felsefe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
felsefe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2015 Salı

Felsefi Bir Çekiliş!

Hani çekiliş diye burada bik bik ötüp duruyorum ya. Artık faaliyete geçme vakti geldi. Şimdi ben bu çekiliş sayesinde takipçi kasayım derdinde değilim şurdan takip et buradan da takip et ölümü gör şurdan da şe et gibi bişey düşünmüyorum. Şuradan paylaşana 3 hak buradan paylaşana 50 hak gibi şeyleri de hoş bulmuyorum.Tek amacım hediyeleşmek, birinin yüzünde tebessüm olmasına sebep olmak!
Tek şartım blogumu takip ediyor olmanız. (yoldan geçene de hediye vermek gibi bir niyetim yok yani)
Bir felsefeci olarak bana yakışan tarzda kitaplar hediye ediyorum. İnanın çok eğlenceli. Benim 50küsür yaşındaki babam dahi okudu ve bir daha okuyacağını söylüyor. Felsefenin nasıl bir şey olduğunu hayatımızın nasıl içinde olduğunu görmemizi sağlıyor bu kitaplar. Bir küçük not defteri birde orta boy not defteri yanına da bir ayraç hediye ediyorum. Bu toyluk çekilişim ilerleyen zamanlarda daha da iyi şeyler yapmaya çalışacağım.


Çekilişi istediğiniz kimselere haber verebilir katılımı artırabilirsiniz. Çekiliş süresini çok uzun tutmayı düşünmüyorum. O yüzden 15Ocak 2016 gece 12de son bulacak. Son finalimden sonra bu işle uğraşmaktan keyif alacağım.

Şimdiden hayırlı olsun J

14 Kasım 2015 Cumartesi

Ay Vizelerin Öldüresi Var Bizi

Geldi yine kabus gibi vizeler. Sınav listesi korkunç! Latince zaten zor üstüne iki sınav daha eklenmiş. Tüm kötülükler üst üste geliyor!
Eğitim fakültelerinde ikinci öğretim bölümleri kapatılacakmış. Sebep ne mi?  Diplomalı atanamayan öğretmen ordusunun önüne geçmek. Bölümlerde formasyon kalkıyor. Daha doğrusu sınırlama geliyor. 15000 kontenjanla çok belirli üniversitelerden formasyon alabiliyorsun ki ülke çapındaki bölüm birincileri başvursa diğerleri avucunu yalayacak. Şaka gibi.

Üçüncü yılımda YÖK sillesi yedim. Ölelim mi biz? Günden güne değişen eğitim sistemi her defasında bir tokat atmayı başarıyor. Sürekli mağdur olan öğrenciler ve aileleri artıyor. Çok sinirliyim bu konuda. Öğretmen olma hakkım elimden alındı ve ben mezun olunca ne yapacağım?

Durum böyleyken FEDEK denen bir illet var başımızda. Bu da üniversitenin kalitesini tescil edecek bir şeymiş. En yüksek, en düşük ve orta seviyeli sınav kağıtları bu kurul temsilcilerine verilecek. Gelip soru vs. soracaklarmış.
Şu birkaç günde ruhum karardı. Vizelere çalışmak içimden gelmiyor. Öğretmen bile olamıyorum ki? Acaba okulu bırakıp evlensem mi? İlk yıl sınıfta bir kız vardı ikinci yıl okulu bırakıp evlendi. O mu daha karlı ben mi? Şuan oymuş gibi gözüküyor.
Allah’ım felsefe kitaplığı olan bir fotokopici eyleme beni. Amin.
Sınıfta bazı yalakalar asistan öğrenciliğe başvurmuş ve bizim sınıftan üç kişi kazanmış. Biri çalışıyor gayret ediyor o çocuğun kazanmasına çok sevindim. Diğer iki sevimsize hepten uyuz oldum. Bende başvurabilirdim ama üç kuruş para verip ayak işlerine koşturacaklar diye istemedim. Bu yıl ortalamamı yükseltmem lazım iş güç geride dursun. Mayıs civarı ALES sınavına girip durumuma bakacağım. Ona göre yol haritası çizeceğim. İnşallah üniversitemde hoca olurum.
Dün çarşıya inip gezdim yeni sezonu geçtim eski sezon çizme bile yoktu. Acaba ben çok erken mi atladım çizme işine?

Ha unutmadan geçtiğimiz hafta yolda eski servisimle kapıştım. Dangoz herif önce yol verdi. Tabi ben acemi birden fırlayıp gidemedim. Mal adam beni geçmeye kalktı. Layn diye kükreyerek gazı kökledim. Servislere ve dolmuşlara yolda tahammülüm yok. Hepsi pis! Tabi sonra araç arkamda sinek gibi kaybolup gitti. Ben naptım. Kötü kadın gülüşü atarak okulun bayırını tırmandım. Çok zekiyim zeka fışkırıyor adeta..

Dişçiye gittim ilaç verdi. Ağzımdaki yara baya geçti ama haftaya gel dediler. Duruma bakıp ona göre çekeriz dişini dediler. Küçük çeneli olmakta zor yani. Sapasağlam dişimi çekecekler. Neyse ki sınav haftasındayım dişçi falan ertelendi. Sonra bilerek ve isteyerek gitmeyi unutacağım. Tabi yeni bir ağrı vs olmazsa. Ben gidiyorum. İslam düşüncesinde tasavvuf ve varlık felsefesine çalışacağım. Varlık felsefesinde adamlar varlık var mıdır yok mudur? Varsa nedir bilebilir miyim diye tartışmış. Allah’ım aklıma mukayet ol amin.

14 Eylül 2014 Pazar

Fragman Şe Ettim Size

Anlatacak çok şey birikti. Hiç bu kadar sessiz kalmamıştım. Sınav dönemlerimde dahi hep buralarda olmuştum. Ne değişti? Sanırım sadece yaz bunalımı, tatilsizlik başıma vurdu beklide.. Aslında bu konuda mastır yapmış insanım ben, hayatım boyunca sadece bir kerecik tatile gitmiş insanım. Tabi bunda tatil kasabası gibi bir şeyde yaşamış olmanın etkisi de vardır eminim. Ev yüksek gerilim hattı gibi. Herkes ufacık bir şey olsa da bağırıp carlayıp hınç alsamın peşindeyiz. Hepimiz birbirimize o kadar çok bağırıyoruz ki bunu anlatmak mümkün değil. En son babama telefon al diye höykürdükten sonra kayışlar koptu. Evin para yönetimini anneme bıraktı aslında bizim evin deyişiyle direksiyonu anama verdi. Bize de bundan sonra benle gerekmedikçe konuşmayın resmi olacağız falan dedi. O geldi mi odamıza kapanıyoruz, gerekmedikçe ayakaltında dolanmamaya çalışıyoruz. Bu durumun geçici olduğuna adım gibi eminim. Zaten bizim ki de tekrar eskiye dönmenin yolunu yapmanın peşinde.

Okul açılıyor! Yuppi demeli miyim? Okula ulaşma çabalarım başlayacak. Otobüs beni almadı krizlerim hayatımın olmazsa olmazı olacak sanırım. Şuan için acayip coştum eve çıkma konusunda ancak bizim zaten orada dairemiz olmasına rağmen ben bu sıkıntıları yaşıyorum. Neden? Kiracılar babamın öz evladı bense üvey evladım o yüzden. Onların okulu bu yıl son, nisan mayıs civarı araba almamış olursa kiracılar çıktığı gibi eve yerleşme planım var. Ev arkadaşımı da şe ettim. Sanırım birini daha bulmamız gerekebilir. O eve çıkarsam ilk işim kedi almak olacak. Babam bu eve hayvan sokarsan parkta yatarsın demişti, o evden bahsetmedi ki. Kendi evine istersen kaplan al falan da dediği olmuştu. Yani anlayacağın kedi damarım tuttu. Gönül isterdi müstakil bahçeli bir evin olsun bahçesinde köpek bakasın ama o model evimiz taze bitti.

Bu sene ders programım ayrı gerizekalı, ikişer saat arayla ders var. Ulan o iki saat ben ne yapacağım. Araba alsak o ders arasında eve git gel yapsam (ki o araba su yakıyor olsa dayanmaz) idamımı hazırlarım. Bu yüzden içimdeki çocuk çareeeeeesssiiiiizzzzzzzz… Yani yarından itibaren benim çilem sizinse güldürüklü yazılarınız gelmeye başlayacak. Bu yazıyı fragman olarak algılayabilirsiniz. Komik! Felsefede de fragman var ama herifin söylediklerinden oluşan şeyler birde bildiri var. Şuan unuttum ama bunlardan biri garanti onun sözü diğeri ise kulaktan kulağa gelmiş ona ait olduğu çok net olmayan cümlecikler falan. Size felsefi bilgi kırıntıcığı da bıraktığıma göre huzur içinde gidebilirim. Sezon başlıyor lütfen herkesler bilgisayar başına geçsin ve yazmaya başlasın, yazın uyuşukluğundan kurtulalım =)

Myna

2 Ağustos 2014 Cumartesi

Myna'nın Son Durumu

Ölüyorum galiba sanırsam. Dün kalktım boğazlarım şişmişti. Dün Çitlenbik o kadar sinirlerimi zorlamadı. Hatta öğlen arasına gelince annesiyle babası, kızı aldılar bir saat yanlarına. Kız gitti uyudum uyuycam! Uykuyla hayatımda bu kadar büyük savaş vermedim diyebilirim. Sonra ben kazandım tabi ki! Mutlu muyum? Nasla!
Hafta tatili olunca aldım anamı kuzenime oturmaya gittik. İki aktarma yapmak gerekiyor ve otobüs saatleri sıkıntılı biraz. Beklerken oradaki kuzeninim kocasının kardeşiyle karşılaştık. Aslında adamın dükkanının orada beklediğimiz için karşılaştık demem saçma oldu. Neyse sonra ben kuzenin kızını abur cubur alırken bissürü itfaiye sesi falan geldi. Yola döküldü insanlar nereye gidiyor diye. Bizim abi de merak etti pek bi. Sonra abiye telefon geldi. İtfaiye onlara gitmiş. Aslında benim kuzenin mutfağı yanmış ama onlarda senin benim yok. Birde evleri yan yana olduğu için öyle demiş olabilir. Adamcağız paldır küldür gitti. Ben ablamı (kuzeni) aradım açmadı. O telaşta duymamıştır. Sonra bindik otobüse gittik öbür kuzene. Yemekler yapmış döktürmüş bizimki =) yemezsen terlikle dövüyor. Ama onun evi apartmanın en üst katı 5. Katta ve tüm gün pişiyorsun. Klima aç kapa yaparken bir hal oluyoruz.
Bugün sabah annem beni kaldırırken carladım. Çitlenbik bugün gelmiyor bırak uyuyayım! Ama boğazım daha da şişmiş travesti gibi bir sesle anırınca annem neredeyse ağzımın ortasına yapıştırıyordu. Gerçi ranzada beni görmek için parmak uçlarına yükselmesi gerekiyor, oradan nasıl çakabilirse? Ama anne terliğindeki isabetlerinden sonra hiçbir şey onun için imkansız değil.
Kuzende yedik içtik terledik. Gönül isterdi ki eğlendik diyebileyim ama onu da terleyerek vücudumuzdan atıvermiş olduk. Sonra bir yağmur başladı ki sorma. Oh bereket desek de o yağmurda ıslanan Myna yarın hastalıktan gebermezse iyi. Islandık otobüste terledik. İndik ikinci arabayı beklerken soğuk rüzgarla üşüdüm. Yarın boğazımda balon falan çıkabilir. O derece şişeceğini düşünüyorum.
Yeni blogda da ben Myna olacağım. Çok düşündüm Myna’dan başka bir şey olamam. Ayrıca burası olduğu gibi devam edecek kapatmak gibi derdim yok. Lakin yeni isim düşünürken beynimi yakıp duruyorum. Mesela kızlardan Filozofiye var ya onun nick namesini çok seviyorum. Ama kızda haklı olarak bana özel bir şey o diyor. Ama yani ben çok sevmiştim. Filozofun dişisi gibi olunca e bide felsefe okuyunca cuk oturmuş oluyor. İyi bir isim bulup geleceğim.

Site iyiden iyiye birbirine girdi. Çardak kavgası aldı yürüdü, bir güvenlik görevlisi işi bıraktı, çardak kavgaları başladı. Keşke görseniz de sizde benim kadar gülseniz. Koca koca insanların 5yaş krizlerini.

18 Temmuz 2014 Cuma

Bi Öyle Bi Böyle ?

Ne dicem sana! Hani şu hatıra mimi vardı ya onda bahsettiğim bana mektup yollayan arkadaşına beni anlatan kız vardı ya. Heh işte geçen Özdilek’e çıktık annemle eve alışveriş yapıyoruz. Kızın teki durdurdu beni sen şu dershanaye gittin mi? adın Myna mı? dedi. O an gözümde şimşekler çaktı ve kızı tanıdım Kızıl sen misin? Dedim sonra hoş beş ettik bana diğer arkadaşlarımızın resmini falan gösterdi ama tanımadım. Numaralarımızı verdik birbirimize vedalaştık. Bu olay neredeyse bir hafta önce oldu ve biz daha birbirimize mesaj falan atmadık. O numara alma olayı işin raconuydu galiba.


Ama tüm gece söylendim. Vay anasını tanıdı lan beni nasıl tanıdı yuh artık… Diyerek söylenip durdum, ben tanısam da tanımamazlıktan gelirim onca sene sonra ne konuşcam ya derim ama kız geldi konuştu peh! Aslında yaptığı iyi bir şey.Biyoloji okuyormuş ne güzel dedim. Bende Felsefe dedim hiç garipser gibi davranmadı ah ne güzel dedi. Şaşırdım çünkü okulun ilk haftası beynimizi yıkadılar. Hele bir gün okuldan gelip ağladım resmen.
Hoca anlatıyor:
Şimdi felsefecilere bir tahtası eksik gözüyle bakılır. Kızlar evde kalmak istemiyorsanız son senenizde evlendiniz evlendiniz bir daha kaçar o tren. Başta size bir hatası eksik gözüyle bakacaklar. Sonra zaten atamaların durumu da ortada iş yok size. Niye geldiniz ki buraya? Biz bölümü kapatmaya uğraşırken siz tercih ediyorsunuz olmuyor. Şimdi size soracaklar ne okuyosun diye felsefe dediğinde o ne dediklerinde hadi açıkla sıkıysa? Ne işe yarıyor dediklerinde gene cevapsız kalacaksın. Daha biz açıklayamıyoruz. Dinsiz imansız gözüyle bakacaklar size….
Daha bir sürü laf etti. Ondan sonra Allah’ım ne yaptım ben nasıl bir çıkmaza girdim diye ağla dur. Ertesi günkü hocamız ise öyle şeyler dedi ki gerçekten motive olduk. Ben evlendiğimde işsizdim, çocuğum olduğunda işsizdim, kayınçomun fabrikasında amelelik yaptım ama bak şimdi neredeyim. İş illa ki olur siz yeter ki gayret edin kendinizi geliştirin öğrenmeye istekli olun…

O gazdan sonra tutmayın beni.. Şaka şaka bildiğin ana dersten kaldım ilk dönem. Ne okuyosun felsefe. Alttan dersin var mı? Var felsefeye giriş. Sanki insanlar bana k*çlarıyla gülebilsin diye gayret etmişim gibi. İkinci dönem o kadar kastım hepsinden geçtim ama geçen dönemki alttan dersim var diye %10luk dilime giremedim gerçi çok imkanlı değildi finallerde batırdım işi biraz. Gömlek’in ortalaması sınıf birincisinden düşük ikincisinden yüksek ama giremedi dilime. Niye çünkü alttan dersi var. Birde dalga geçer gibi ilk dönem etkilemiyor diyorlardı. Bugün bayağı sövdük. Birde en çok Nankör gene girmiş o dilime ona sinir oldum. Kızın vizeleri benden düşüktü of kendimi kalemliycem..Neyse sakinim ikinci sınıfta görüşeceğiz onlarla.