patron etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
patron etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Eylül 2014 Çarşamba

Dakika Bir Gol Kaç?

Olaylı Myna geldi. Başıma gelenleri anlatayım da gülün. Okulun ilk günü çıktım durağa. Bindim dolmuşa ayakta ve kapının hemencecik yanındayım. Dolmuşlar küçük münübüs gibi bir şey önde şoförün yanında iki kişilik yer var arkası ayakta yolcu için tutungaç. O muübarek kapının camı da açık hemen önceki kapının camı da açık. Neyse kapıya yapışık vaziyette gidiyorum saçlarımı ağzıma tıkıştıran rüzgarla cebelleşiyorum derken kolumda bir acı hissettim. Hemen bakmaya cesaret edemedim yaklaşık 2 saniye sonra baktım. Acıyan yerde bir arı poposu var. Kendisi yok namussuz! Parmağımla poposunu dürtünce adeta örümceğin ağından sarkması gibi sarktı. Bağlantısı ise iğnesi! Neyse onu da çıkardım attım. Ama kolumda nasıl bir acı var anlatamam.
Annem yanımda olsa oturur ağlarım acıyo diye. Sonra dolmuş durdu bir yerde son durak dedi. Lan! Okulun en ıssız yoluna durak yapmışlar gevurlar! Yaya yolu dahi yok. Yolun kenarından ezilmemeye gayret göstererek gidiyorsun. Neyse indim gidiyorum koluma baktım. Sinek ısırığı kadar kabarmış beyaz beyaz. Kızların yanına gittiğimde bile hala arı soktu lan! Nasıl oldu bu Allah’ım çıldırıcam modundaydım. Gömleğe geçmiş doğum günü hediyesini takdim ettim, o da benim telefon istiyooom diye beni de selfie diye höykürmelerime dayanamayıp telefon almış bana. Hani pazarlarda falan çizgi film pepe’nin oyuncak telefonları vardı ya ondan alacağım derdi bende onu istemem Çılgın Hırsızdaki minyonlardan isterim diye şakalaşırdık. Gitmiş minyonlu fafalon almış bana :) ona telefon demiyorum çünkü. Neyse ilk derse girdik hoca gene niye bu bölüme geldiniz, bir halt olmazsınız ki alt mesajını içeren konuşmasını yaptı. Sonra dersiyle ilgili konuştu ne yapacağını falan söyledi. Bu yıl ders programımız çıldırmış durumda ilk gün ilk olarak Gömlekle Siyah alttan aldıkları derse girdiler, ondan çıkıp bu yıl ki seçmeli derse Gömlekle ben girdim. Bu arada Siyah da evine gitti. Saçma sapan şeyler yüzünden evi hemen karşı kapıya taşıdılar. Ev rezalet pismiş her yer her yerdeymiş, yerleşmeye çalışıyor. O da bana doğum günü hediyesi uzun elbise almış :) çok beğendim. İlk gün öyle böyle geçti. Eve gittim akşam serini diye giydiğim hırkamı çıkardım ne göreyim! Arının soktuğu yer büyümüş ve kızarmış. Neyse yattım ama o gece bir ara uyandığımda kolumu kaşırken buldum kendimi. Sabah kalktığımda kolum kocaman olmuştu. Gece üçüncü bir kol çıkartmaya uğraşmış olmalıyım. Kalktım gittim okula bu defa benim alttan dersim vardı.bir saat bekledim hoca gelmedi. Sonra kızlarla lak lak yaparken bayağı vakit geçti ama kolum ağrımaya başladı. Bak şimdi ders 1’de başlayıp 5’te bitiyor, hoca gelmedi ben 2’de çıktım dersten. Bir sonraki dersin 7’de. Ben ne yapayım? Nerelere vurayım başımı bilmiyorum. Sonra kolum ağrı yapınca başlarım dersine dedim kalkıp eve geldim. Babam benim patroncuğumu aradı, onunda işi varmış iki saat sonra geldi. Gece 9da hastane yolunu tuttuk. O da ayrı bir maceraydı. Adam yolda atarım diye aldığı çöpüyle tüm yolu gidip geldik. Hastanede koluna bakayım diyen patrona gösterdiğimde şok oldu. Sanırım daha tırt bir durum olduğunu sanmış.
Neyse hastanede benim aciliyetim yok diye bayağı bekleme durumumuz oldu. Bunu duyan patron hemen polis odası vardı oraya gidip konuştu. Polis amca beni aldı doktorun yanına koydu gitti. Doktor geldi anlattım falan derken sana iğne yapalım şişliği alsın dedi. Hemşire hanım geldi hunharca yaptı iğneyi. Daha çok uf oldum. Doktor bey ilaç ve merhem  yazdı gecenin o saatinde haydi nöbetçi eczane ara.. derken sapağı kaçırmalar derken, bulduk bir tane. İşte tam o vakit patron çöpünü atabilme zevkine erişti. Aldık ilaçları vın eve döndük. İlaçlarımı alıp yattım. Sabah iğnenin etkisiyle kolumun şişi bayağı indi ama kızarıklık ve kaşıntı durumu devam ediyor neyse dedim. Bugün de hazırlandım çıktım yola bekliyorum son araba 16,00 ve 16,05’de var başka da kampüse çıkan yok. İlki geldi içi balık istifi dolu yanaşıp durmadı bile. Neyse bir tane daha var dedim kendime o da aynı şekilde olunca mal gibi kalıverdim yolun kenarında. Terminale gitsem yetişemem ne yapsam olmuyor mal bir durumun içine sıkışıp kaldım. Kıstırdım kuyruğumu kös kös eve döndüm. Ulan bu dolmuş şoförleri işime çomak soktular hep ama şimdi de gene mağdurum ben! 

5 Ağustos 2014 Salı

İtirazım Var

Çok atarlı bir yazıyla karşınızdayım. Dün baya iyiydim hastalığım geçmeye başlamıştı, sabah zorlanmadan kalktım Çitlenbikle uğraştım. Öğlen annesi yemeğe gelince aldı onu yanına. O sırada kuzenim aradı ve geçen ben öteki kuzene giderken mutfağı yanan kuzen bu. Benim küçük haydut durmuyor ona bakmaya gelebilir misin dedi. Ben gelemem ama kardeşimi yollarım dedim. O olur dedi ama arkadan büyük haydut Myna gelsin diye böğürüp durunca kıyamadım. Annesi giderken Çitlenbik’i bıraktı aldım hemen öğlen uykusuna yattırdım onu anneme emanet ettim. Koştur koştur hazırlanıp kardeşimle çıktık yola. Gittik ama mutfak diye bir şey kalmamış ortada. Sonra Myna ocaktan korkuyor denir. Olum ihmalden yanmamış mutfak bir anda tavadan alevler çıkmış ve davlumbaz tutuşu vermiş.

Ablam dalga geçiyor kocama ankastre mutfak al dedim almadı bende mutfağı yaktım şimdi ankastre mutfak alıyoruz =) diyip gülüyor. Ben gittim haydutlar sıcaktan iyice bunalmış ve huysuzlaşmışlardı. Ben onlara pek ilişmeden mutfağa girip biraz yardım ettim akşama doğru bindim otobüse döndüm.
Bir kerede de ben ufakken arkadaşım ateşle oynayıp evin altındaki samanlığı yakmıştı. Aylarca çok feci kokmuştu oralar. Birde ya ev yansaydı ya çocuklara bir şey olsaydı! En kötü ölümlerden biri de yanarak ölmek herhalde.

Eve geldim ama bir ton laf yedim. Benim patron şaka yoluyla lafları sokuşturdu. Maaşını kescem görev yerini terk ettin sen diyip durdu. Birde o bacaksız Çitlenbik beni şikayet etmiş annesine. Neymiş efendim çok sırnaşıyormuşum, hep onunla oyun oynamak istiyormuşum ben. Ağzım açık kaldı ve aşırı sinir oldum. Bit kadar boyuyla yazmış çizmiş eşek sıpası. Annesi babası ciddiye alsa ne olurdu acaba?

Lütfen arkadaşlar sırnaşmayın!