kaza etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kaza etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Mayıs 2017 Pazar

Ölüme Kafa Attım İnan Ki

Selam! Bir küçük ölüme kafa atmış bulunmaktayım. Baktım okul bitiyor ama tezin biteceği yok bende öleyim en iyisi dedim galiba. Kendimin bile haberi yok bu durumdan çünkü baya büyük bir şoka girdim. Uzun lafın kısası KAZA YAPTIM!  Evet evet ben kendim yaptım. Karşı tarafın yanlış sollama yaparak beni savurmasının de bir miktar etkisi olmuş olabilir. Trafik polisleri beni azarlayarak kazayı benim yaptığıma inandırdılar doğrusu.
Gitti mis gibi Toyota'm!
Arabada Siyah da vardı. Kemer takmamak için arka koltukta oturmayı tercih eden akıllı arkadaşım kaderin cilvesine tosladı. Araç tam onun oturduğu yerden vurdu ve bizi savurdu. Kapı açılmıyor o ağlıyor bir yandan polis ambulans vs.
Bir miktar şoka girmişim ama çevremde iyi insanlar varmış hiç ummadığım kişiler koştu geldi. Gözümde o kadar devleştiler ki anlatmaya kelimeler yetmez. Bu olay Siyahla olan dostluğumuzun sınavıydı. Ben ona zarar verdim diye kahrolurken diğer köşede o ben sebep oldum diye kahretmiş. Şimdi bunları yazarken gülüyorum ama o anda insanı, birinin zarar görmesine sebep olma düşüncesi bitiriyor. Bittim de. Tam bir hafta atamadım üzerimden. Ruh gibiydim. Kazadan bir gün sonra formasyonda ders anlattım. Zombi öğretmen ahanda böyle olur dercesine..

Kısacası ölmedim falan yazıyordum ya onlar hiçmiş. Ciddili ölümlerden döndüm millet. Önümüzdeki on yıl “Bilmem farkında mısın ben kaza yaptım!” diyeceğim. 
Şükürler olsun ölmeden atlattık bu kazayı, en kötüsü bu olsun lütfen çok amin!

22 Ekim 2016 Cumartesi

Ölene Kadar Ölümsüzmüşüz Diyolla?

Hayat zor..kuşlar bile ölümlüyken pozitif olmak zor geliyor. Neden mi bu kadar karamsarım? Hemen anlatayım. Sanırım arabam var diye küçük minnak bir hava atmış olabilirim. Ardından çok değil 15 dakika içinde arabama çarpmış olabilirler. Suç bende değil o konuda netim. Ama çok tırstım öyle böyle değil. Yanımda arkadaşlarım olmasa salya sümük ağlardım. Neyse ki geçti gitti. Hasar küçük falan filan derken halledildi. Ama bana büyük bir tırsma gelmedi değil.
Yarın formasyon zımbırtısına oralara gitmem gerekiyor. Kaderime ağlayarak giderim büyük olasılıkla. Hocamız şu çok satan sapiens kitabını ders kitabı yaptı. Okuma hevesim zorunlulukla söndü. Geçen hafta sınavım vardı. Sınav sabahı canım çalışmak istemediği için evi temizlemeye girişecektim neredeyse. ders için okumam gereken kitaplar birikti.


Tez için hocayla gidip görüştüm. Şu kitabı okumaya başla dedi. He yav he dedim hala kitaba el sürmedim. Ay çok tembel bir öğrenci oldum ben galiba. Birde akademisyenlik işi baya uzakta artık. Önümdeki rakiplerden bana sıra gelmeyecek muhtemelen. Ortalamaları fiuv almış başını gidiyor. Bilmiş bilmiş konuşup araya iki terim de sıkıştırıp zeki gözükmeyi de beceriyorlar. Bense adeta moron ifadeyle onlara bakıyorum. Sizce hangimizi işe alırlar? Tabiki de onları. Farkındayım. Gerçeklerle yüzleştim kaderime sövüyorum. Dünya bu kadar saçmalıkla doluyken bizden mantıklı olmamız nasıl bekleniyor anlamıyorum doğrusu. Gün geçmiyor ki Türkiye bir rezilliğe daha imza atıyor. Dünya korkunç bir yer halini aldıkça sığamaz oldum. Ne dünyaya ne de kendi kabıma. Bazen sadece bağırmak istiyorum. “Yetişin komşular adam öldürüyorlar!”

14 Eylül 2016 Çarşamba

Bana İyi Davranın Sizi Seviyorum.!

Selam! Çok değil azıcık nazlanıp gideceğim…
Pek bir bereketsiz ramazan geçirdim, ramazandan iki hafta önce fenalaşıp acillik oldum sonuç? Yanlış teşhiş! Geçti sandım ramazan oruç giderken bir sahur vakti gene fenalaşarak acile koşturduk. Acil yolunda babam neredeyse kaza yapıyordu. Neyse ki taksiyle dikiz aynalarına çak beşlik yapmasıyla yetindi. Taksici yolu kesti falan filan derken ben hastanenin önünde inip anıra anıra acile yürümek zorunda kaldım. Ciddiyim anırma konusunda. Orada görevli beni görüp tekerlekli sandalyeyi kaptığı gibi geldi Allah razı olsun ondan! O tahlil senin bu iğne delikleri benim bayağı debelendik. Ağrıdan duramıyorum kıvranıyorum ama nasıl solucan halt eder yanımda.
Ultrason çekeceğiz dediler ama tuvalete sıkışık olmak gerekiyormuş. Damacanayla su içtim bana mısın demedi. Neyse öyle böyle ultrasona gittik. Karnımda bir yerde kist varmış. Rahimde değil karnımda vücudum bile saçma sapan yahu. Gece 2cm olduğu söylendi. Sabah doktor gelsin o karar versin ameliyata dediler. Ben Yusuf Yusuf Yusuf Yusuf ama nasıl Yusuf anlatamam. Ağrı kesici serumlar iğneler bana mısın demedi. Birde kadın doğum katında bir odadaydım gelen geçen doğum sancısı mı diye sorup durmuş anneme. O kadar sancı çektim hani çocuk? Bana çocuk verin lan çektiklerim boşa gitmesin! Gece ikiden sabah 9 buçuğa kadar ağrı çektim ve düzenli aralıklarla istifra ettim.

 Sabah doktora al beni ameliyata artık diye böğürürken buldum. Ameliyat yarım saat kadar sürmüş. Kapalı ameliyatla şipşak kesip biçmişler. İyileşme sürecinde ilk birkaç gün kendimi çok kötü hissettim. Herhangi bir şey için birilerine muhtaç olmak korkunçtu. Daha sonraları bayağı toparlanınca ameliyatlı olduğumu unutup haldur huldur bişiler yapmaya kalkıştığım oldu. Beni dürtüp git otur diye azarlayanlar eksik olmadı. İyileşmem iyice tamamlandıktan sonra ise naz kısmına geçtim. Ameliyatlıyım bişi yapamam ay of aman ya… geçti gitti çok şükür.

Babamın ameliyat tantanasına zor verdiğim dersleri yükseltmeye aldım Allah’ım inşallah kalıp senemi uzatmam çok amin. Biri bana resim çizmeyi öğretsin. Başka biri bana tasarımla ilgili şeyler öğretsin. Ya da şey olsun ya birden beynime yüklensin bu bilgiler. Evet evet bırakın ışınlanmayı bulmakla zaman kaybetmeyi beynimize bilgisayar gibi gerekli bilgi dosyalarını şipşak yükleyebilme imkanını bulun. Yetkililer sözüm size. Bu aralar Kafka’ya kafayı taktım bilmiyorum. Okulda Nietzsche üzerine çalıştım bu yıl hangi filozofu seçsem diye kura çekmeyi planlıyorum.

Bana iyi davranın sizi seviyorum..Mutlu kalın!