Merhaba canım blogumun güzel
üyeleri. Neler oldu neler. Sanırım son yazılarımda hep böyle başlar oldum. İnan
bunun sebebi internetsizlik. Kendimi internet kablolarıyla asacağım en sonunda.
Geçen haftamda servisten bir
arkadaşla iş görüşmesi yaptık. Bana fırsat sondu ama lanet olsun ki şu
internetim ve otobüsle ulaşım sıkıntım olduğu için kabul edemedim. Orada da bu
blogtan çok konuştum bilmiyorum okuyorlar mı? Okuyorlarsa şuan gülümsüyorlar
mı?
Neyse şimdi dolmuşla ilgili
bir şey var aklımda onu yazmak istiyorum. Okulun ilk haftasında gördüm onu. Hep
gözlerim ona kayıp durdu, durup durup baktım. Aşık falan olmadım saçmalama! Saçı.
. . hani Alacakaranlıkta Edward varya heh işte onunla Wolverin arasında gidip
gelen bir saç modeli vardı. Çizgi filmlerde kötü bilim adamları olur ya tepesi
açılmış yanlarının da oldukça kabarmış yada havaya kalkmış olurdu. Onun gibi
saçma sapan bir model. Gülmemek için kendimi zor tuttum orada onun yüzüne
puhahaha! Yapmayı öyle çok istedim ki. Geçenlerde gene gördüm tövbe diyip
döndüm başka yöne

İkinci üniversiteye yazıldım.
Seneye de ingilizce kursu inşallah. Şimdilik dolmuşlara kavga kıyamet binmeye
devam ediyorum. Okul açıldığından beri bir kere oturarak gittim ve bazen de
ayakta döndüğüm bile oldu. O kadar bezdim ki okula gitmekten soğudum. Böyle giderse
ikinci üniversitemi de 1buçuk yılda bırakacağım o derece bıktım. Durağa çıktığımda
dualar ediyorum ayakta da olsa rahat bineyim diye, ellerim doluysa Allah’ım bir
mucize diye yalvarıyorum. Yolda bir tanıdık insan geçmez mi hiç? İnsanın yüzüne
şans hiç gülmez mi?
Şimdilik bu kadar daha komik
şeylerle döneceğim.