bozuğu olan dedi. Bende vardı verdim. Sonraki durakta da aynı tantana yaşandı. Bu defa ben 50 lira verdim birkaç kişi daha 50  verdi ama kimse 5lira vererek arabadan inme şansına nail olamadı. Sonra şoför dönüp:
‘’Daha büyük paranız yok muydu? Gönderin daha büyük para’’ diye sitem etti. Sonra neyse bana verdi bozuk para hemen atladım okulun önünde. Yoksa son durağa kadar götürcekti bizi orada ara üstü verip naş naş diyecekti.
Sınıfa gittim apar topar notları çıkardım okumaya başladım. Güvendim yağmurlara ama olmadı işte quiz neredeyse yüzümde patlayacaktı. Sonra asistan geldi quiz yapmaya ve kitap açık olacak dedi. Biz hemen göbek atmalara başladık. Sonra durun lan kitap açık diyorsa kesin oradan yapamayacağımız bir şeydir diye triplere girdik bu defa da. Neyse ki kitapta olan birşeyi sordu ama gel görki kitaba baka baka eksik yaptık soruyu. Salaklığımıza doyamıyoruz. Bir şeyin kaç türü olduğunu sordu ve kitapta da birinci şu ikinci bu üçüncü şöyle dördüncü böyle yazıyor, ama o salak beşinciyi beş diye demememiş mal kitap. Aslında mal olan aristoteles hep onun yüzünden. Tuz buz olmuş kemikleri sızlmış mıdır halimize? Hiç sanmıyorum hahaha salaklar kuyuya bir taş attım 40 akıllı onunla uğraşın durun diye ya yukardan ya aşağıdan kahkaha atıyordur. Yani sonuç itibariyle okula sadece on dakikalık aptal sınav için gitmiş oldum.
Bir hafta önce…
Gene sakin bir pazartesi çıktım yola okula gitme umuduyla. Derken gelen iki dolmuşta bana hayaletmişim gibi davranarak durmadan çekip gitti. Bir dersimi kaçırmış bulundum. Sonra akşam başka ders var diye bir saat bekleyerek diğer dolmuşa bindim ve okula gittim. Kaçırdığım ders henüz bitmemişti ve okulda bizim kızlardan kimse yok. Kantin hınca hınç dolu. Kantine girdim boş masa umuduyla göz gezdirdim. I ıh boş masa yok arkanı dön ve çık. Çıktım okul binasına girdim bir iki dolandım tekrar kanitne girerek şansımı denemek istedim. Sonuç aynı arkanı dön ve çık. Üçüncüye gitmek için oldukça oyalandım mal mal dikildim sokakta. Çünkü ikidir girip bakınıp mal gibi geri döndüğümde çok baktılar. Kesin salağa bak dediler diye utandım. Son denemem başarılı oldu. Tam kalkan birileri vardı ve ben çöktüm hemen o masaya. Sonra ders bitti kızlar geldi yanıma falan filan. Akşamki dersi bekledik derste bize yeni hoca vermişler, adam bizimle konuşmak muhabbet etmek için yırtındı. Okulda kalmayı düşünen var mı? Erasmus düşünen? Dese de ses vermedim çünkü sınıfta o konulara girmek istemedim malum rakibiz.
Bu arada Siyah ve benim yeni kankitomuz oldu. Bu deyim tamamiyle Siyah’a ait onu söyleyeyim. Kızımız Rizeli hazırlık okumuş ilk yıldan tanışıyorum onunla, sonra ne olduysa oldu birden samimi oluverdik. Hatta onun yurdu amcamların evine yakın bazen oraya gidiyorum. İşte pazartesi o derste bitince Siyahla Rizeli kızımız hadi kumpir yiyeylim diye coştular sonra soluğu çarşıda aldık. O gece Siyahta kaldım ama yatağa sığamadık, b,r ara kalktı salona gitti sonra döndü ayak ucuma yattı. Sabah onun dersi benden erkendi o gitti. Bende ev arkadaşlarıyla kahvaltı ettim sohbet ettim.
Kendime yarım topuklu çizme almıştım onlarla Siyahların evden durağa giderken düştüm. Yani bir bakıma bian da zeybek oynamaya karar verdim. Bir dizim yerde kollar açılmış vaziyette buldum kendimi. Millet iyi misin derken saçımla yüzümü gizleyerek iyiyim diye kaçtım oradan. Paldır küldür derse girdim sonra okulda mal mal diğer dersi bekledim. Üç gün üst üste quiz olduk.


Şuan vize haftasındayım ama ben saldım kendimi. Bugün en baba hocanın sınavı var hemde ama bende bir relax olma durumu. Hayırlara gelsin yoksa bende tükendim :O yok yok olsa olsa ben soğuk almışımdır gece üstüm açık uyumuşumdur, uyurken kafamın üstüne düşmüşümdür. Bana anca böyle şeyler olabilir. Evde anneme tükendim desem terlikle şarj eder beni, yani hiç şansım yok. Neyse şimdilik bu kadar 

4 Mayıs 2014 Pazar

Acılarım Depreşti. . !

Bazen o kadar bunalıyorum ki anlatmakta zorlanıyorum. Diğer insanları belki kıskanıyorum belki de imreniyorum. Ama zoruma gidiyor işte! Tamam hamd olsun sağlığım yerinde, karnım tok sırtım pek. Ama lanet nefis doymuyor işte, ay ondan da olsa bundan da olsa, onun bile şusu var, benim hiç bir şeyim yok! Sinir krizleri geçiriyorum kendi kendime. İçime hatta göğsüme bir öküz oturuyor bayağı zaman da kalkmıyor oradan mendebur şey. Hatta vize sonrası sadece bir gün okula gittim çünkü bizim üstün derecede gerizekalı hoca quiz yaparsa diye. Onda da adam sınıfa gelmeye dahi tenezzül etmedi!! Deli oldum boşu boşuna gittim okula ve onca saat servis saatini bekledim.
Sınıfa gelen züppe bir kız var okulla pek alakası yok işi gücü parasıyla hava atmak. Marka saat taktığında bileğini göstererek geziyormuş. (muş dedim çünkü o zatı kaale alıp sıfatına dahi bakmamışım kızı öyle uzaktan sima olarak biliyorum o yani) Çarşamba günü sınıfta bir avuçuz, birkaç erkek var birkaç kız var erkeklerle konuşan bu züppe ‘’hoca yok madem gelin sizi götüreyim otogara kadar …gelin ya yolumun üstü.. boşuna beklemeyin hadi..’’ çocuklara resmen yalvardı  hava atabilmek için pis ZÜPPE! Kusura bakmayın çok sinirlendim. Neyse bunlar çıktı sınıftan ben hemen koştum cama. Bu mal o kadar yırtındı arabası neymiş ki diye bakayım dedim. Allahım! Kafamı nerelere vurayım ben? Hangi taşta pekmezimi akıtayım ben. B*ok var kalkıp bakıyorum, boşuna kendi canımı sıkıyorum. Kızın altına Mercedes çekmişler(!) deli oldum deli. Birde doğru dürüst kullanamıyormuş. Ah o araba bende olacaktı varyaaaaa! Hiç inmezdim çok eğlenceli araba kullanmak, öyle param olsa zaten hep gezerdim. Ben sadece okul açıldığından beri araba alcak babam diye gezip durayım ortalıkta…


Mesela babamın arkadaşı kızına aldı araba, kız iki yıllık ot, böcek bölümü okudu mesleğini de yapmıyor evde oturuyor. Bir başka arkadaşı da gene kızına araba aldı ki onların durumu pekiyi değil. Böyle olduğunda çıldırıyorum! Alemin evladı evlat bense PATATES yani. Böyle zamanlarda çok canım sıkılıyor. Part-time iş istiyorum ama çalışacak enerjiyi kendimde bazen bulamıyorum, ya da uygun iş yok, bende de atılım yapacak öz güven yok.( yırtık biri değilim ve olamıyorum da) Ben evden çalışsam rahatça, esnek çalışma saatlerim olsa… kim istemez ki böyle bir iş? Benimki olacağından değil hayal ürünü olarak kalacak işte.
Arkadaşımla konuşuyorum geçen. Kız birkaç ayda bin lira para biriktirmiş. Altın yapacağım külçe o zaman değer kaybetmiyormuş, filanca yerden ev almayı düşünüyorum kışın öğrenciye kiralarım yazın yazlık olarak kiralarım arada da gider ben kalırım. Ben niye böyle ot gibiyim diye kendimi sorgulamama sebep oldu doğrusu. İçimdeki çulsuz yatırımcıyı uyandırdı. Para olmayınca poposunun üstüne gerisin geri oturuverdi ya neyse. Bunları hemen anlatmazsam içimde kalırdı. Anlatacaklarım bu kadar sayın yargıç. . .

                                                                               Sakar Myna

3 Nisan 2014 Perşembe

Ah Adanalı'm!

O lanet olası ‘’sen git seni istemiyoruz serviste’’ alt mesajını içeren konuşmasını yaptıktan sonra dünyam karardı. Tamam abartmış olabilirim ama niye ben istenmeyen insan oldum diye içerledim bayağı hatta gözlerim doldu, sesim titredi.  Eve gelince Ekosüperpeçeteyle  konuştuk felan ama bi çıkar yol yok ki. Neyse bu sabah ( benim sabahım 11 oluyor) aradım abi böyle böyle imkanım yok şirketi de aramadık senin başın ağrır diye dedim. ‘’olmuyo kavga çıkıcekte siz arayın şirketi de bık bık bık….’’ Allah’ım! ‘’ sizin kaydınızı Bay K.’mi yaptı? Ben olsam hiç yaptırmazdım sorun oluyor işte bla bla bla..’’ o kadar moralim bozuldu ki. ‘’Sen kimsin lan kimi istemiyon olum adam ol kafanı kırarım benim paramla geçiniyon len dürzük!!’’ diyesim geldi sustum gene. ‘’abi tamam ararız şirketi babam evde bi onla konuş al ‘’ babamla bayağı konuştular. Neymiş efendim otobüsle gidebilirmişim o adamların ekmeğiymiş haklıylarmışta mış. Babamda baya laf yetiştirmeye uğraştı ama yok adam ciddi ciddi beni istemiyor.Tamam şirketi arayayım diye döndük. Aradık orada da en az üç kez farklı kişilere ulaşmaya çalıştık en son 4.zat-ı muhtereme ulaştık. Oda bize ‘’o sorunu üç hafta önce çözdük olur mu öyle şey bu dönem sizi götürcez falan filan.. ben ararım onu neydi adı tamam ben onla konuşup dönerim size.’’ Tabi ki dönmedi. Ve aramamış şoförü! Ben evden çıkarken aradık şoförü beni kimse aramadı deyince babam kudurdu tabi. ‘’ seneye önüme altın serseneiz bu şirketle iş yapmam bu ne böyle, birbirinizle irtibat bile kurmuyosunuz , ne biçim iş, madem kayıt alıyorsunuz İzmitten düzgün yapın…….’’ Bayağı döşedi. Sonra ben durağa çıktım adam geldi aldı beni. O kadar çekinerek biniyorum ki anlatamam adam laf etcek bana diye diken üstündeyim. Adamın totosunda değilim. Öndeki grupla gırgır yapıyor, eğleniyor. O kafasını direksiyona vura vura pekmezini akıtmak istedim. O gırgır yaptığı kızlara da gıcığım benim bi adım yok ya anıra anıra ‘’Özdilekten binen kız?’’ diye sesleniyor. İkisini birlikte paralamak istedim. Çok ama çok istedim beni boş yere strese soktu dangalak kendisi eğlensin yok yaa!  Akşam dersten sonra Siyahın evine çay içmeye gittik. Yolüstünde markete uğradık herkes bir şeyler alıyor bizim akıllı Siyahta :’’ kasaya koyun hepsini bir geçirelim’’ yemezler o ayakları aklı sıra bize hesap ödetmiycek yok ya. Aldık mamalarımızı gittik çayımızı mamamızı zıkkımlandık. İlkokul ve lise hayatım boyunca olduğu gibi ortamın en zevkli yerinde eve dönmek zorunda kaldım. Kalktım servis alanına gittim, ama

nasıl gerilmişim ben bile farkında değilim. Serviste kaskatı oturuyorum gözlerim hep yerlerde. Adam bi laf sokacak diye ödüm kopuyor. Servisin en cins çocuğu olan Kocaman (poposu öyle kocaman ki insanlar onu anlatırken hani şu koca dötlü olan diye tarif ediyor) bizim Adanalı şoförle konuşuyor bir ara birkaç kelime yakaladım ‘’ abi hala sorun oluyor mu noldu ne gitti’’ ‘’şey varya(ismi devlet sırrıymış gibi gizli söylediler) Onu attıracam şikayet var’’ aman Allah’ım bana taktı adam beni attırcak kesin. Anam ne edeyim nerelere gideyim ben eyvah eyah. Şimdi mıçtın kızım hemde büyük mıçtın…diye kendimi kurdum kurdum da kurdum. Ah Ekosüperpeçete git al şu arabayı da kurtulayım şunlardan ya ömrümü yediler yahu. Şu yirmi dakikalık yol için çekmediğim zulüm kalmadı diyebilirim. Ah bi arabam olsa.. ama hayırlısı neyse o olsun ya napalım artık başa gelen çekilir. Ha bu ara da çok mutsuzum ben How I Met Your Mother'da bitti :( ekstra mutsuzum 

                                                                                                                 Sakar Myna

8 Mart 2014 Cumartesi

Ömrüm bekleyerek tükeniyor

       Şu aptal ikinci dönem başladığından beri çok canım sıkkın. Hocalar yarım saat ders işleyip bırakıyorlar. Buna sevinmen gerek salak diyeceksiniz tabi. Ama kazın ayağı öyle değil işte kuzum.  Hoca yarım saat sonra bıraktıktan sonra 3 saat mal gibi beklemek zorunda kalıyorum. Çünkü anca o saatte ilk servis kalkıyor. Benimle beraber bekleyecek arkadaşım da yok ki. Olanlar evine yurduna gidiyor. Bir bekler iki bekler daha fazla beklemez, zaten niye beklesin ki bir yerden sonra insanın tahammül sınırını geçiyor. Allah var kızlar çok iyiler evi yakın olan soruyor servisin kaçta ne yapacaksın?   Ama el insaf yani insanları da bıktırmamak lazım.Birkaç kez gittim ama bir yere kadar. Adama demezler mi buda hep işi düştüğünde geliyor hiç hoş değil…..  Kızların bir şey diyeceğinden değil ama işte insanlık hali böyle demezler de başka şey derler rahatsız olurlar. Durduk yere insanları kendimden soğutmanın anlamı yok. Zaten arkadaş edinme konusunda biraz sıkıntı yaşıyorken anlamsız  atraksiyona hiç hiç hiç hiç gerek yok. 
Sonra diğer bir seçenek otobüsle gitmek ama oda içime sinmiyor. Ben servise o kadar para gömmüşüm bir de yol parası mı bayılcam? Oğlum bodrum katta para falan basmıyorum yok yani. Her ne kadar babam bu doğrultuda şakalar yapsa da yok öyle bir şey. Olsa ben anlar ve onu bir güzel söğüşlerdim. Yok eğer yedirmem kafasında olursa da polise ihbar ederdim. Böyle de kötü bir evladım.
Zaten bizim evin üvey, bencil, pislik, kötü kalpli, gaddar, vb özelliklerini taşıyan çocuğu benim. En cefakarı, en mazlumu, en masumu ortanca kardeşim. Babam öyle diyor. Ortanca kardeşimde az uyanık değil yani. Beni bin kere kaldırıp iş buyurduklarında tepkimi hep gösterdiğim için böyle görülüyorum. Ama o çakal yok mu o çakal! Hiç ses etmeden yapar, kimsenin olmadığı, kimsenin onu duymayacağından emin olduğu zaman bir ağız dolusu küfür ederek kendini deşarj eder.
    Bak konuyu dağıttım. Neyse diyeceğim o ki şu servis yüzünden haytan soğudum. Otobüsler ayrı bir dert zaten. Seneye ne yapacağımı düşünürken karnıma ağrılar giriyor. Adada eve çıksam açlıktan ölürüm. Kalkıp kendime yemek yapmak yerine açlıktan ölmeyi tercih edebilirim. Benim için en iyisi araba almak!!! Hadi inşallah araba alınır. Yaza alıyorum ehliyeti, arabada geldi mi benden mutlusu olmaz

                                                                                                                     Sakar Myna