Arkadaşlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Arkadaşlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ocak 2015 Çarşamba

Yokluğumda Olanları Kısaca Çorba Yaptım Size. .

Döndüüüm..diye höykürmeyi çok isterdim. Bizim sitenin iktidar savaşları son sürat devam ediyor. Oyum internet vaat edenindir!
Geçen bir buçuk hafta Sakarya’daydım. Bir amcamda bir kuzenimde kaldım. Elim sıcak sudan soğuk suya değmedi. Yengem sağ olsun hiç iş yaptırmadı. Ufak tefek işlere yeltendiğimde beni bir kovuşu vardı ki sormayın. İş yapmaya yeltenmeye dahi korktum. Kuzenimin kızı 1.sınıfa başladı ve ödev savaşları o evde de başlamış oldu.
Benim ödev zamanlarım aklıma geldi. Sokağa fırlatılan çanta.. Sobaya tepiştirilen defter kitaplar.. evin bahçesinden toplanan defter ve kalemler.. Tabi ki ben atmıyordum onları. Annemi artık nasıl delirtiyorsam o fırlatıp atardı. Akşam babam işten gelinceye kadar da gidip alamazdım. Anne korkusuna..
Kuzenimin kızı Sarı Boncuk bu durumlara kıyasla mükemmel. Onun problemi derse oturana kadar yokuşa sürmek. Oturduğunda gayet güzel okuyor ve yazıyor. Maşallahı var (41 kere). Birde çocuk daha şimdiden hedef odaklı. Gerçekten okumayı istiyor ve bunun için gayret etmesi gerektiği söylenince oturup uğraşıyor. (çocuğu şöyle bir maşallah diyip okuyup üfleyelim)
Bizim Kılçık hoca vardı ya. Bahsettim mi bilmiyorum. Hani dersinden geçenlerin sayısı kalanların %10u gibi bir şey olan, sınavlarda okkalı soru sormayı seven ve hatta kolay sorup kesin altında bir şey vardır diye gene yapamadığımız hocamız. Adamdan deli gibi korktuğumuz halde nasıl bu kadar çok seviyoruz anlamıyorum. Acaba bu da katiline âşık olma şeysi gibi bir şey mi?
Şimdi sınav haftasında kuzenimin kocası beni her gördüğünde sınavlar nasıl diye soruyordu. Bende hep bu Kılçık hocanın sınavından korkuyorum enişte diyordum. Hatta bu sınavın arifesinde kuzenimde kaldım, oradan gittim sınava. Sınavda aklıma ne geliyorsa mantığıma ne yatıyorsa yazdım. Sınavdan sonra benim bir üst sınıfımda olan lise arkadaşım Kıvırcıkla konuştum ne yaptın ettin diye. Yazdım ama gene puan vermeyecek dedi. İkinciye dersi alıp üstüne kalmak gerçekten kötü insan üzülüyor.

Birde üstüne o arife gecesi kar yağmaya başladı nasıl mutlu oldum anlatamam. Sabahlara kadar internette okul tatil oldu mu diye araştırıp durdum. Sonuç negatif. İlk ve orta öğretimlere tatil ama dağ başındaki okulun öğrencilerine tatil yok. Adaletin bu mu evren? Ama okulda kar gördükçe sevindim durdum. Şu su kıtlığından ötürü yağış oldukça mutlu oluyorum. Ama bu kar sevinci bir başkaydı. Lanet olsun eldivenimi atkımı ve beremi evde unutmuştum. Bu yüzden bir yerlere gitmeyi çok sevmiyorum illa ki bir şeyimi unutuyorum. Karda valizin çekçeği de işe yaramıyor haberiniz olsun. Karda kayıp düşmeden yürümek ve aynı zamanda valizi çekelemek oldukça zor oluyormuş. Hele birde eşek ölüsü ağırlığında valizle dolmuşa binmeye çalışmak ve kimselerinde yardım etmemesi dramı iki katı ağırlaştırıyor. Mesela bu yıl tragedya dersi aldım ve eski yunan tragedyalarından bir iki tane okudum. Tavsiye ederim, şimdi birde komedya alıp okuyacağım. Mitoloji dersi aldım ve müthiş şeyler öğrendim. Mitolojiden sonra Kılçık hocanın dersinde nasıl ateist olunacağını öğrendim. Çünkü adam net bir şekilde inanmıyor ve bazen öyle laflar ediyor ki ulan yoksa? Demeden edemiyor insan. Hatta bir ara kızlara bana şunu açıklayın yoksa ateist olacağım diye beyinlerini yediğim dönemim oldu. Kılçık hocanın dersinde giriş çıkış serbestti ama bir gün abarttılar sanırım. Adam çıldırdı ve ben aha şimdi sıra dayağına çekecek bizi diye tırstım. Oysa tasını tarağını toplayarak sınıfı terk etti. Adamdan o kadar çok korkmaya başladık ki vizede yapamadığımız soruyu quizde tekrar sordu ve biz gene yapamadık. Hatta o quizde bayılacak gibi oldum.

Bir ara Nefret hanım Siyah’ı bensiz yakalayıp ‘’seni hiç yalnız göremiyorum, selam vermiyorsun hiç canım bla bla bla..’’ demiş. Bizim kız da yapıştırmış ‘’sende hiç selam vermiyorsun..’’
Yalnız diyor ki Myna hep yanında. Azıcık salla onu gel yamacıma. O tek kalsın..
Bence böyle düşünüyor. Bende bu kadar komplike biriyim işte. Neyse bu dönem doğru dürüst görmedim onları bu yüzden mutluyum. Bizim bölümün topluluğuna katıldık bir film izledik daha da gidemedik etkinliklere. Orada bir reis kız var beni ortamda bozup duruyordu. Bir şey soruyorum laf koyarak cevap veriyor. Şeytan diyor saçını başını yol yüzü gözü tırnak izi içinde kalsın.


Yılbaşından sonra babam start verdi araba için ama benim tüm umutlarım söndü. Abiyi aradı konuştu. Abi ben zaten kolluyordum bir şey çıksa illa ki arayacaktım seni demiş. Yani bu iş yaş, en azından ben öyle hissediyorum. Hadi İnşallah filmine gittik Siyahla, pizza yedik sonra ben okula çıkıp oradan eve geçtim. Kaderim değişmiyor zalimsin evren! 

24 Kasım 2014 Pazartesi

Unutmayın beni lütfen

Bilmiyorum ama nedense birilerinin hayatından bir şeyler yazdıkları her yazıyı büyük heyecanla okuyorum. Nedenini bende bilmiyorum. Öyle haftasonları oturup paparazi programlarını izleyen bir tip değilim aslında. Sanırım insanların hikayelerini merak ediyorum. Geçenlerde dediğim hocamız Kılçık’ın aklından geçenlerden tut hayatının her kırıntısına kadar merak ediyorum. Kediyi merak öldürür dye laf varya o aklıma geldikçe bir tırsıyorum ki sorma. İçgüdüsel bir kedilik var genlerimde diye yani.
Okula gidiş gelişlerim son sürat devam ediyor. O minnak dolmuşlar var ya onun merdivenden minnak rek basamağı oluyor ya. Heh işteo basamakta kapıya 0km mesafede yolculuk ediyorum. Kapı açılacak diye aklım çıkıyor. Şekil değiştirme lüksümde yok ki arkadaş. Okulda felsefe topluluğu var okulda onun etkinliklerine katılmaya çalışıyoruz kızlarla. Geçen hafta da film izleme vardı gittik izledik. Filmi izlerken kendimi kesmek istedim, kahkaha patlamak istedim. Ama yapamadım. Yanımızda hoca da vardı. Kızın deli misin hoşt der diye çekindim. Bizzat felsefeci kırıklığını taşıyorum bünyemde. Filmi izlerken mal izleyici perspektifindeydim. Film bitti çay içerek tartışma kısmı başladı. Gündüzcülerden bir kız başladı konuşmaya. Ulan dedim ben filmi izlememişim dedim. Hiçbir şey görmemişim, görmeyi bırak ben uyumuşum herhalde. Çünkü bön bön bakmışım. Derken bir iki düşüncemi söyleyince evet olabilir dediler.
Egom o anda gökyüzüneydi.
Sonra bilgisayar hocamız ödev verdi blog açın dedi. E benim zaten var dedim olmaz dedi. Olum internetim olsa burada bık bık konuşacağım her gün ne diyorsun sen diyecektim ama sustum. Zaten kimseleri pek okuyamıyorum. Arada net bulup girdiğimde yeni yazılara bakıp bazılarına yorum sıkıştırabiliyorum o kadar. Myna mutsuz. Bilin yani. Araba diye her zamankinden daha çok kendimi yiyorum. Telefon istiyorum. Düzgün telefonum olursa telefondan girip bakarım yaptığım internet paketim ziyan olmaz en azından. Ama taksit kalktığı için alamıyorum. Babam almıyor. İki gündür hadi telefon alalım diye gaz veriyorum ama tık yok yani. Kendimi kesmenin eşiğindeyim. O zengin ismitli gız doğru dürüst okula gelmiyor. Geldiğinde de gene zengin takılan başka kızla kankilil yapıyor. Üzülüyorum vizelerden dönüşte eşek ölüsü olan valizle önünden geçtim. O sırada arabayla yola çıkuyordu. Başka yöne dönüp gitti. İçime o kadar oturdu ki anlatamam. Ben birinin işini görmek için kendi işimi bırakan biriyken hiç iyilik görmüyorum. Karşılık beklediğimden değil! Ama insan dur yardım edeyim demez mi hiç?
Geçen hafta Perşembe günü durakta yağmur rüzgar demeden dolmuş bekliyorum. İlk gittiğimde bir yığın insan olan durakta bir kızla ben kalmıştık ama hala dolmuş yok. Sonra kızı da lüks bir araba gelip aldı. Ben iyice buruklandım derken yanımda durup kampüs mü dedi. Allah dedim anladı o beni. Bindim arabaya giderken kız bizim sitede oturuyormuş ya. Sonra o da ikinci sınıf makine okuyormuş.

 Bana sordu:
Ne okuyorsun?
Felsefe
. . .
Sonra Myna sinir oldu. Derken kız makine diyince karnıma yumruk yedim. Adam haklı yani yani. Sonra aynıyız muhabbeti başladı. İkimizde ikinci sınıf ikinci öğretimiz diye. İçimden b*k öyle dedim. Benim aslında son sınıf olmam lazımdı heheyt hatta bu ikinci üniversitem üçüncü de yolda heyt beeee. Diye kendi içimde coştum. Sonra yol boyunca hayır duası etmekten ağzım yamuldu. Öyle fena havada rahat rahat okula gittim diye. İnerken nezaketten kırılarak çok teşekkürlerimi sundum. Okula yürürken de hayır dualarıma devam ettim. Sonra kantinde hayallere daldım. Araba alırsam kızı da götürürüm okula o da rahat eder. Belki kankitom olur sitede takılırız. Komşu kızı taşındığından beri yalnızım burada. Zaten o da geçen hafta sonu nişanlandı. Çok güzel olmuş bir tek saçı güzel değildi. Makyajı nişanlığı şahaneydi. İçimde öküzler tepişti ağlamak istedim nişanda. Neden böyle olduğumu anlamayarak. O mutlu diye seviniyorum kendi evde kalmışlığıma üzülüyorum galiba. Akranlarım okulu bitirip evleniyor ben hala okuyorum diye sinirim bozuluyor galiba. Diğer arkadaşlarım da nişanlanıyor bu kadar etkilemiyor beni. Bilemiyorum. Bugün okulda tragedya sunacağız Gömlekle dua edin. Şimdilik gidiyorum internetli günlerde görüşmek dileğiyle.

Unutmayın beni lütfen. . .

18 Temmuz 2014 Cuma

Bi Öyle Bi Böyle ?

Ne dicem sana! Hani şu hatıra mimi vardı ya onda bahsettiğim bana mektup yollayan arkadaşına beni anlatan kız vardı ya. Heh işte geçen Özdilek’e çıktık annemle eve alışveriş yapıyoruz. Kızın teki durdurdu beni sen şu dershanaye gittin mi? adın Myna mı? dedi. O an gözümde şimşekler çaktı ve kızı tanıdım Kızıl sen misin? Dedim sonra hoş beş ettik bana diğer arkadaşlarımızın resmini falan gösterdi ama tanımadım. Numaralarımızı verdik birbirimize vedalaştık. Bu olay neredeyse bir hafta önce oldu ve biz daha birbirimize mesaj falan atmadık. O numara alma olayı işin raconuydu galiba.


Ama tüm gece söylendim. Vay anasını tanıdı lan beni nasıl tanıdı yuh artık… Diyerek söylenip durdum, ben tanısam da tanımamazlıktan gelirim onca sene sonra ne konuşcam ya derim ama kız geldi konuştu peh! Aslında yaptığı iyi bir şey.Biyoloji okuyormuş ne güzel dedim. Bende Felsefe dedim hiç garipser gibi davranmadı ah ne güzel dedi. Şaşırdım çünkü okulun ilk haftası beynimizi yıkadılar. Hele bir gün okuldan gelip ağladım resmen.
Hoca anlatıyor:
Şimdi felsefecilere bir tahtası eksik gözüyle bakılır. Kızlar evde kalmak istemiyorsanız son senenizde evlendiniz evlendiniz bir daha kaçar o tren. Başta size bir hatası eksik gözüyle bakacaklar. Sonra zaten atamaların durumu da ortada iş yok size. Niye geldiniz ki buraya? Biz bölümü kapatmaya uğraşırken siz tercih ediyorsunuz olmuyor. Şimdi size soracaklar ne okuyosun diye felsefe dediğinde o ne dediklerinde hadi açıkla sıkıysa? Ne işe yarıyor dediklerinde gene cevapsız kalacaksın. Daha biz açıklayamıyoruz. Dinsiz imansız gözüyle bakacaklar size….
Daha bir sürü laf etti. Ondan sonra Allah’ım ne yaptım ben nasıl bir çıkmaza girdim diye ağla dur. Ertesi günkü hocamız ise öyle şeyler dedi ki gerçekten motive olduk. Ben evlendiğimde işsizdim, çocuğum olduğunda işsizdim, kayınçomun fabrikasında amelelik yaptım ama bak şimdi neredeyim. İş illa ki olur siz yeter ki gayret edin kendinizi geliştirin öğrenmeye istekli olun…

O gazdan sonra tutmayın beni.. Şaka şaka bildiğin ana dersten kaldım ilk dönem. Ne okuyosun felsefe. Alttan dersin var mı? Var felsefeye giriş. Sanki insanlar bana k*çlarıyla gülebilsin diye gayret etmişim gibi. İkinci dönem o kadar kastım hepsinden geçtim ama geçen dönemki alttan dersim var diye %10luk dilime giremedim gerçi çok imkanlı değildi finallerde batırdım işi biraz. Gömlek’in ortalaması sınıf birincisinden düşük ikincisinden yüksek ama giremedi dilime. Niye çünkü alttan dersi var. Birde dalga geçer gibi ilk dönem etkilemiyor diyorlardı. Bugün bayağı sövdük. Birde en çok Nankör gene girmiş o dilime ona sinir oldum. Kızın vizeleri benden düşüktü of kendimi kalemliycem..Neyse sakinim ikinci sınıfta görüşeceğiz onlarla.

9 Temmuz 2014 Çarşamba

Dost musun Düşman mı?

Dün iftara Eşme’ye gittik. Kendimi bildim bileli oradaydım. Lise 3e geçtiğimde bu lanet yere taşındık. Benim burada hiç arkadaşım yok, çok sıkılıyorum. Bunaldığımda gidebileceğim bir sahil olmaması epey canımı sıkmıştı. Ama alıştım, birde bir gerçeği anladım. Benim arkadaşım dediklerimin gerçekten arkadaşım olmadıklarını. Bana en çok o dokundu. Takıldığım iki farklı grup vardı. Birisi zaten beni face’den silmiş etmiş.
O kızda ilk yılında Kocaeli üniversitesinde baba bi bölümün ikinci öğretimini kazanmıştı. Eşmede çok araba kullandı direksiyonu iyi diye ailesi ona araba aldı. Okula gidip gelsin diye. Tabi o sıralar ben afyondan tası tarağı toplayıp dönmüşüm depresyondayım. Bu gelmiş Özdilek’e ne için tahmin et? Kontör atmak için, arabayla 15dakikalık yolu gelmiş benzin yakmış. Neymiş efendim eşmede bayi yokmuş bir lira fazla alıyormuş. Bir durdum dalga mı geçiyor diye ama gayet ciddi. Sonra geldi eve biraz oturduk konuştuk. Bir arkadaşımın mektubunu gösterdim. Hevesle arkadaşımla bana özel olan bir şeyi paylaşıyorum. O naptı dersiniz? Okudu mektubu ve bir sürü imla ve yazım hatası var dedi. Sonra biraz oturdu ve bindi arabasına gitti. O zaman anladım, benim için gelmişti ama dost görmeye değil hava atmaya. O zaman çok dokunmuştu bana evde ağladım kudurdum. Babam o zaman dedi sende kazan güzel bir yer alacağım araba diye. Neyse konuyu çok dağıtmak istemiyorum. bu kız geçen yaz iki kere yazın sınavlara gitmke için yanında arkadaş olayım diye çağırdı beni. Orada da hava atar bir şey olur canın sıkılır gitme dedi annem. Bahane buldum gitmedim. Sonrada silinmişim. Belki başka nedeni vardır bilmiyorum.

Takıldığım diğer gruptaki arkadaşımın da benim vize haftamda nişanı oldu. Vizelerde Sakarya da olduğum için gidemedim. Sanırım bana küstü, geçen mesaj attım yok ya çalışıyorum filan demişti. Dün iftara 1,5 saat kala mesaj attım Eşmedeyim dedim. Ne cevap geldi ne bir şey. Sahilde 11e kadar oturduk, bir yandan gelip geçenlere bakıyorum birkaç arkadaşımı gördüm ama onlar beni ya görmedi ya tanımadı. Kimse oradaki varlığımın farkına varmadı. İçim burkuldu ben arkadaşım diye kendimi yırttım o kadar, kimse benim için bir şey yapmadı ve ben hiç yokmuşum gibiler.
Artık yalnızlığa alışıyorum kimseye tenezzül etmiyorum. Birazda onlar bana gelmeli. Gelmeyenin de keyfi bilir benim kaybedecek bir şeyim yok.


Sitede de yönetim pek faaliyet yapmıyor ve muhalefet buna kızıyor ve imza toplamalar yönetimi devirme çalışmaları başladı. Yönetimde olanlar kendi saflarıyla sitenin orta yerinde iftar yapıp boy gösteriyorlar, muhalefet ise (polis abimiz) bizi sadece yandaş olarak değil aile dostu olarak gördüğü için içine bizi de kattığı etkinlikler yapıyor. Az kaldı yakında yönetim savaşı diye kitap falan yazacağım. Burada olanlar çok komik, o kadar saçmalayan insan var ki. Neyse şimdi oruç başıma vurdu diyerek gidiyorum. Birde dün dönüşüm muhteşem olacak demiştim ya öyle oldu hikikaten iki mimle döndüm =)

17 Nisan 2014 Perşembe

Fikriniz nedir?

Mimlendim…!! Çok çok mutlu oldum ve Beyaz Gemi’ye çok teşekkür ederim ;) Lakin mimi yapamayacağım çünkü gerçekten buralarda yeniyim ve takip ettiklerim şuan için çok sınırlı o nedenle yapmayı düşünmüyorum.
Onçün canım benim bugünlük denişik bir şeyler yazmak istedim. Biraz içlendim bu aralar.. Sizin fikirlerinizi almak istedim. Sizce bir arkadaşınız pardon düzeltiyorum bir dostunuz sizi kararlarınızla yargılamalı mı? Yargıdan kastım şu sizin yanlış yaptığınızı düşünüyor olabilir sizi uyarabilir. Sizde onun olayı objektif olarak göremediğinin farkındasınız, ona ön yargılı olduğunu kanıtlayamıyorsunuz. Ve bu olay ya da karar yüzünden dostunuz sizi hayatından silip atabilir mi? Burada bahsettiğim olay ya da karar öyle çok aykırı veya yanlış bir şey değil. Bu onun hoşlanmadığı bir kişiyle arkadaşlık etmekle ilgili olsun. Sizce böyle bir olay için dostunu silip atmak doğru mudur? Benim en büyük sorunum insanlara çok fazla değer veriyorum ve karşılık görmeyince çok üzülüyorum.

 Bu yıl da kendimi tembihledim güya ama Nefret’e karşı da içten içe bir beklentiye girmişim. .Derse geç kalma pahasına Nankör’ü beklediğini gördüğümde içim acımıştı. Bana yapmadığı şeyi Nankör’e yaptığında deliriyorum. Gerçi tencere yuvarlandı kapağını buldu ya neyse. Sadece gerçekten bu kadar basit kafada olmak mı daha iyi diye düşünüyorum. Sonra aman Myna olmak daha iyi diyorum.
Bugün Siyah aydınlanmamı sağladı diyebilirim. Sınıfta Nefret ve Nankör’ün oldukları tarafa pek bakmıyorum sinirim kalkıyor çünkü. Siyah biraz izledi :’’ Bu Nefret Kendini göstermeye çalışıyor resmen baksana’’ döndüm baktım. Israrla ayakta duruyor sohbet ederken oldukça yüksek sesle konuşuyor insanların dikkatini çekiyordu. Ne amaç güdüyor bilemiyorum ama sınıfa girerken en arka sıraya seslenmesi ona kıro gözüyle bakılmasına sebep oluyor ya neyse..

                                                                                                  Sakar Myna

11 Nisan 2014 Cuma

Yemek boğazında kalmasın emi!

Bizim okuldaki hocalar ya çok salak ya da çok benciller tam bilemiyorum. Dün gittik okula bu hoca 5te başlayan dersi 5buçuğa çekmişti zaten. Servis nedeniyle biraz geç gelme lüksüm yok. Neyse sınıfta erken gelenlerle lak lak yapıyoruz. Biz kapı tarafındaki sırada oturuyoruz hep. Herkes için bunu iddia edemem ama ben hep o taraftaki sıraların ikinci sırasında oturuyorum daima. Bizim sıradan cam kenarı sıralarına göç etmiş bir arkadaşla konuştuk. ‘’yavrum bizim sıranın kızıydın  sen ayıp ettin ama… hem orada camdan bakmaktan ders dinleyemezsin buralara geri dön kuzum.’’ İçeriğinde mesajlar yolladım kıza. Pek etkili olmadı gibi. Neyse sonra bizim pek muhterem hocamız geldi ve ‘’ben yemeğe gidicem ne kadar sürer bilmiyorum sizi de bekletmek istemiyorum. Siz gidin haftaya dolu dolu ders işleriz. Haydi eyvallah..’’ döndü poposunu gitti. Hepimizin ağzı beş karış açık adama bakakaldık. Bazı açık gözler çantasını kaptığı gibi hemen evine yurduna koştu. Ben ne yapsam derken Gül çağırdı Gömlekle oraya gittik. Zengin kapıyı açtığında ‘’bugün size Matrix 2’yi çekmeyi düşünüyorum!’’ dediğinde bastık kahkahayı. Hemen çay çorba hazırladılar yerken gene Zengin’in hallerine gülerken kahveyi üstüme dökeceğim diye ödüm koptu. Zaten sakarım o da işimi zorlaştırıyor. Hafta sonu Gömlek’in manitası gelecek diye ona kıyafet uydurmaya çalıştılar. Gömlekte dünden razı mankenlik yapmaya derken benim vaktim geldi. Kalktım durağa yol almaya başladım. Evet tabi ki o bayırı çıkarken neremden nefes alacağımı gene şaşırdım. Yaldır yaldır gittim durağa, serviste yer kalmıyor. Diyceksiniz yirmi dakikalık yolu ayakta gitsen nolur neyin kafası bu? Haklısınız ama bende haklıyım çünkü bizim kart Dalkılıç yani Adanalı öyle bir gaza basıyor ki sormayın. Çok savruluyorum. Koltuğa öyle bir yapışıyorum ki kopacak diye korkuyorum. Koltuğun bi yerini kırsam koparsam adam bana kızar ‘’ ufak tefeksin ama senin içinde gizli bir ayı varmış nasıl becerdin lan bunu kız halinleee!!!’’ dese naparım. Pişkin biri değilim ki ‘’sende camış gibi sürüyon lan dingil’’ diyebileyim? Eziğim lan ben galiba. Bugün ödev yapmam gerekiyor haftaya quizler var ve ben buraya yazıyorum. Çok zekiyim dimi? Aa unutmadan bir hafta sonra gidip Gülle beraber kalacağım. Zengin’in sınavları bizden önce bitiyor evine gidecek ve Gül yalnız korkuyor. Benimde servis sorunum olduğuna göre bir haftalığına ev arkadaşı olacağız J Sınavlar çok yakındaaaa eyvah eyvah
                                                                                                Sakar Myna

22 Mart 2014 Cumartesi

Gelmesen de olurdu YGS

      Geldi yine tipine mıçtığım sınav. Allah’tan bu sene ben giremiyorum, daha doğrusu giremiyorum. Artık beni kabul etmeyeceklerinden de hafiften tırsmaya başladım. Bu sene giremiyorum çünkü sistem öyle uyanık ki. Ama bu tuzağa düşmemek gibi bir lüksünüz yok. Ya her şeyi riske atacaksın ya da unutacaksın. Nasıl mı? Anlatayım şöyle ki : üniversiteye girdiğin yıl sınava giremezsin! Girersen zaten azıcık olan okul puanını kırpıp hiç edecekler çünkü. İlk yıl okula geldin ne oluyor burada hacııı? Diye sudan çıkmış balık gibi oluyorsun. Arkadaş edinme çabalarındasın, hocaların soru tarzlarını anlayıp ona göre çalışmaya uğraşırsın, ders kitabındakini harfi harfine yazarsın ama aldığın not sana bir şey bilmiyorsun ha ha ha gerizekalı! diye bas bas bağırır. Aynı zamanda yeni insanlara ne kadar güvenebilrsin ki? Herkes ayrı telden çalar. Senin kafa dengin birini arar durursun. İlla arkadaş şart mı tek başına da olabilirsin deseniz de kazın ayağı pek öyle değil. Ben çıkar ilişkisine karşıyım!! Arkadaşlığa gerçekten değer veriyorum ve verdiğim değerin biraz da olsa bana yansımasını istiyorum. Çok mu?
   İlk başta bulduğun insanların senin için doğru arkadaş olma ihtimalinin yüzdesi kaçtır? Gerçekten merak ediyorum. O ihtimalin %-10000 olarak bende geri tepmesinin bilimsel bir açıklaması var mı acaba? Neyse konuyu dağıttım.
    Sistem sana ilk yıl girme diye caydırıcı teklif yapıyor. Bir sonra ki sene de bütün bilgilerin uçup gitmiş olduğu için gel gel gir sınava hiç bir şey yapama otur aşağıya diyor. Bu sene giremesem de girecek olan arkadaşlarıma bol bol başarılar diliyorum. Allah gönüllerine göre versin, istedikleri yerleri kazanırlar, emeklerinin karşılığını alırlar umarım.

   BAŞARILARRRRR!!!! =)                                                                                         Sakar Myna