6 Aralık 2012 Perşembe

Otobüs Sendromu

  Sabahları arabası olmayan herkes işine, okuluna, gezmesine, alışverişine......otobüsle gitmeye mecbur. Diceksin ki bunun sendromu neresinde? Dur sen ona da gelicem. Çok şükür benim evim ilk durağa en yakın noktalardan birinde. Çok şükür milyon kere şükür. Sabah okula gitmek için binerdim otobüse genelde de üç beş boş yer olurdu. Seç beğen yaparak otururdum birine. Başladık gitmeye ama var ya yok böyle bişey. Otobüs adım başı durup yolcu alıyor. Sanırsın dünya nüfusu bizim mahalleye toplanmış arkadaş bu ne lan?  Neyse şoför sıkış tepiş bi dünya yolcuyu tıktı  arabaya gidiyoruz. Mahalleden çıkınca hani otobüsten inmeler de başladı haliyle. Orta tarafta oturanlar inebilmek için en aşağı 20 kişi inerek yol açıyorlar. İnen indikten sonra tekrar doluşuyorlar. Ama bundan sonrası daha beter. O kalkan kişinin yerine atmaca gibi kapışılarak oturuluyor. Rekabeti kaybeden oturana öyle bakışlar atıyor ki o an gözlerle yemek mümkün olsa oturan yanmıştı. Ayaktaki içten içe atarlanıyor. ' Önce ben binmiştim pezevenk kalk lan ordan benim hakkım orası! Bak bide yayıldı yerime of ya. Bari çabuk inse. Yok yok benim indiğim yerde inse de inerken itelesem bişey yapsam şuna. Anaaa bi yer daha boşalıyor orası benim yanımdaki sürtük! oradan uzak dur! ' tabiki bunlar iç ses ve kaybedenimiz bu defa eze yıka oturuyor. Ve 5dk geçmeden ineceği yere gelip iniyor. Otobüsteki kolktuklarda kimse uzun süre sefa süremediği için boş yere kendi kendimizi yiyoruz.
   Yapmayın len böyle aksiyonlar. Böyle dediğime bakma önce ben binmişsem otobüse boşalan koltuk benim hakkım lan! Yerime oturana dair bol katliamlı hayaller kuruyorum siz yapmayın boşuna o koltukta da söz sahibi olan kişi benim! Yormayın kendinizi boşa canlarım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Söyle Söyle İçinde Kalmasın