Olaylı Myna geldi. Başıma gelenleri
anlatayım da gülün. Okulun ilk günü çıktım durağa. Bindim dolmuşa ayakta ve
kapının hemencecik yanındayım. Dolmuşlar küçük münübüs gibi bir şey önde şoförün
yanında iki kişilik yer var arkası ayakta yolcu için tutungaç. O muübarek
kapının camı da açık hemen önceki kapının camı da açık. Neyse kapıya yapışık
vaziyette gidiyorum saçlarımı ağzıma tıkıştıran rüzgarla cebelleşiyorum derken
kolumda bir acı hissettim. Hemen bakmaya cesaret edemedim yaklaşık 2 saniye
sonra baktım. Acıyan yerde bir arı poposu var. Kendisi yok namussuz! Parmağımla
poposunu dürtünce adeta örümceğin ağından sarkması gibi sarktı. Bağlantısı ise
iğnesi! Neyse onu da çıkardım attım. Ama kolumda nasıl bir acı var anlatamam.
Annem
yanımda olsa oturur ağlarım acıyo diye. Sonra dolmuş durdu bir yerde son durak
dedi. Lan! Okulun en ıssız yoluna durak yapmışlar gevurlar! Yaya yolu dahi yok.
Yolun kenarından ezilmemeye gayret göstererek gidiyorsun. Neyse indim gidiyorum
koluma baktım. Sinek ısırığı kadar kabarmış beyaz beyaz. Kızların yanına
gittiğimde bile hala arı soktu lan! Nasıl oldu bu Allah’ım çıldırıcam
modundaydım. Gömleğe geçmiş doğum günü hediyesini takdim ettim, o da benim
telefon istiyooom diye beni de selfie diye höykürmelerime dayanamayıp telefon
almış bana. Hani pazarlarda falan çizgi film pepe’nin oyuncak telefonları vardı
ya ondan alacağım derdi bende onu istemem Çılgın Hırsızdaki minyonlardan
isterim diye şakalaşırdık. Gitmiş minyonlu fafalon almış bana :) ona telefon
demiyorum çünkü. Neyse ilk derse girdik hoca gene niye bu bölüme geldiniz, bir
halt olmazsınız ki alt mesajını içeren konuşmasını yaptı. Sonra dersiyle ilgili
konuştu ne yapacağını falan söyledi. Bu yıl ders programımız çıldırmış durumda
ilk gün ilk olarak Gömlekle Siyah alttan aldıkları derse girdiler, ondan çıkıp
bu yıl ki seçmeli derse Gömlekle ben girdim. Bu arada Siyah da evine gitti. Saçma
sapan şeyler yüzünden evi hemen karşı kapıya taşıdılar. Ev rezalet pismiş her
yer her yerdeymiş, yerleşmeye çalışıyor. O da bana doğum günü hediyesi uzun
elbise almış :) çok beğendim. İlk gün öyle böyle geçti. Eve gittim akşam serini
diye giydiğim hırkamı çıkardım ne göreyim! Arının soktuğu yer büyümüş ve
kızarmış. Neyse yattım ama o gece bir ara uyandığımda kolumu kaşırken buldum
kendimi. Sabah kalktığımda kolum kocaman olmuştu. Gece üçüncü bir kol çıkartmaya
uğraşmış olmalıyım. Kalktım gittim okula bu defa benim alttan dersim vardı.bir
saat bekledim hoca gelmedi. Sonra kızlarla lak lak yaparken bayağı vakit geçti
ama kolum ağrımaya başladı. Bak şimdi ders 1’de başlayıp 5’te bitiyor, hoca
gelmedi ben 2’de çıktım dersten. Bir sonraki dersin 7’de. Ben ne yapayım? Nerelere
vurayım başımı bilmiyorum. Sonra kolum ağrı yapınca başlarım dersine dedim
kalkıp eve geldim. Babam benim patroncuğumu aradı, onunda işi varmış iki saat
sonra geldi. Gece 9da hastane yolunu tuttuk. O da ayrı bir maceraydı. Adam yolda
atarım diye aldığı çöpüyle tüm yolu gidip geldik. Hastanede koluna bakayım
diyen patrona gösterdiğimde şok oldu. Sanırım daha tırt bir durum olduğunu sanmış.
Neyse hastanede benim aciliyetim yok diye bayağı bekleme durumumuz oldu. Bunu duyan
patron hemen polis odası vardı oraya gidip konuştu. Polis amca beni aldı
doktorun yanına koydu gitti. Doktor geldi anlattım falan derken sana iğne
yapalım şişliği alsın dedi. Hemşire hanım geldi hunharca yaptı iğneyi. Daha çok
uf oldum. Doktor bey ilaç ve merhem
yazdı gecenin o saatinde haydi nöbetçi eczane ara.. derken sapağı
kaçırmalar derken, bulduk bir tane. İşte tam o vakit patron çöpünü atabilme
zevkine erişti. Aldık ilaçları vın eve döndük. İlaçlarımı alıp yattım. Sabah iğnenin
etkisiyle kolumun şişi bayağı indi ama kızarıklık ve kaşıntı durumu devam
ediyor neyse dedim. Bugün de hazırlandım çıktım yola bekliyorum son araba 16,00
ve 16,05’de var başka da kampüse çıkan yok. İlki geldi içi balık istifi dolu
yanaşıp durmadı bile. Neyse bir tane daha var dedim kendime o da aynı şekilde
olunca mal gibi kalıverdim yolun kenarında. Terminale gitsem yetişemem ne
yapsam olmuyor mal bir durumun içine sıkışıp kaldım. Kıstırdım kuyruğumu kös kös
eve döndüm. Ulan bu dolmuş şoförleri işime çomak soktular hep ama şimdi de gene
mağdurum ben! 17 Eylül 2014 Çarşamba
14 Eylül 2014 Pazar
Fragman Şe Ettim Size
Anlatacak çok şey birikti.
Hiç bu kadar sessiz kalmamıştım. Sınav dönemlerimde dahi hep buralarda
olmuştum. Ne değişti? Sanırım sadece yaz bunalımı, tatilsizlik başıma vurdu beklide..
Aslında bu konuda mastır yapmış insanım ben, hayatım boyunca sadece bir kerecik
tatile gitmiş insanım. Tabi bunda tatil kasabası gibi bir şeyde yaşamış olmanın
etkisi de vardır eminim. Ev yüksek gerilim hattı gibi. Herkes ufacık bir şey olsa
da bağırıp carlayıp hınç alsamın peşindeyiz. Hepimiz birbirimize o kadar çok
bağırıyoruz ki bunu anlatmak mümkün değil. En son babama telefon al diye
höykürdükten sonra kayışlar koptu. Evin para yönetimini anneme bıraktı aslında
bizim evin deyişiyle direksiyonu anama verdi. Bize de bundan sonra benle
gerekmedikçe konuşmayın resmi olacağız falan dedi. O geldi mi odamıza kapanıyoruz,
gerekmedikçe ayakaltında dolanmamaya çalışıyoruz. Bu durumun geçici olduğuna
adım gibi eminim. Zaten bizim ki de tekrar eskiye dönmenin yolunu yapmanın
peşinde.
Okul açılıyor! Yuppi demeli
miyim? Okula ulaşma çabalarım başlayacak. Otobüs beni almadı krizlerim hayatımın
olmazsa olmazı olacak sanırım. Şuan için acayip coştum eve çıkma konusunda
ancak bizim zaten orada dairemiz olmasına rağmen ben bu sıkıntıları yaşıyorum. Neden?
Kiracılar babamın öz evladı bense üvey evladım o yüzden. Onların okulu bu yıl
son, nisan mayıs civarı araba almamış olursa kiracılar çıktığı gibi eve
yerleşme planım var. Ev arkadaşımı da şe ettim. Sanırım birini daha bulmamız
gerekebilir. O eve çıkarsam ilk işim kedi almak olacak. Babam bu eve hayvan
sokarsan parkta yatarsın demişti, o evden bahsetmedi ki. Kendi evine istersen
kaplan al falan da dediği olmuştu. Yani anlayacağın kedi damarım tuttu. Gönül isterdi
müstakil bahçeli bir evin olsun bahçesinde köpek bakasın ama o model evimiz
taze bitti.
Bu sene ders programım ayrı
gerizekalı, ikişer saat arayla ders var. Ulan o iki saat ben ne yapacağım. Araba
alsak o ders arasında eve git gel yapsam (ki o araba su yakıyor olsa dayanmaz)
idamımı hazırlarım. Bu yüzden içimdeki çocuk çareeeeeesssiiiiizzzzzzzz… Yani
yarından itibaren benim çilem sizinse güldürüklü yazılarınız gelmeye
başlayacak. Bu yazıyı fragman olarak algılayabilirsiniz. Komik! Felsefede de
fragman var ama herifin söylediklerinden oluşan şeyler birde bildiri var. Şuan unuttum
ama bunlardan biri garanti onun sözü diğeri ise kulaktan kulağa gelmiş ona ait
olduğu çok net olmayan cümlecikler falan. Size felsefi bilgi kırıntıcığı da
bıraktığıma göre huzur içinde gidebilirim. Sezon başlıyor lütfen herkesler
bilgisayar başına geçsin ve yazmaya başlasın, yazın uyuşukluğundan kurtulalım
=)
Myna
26 Ağustos 2014 Salı
Bazen Lily Olmak İstersin

Evet ben Doğum Günü kutlanmayan insanıyım. Hemen ne demek olduğunu açıklayayım. Ben arkadaşlarım için kendimi ne kadar yırtarsam onlar beni aynı oranda unutuyor, yok sayıyor ... AMA alıştım bu duruma. Bir kere Doğum Günüm kandile denk gelmişti o zaman o kadar çok kandil mesajı gelmişti ki sormayın. Aralarında Dogum Günümü hatırlayan mı? Imm sanırım bir elin parmaklarını doldurmaz.
Simdi nişanına gidemediğim arkadaşım her sene atardı ama bugün belli olacak Hanya Konya. Hatırlarsa küs değil demektir. Bakalım bu sene skor ne alemde Olacak?
Çitlenbikle son bir haftamıza girdik. Biran önce okul açılsın istiyorum. Evde vakit geçmiyor, arkadaşlarımı özledim. Hatta o lanet olası servisi bile özlemiş olabilirim. Simdi yeni trend'im dolmuşlar. Bu sene de onlarla boğuşacağım hadi hayırlısı.

Ya ben gidiyorum
Herkese iyi Dogum güncükleri diliyorum.
Etiketler:
böyle dostluk?,
doğum günü,
falan filan
Yer:
Kocaeli, Türkiye
22 Ağustos 2014 Cuma
Ölmedim Ben Buradayım

Yola çıktık emanet araba baya külüstür
ve lastiği patlamışi bizim buradaki lastikçiye gittik adam yokmuş. Sonra biraz
ilerdekine gidelim dedik ama 10metre gittikten sonra durup hava basıyoruz filan.
Lastik çortladı ve biz yolun ortasında kaldık. Diğer arabadakilerde gidemiyor
yolu bilmiyorlar. Babam ise ben kızları eve yollarım diyip duruyor. Sonra benim
patron bu arabayı yol ortasında bırakamayız diyince sustu. Patron arayıp çekici
çağırdı. Arabayı koyduk kasaya biz içindeyiz. Hobbidik gidiyoruz. Adam her tümsekte öküz gibi gittiği
için biz arabanın içinde ecel terleri döktük. Arabanın tavanına bol bol kafa
attık. O teker yüzünden 2 saatimiz gitti. Neyse zar zor çıktık yola gittik. Teyzem
bir sevindi ki sormayın. Ben orada da dadılık işine devam ettim. Çitlenbik k*çımdan
ayrılmadı. Dönüşte kucağımdan inmedi. İki araba yol boyunca birbiriyle yarıştı.
Sonuç clio kazandı.
O hafta benim patron terasında mangal
keyfi yaptı bize. Bende babamla konuşup organize ettim sonra Çarşamba günü biz
keyif yaptık. Tabi onlar çalışan insan fazla zahmet vermeyelim diye ben sadece
akşam teras müsait mi diye sordum onlarda çay falan sandılar. Anneme dedim
onların iş çıkışı yaklaştı şimdi ara söyle mangal yapcaz de diye yırttım
kendimi. Zor zahmet arattım. Akşam terasta ise bana bol bol laf sokuşturdular.
Myna’nın ipiyle kuyuya inilmez insan söyler, bizde çay sandık, nasıl
organizasyon bu yahu diye boy boy lafları giydim. Sonra annem babamda ehehe
bide kendine bilim insanı diyo ehehe diyince hepten sinir oldum. Ben söyleyip
zahmet versem gene laf yerdim. İki ucu b*klu değnek. Birde deseki annem Myna
arattı söyletti zaten diye sorun olmayacak. Neyse işte sonra bu sıralar ilk
kahvaltımı hazırladım diyebilirim. Yuhalamak yok! Ben öğlene kadar uyuduğum
için kurulan sofraya kalkıyorum. Çünkü kimse benim kalkmamı beklemez. Ama şimdi
madem erken kalkıyorum Çitlenbik’te fazla beklemesin diye hazırlıyorum. Ben yokken böyle şeyler oldu, çiziktirdim bir
şeyler gidiyorum.
9 Ağustos 2014 Cumartesi
Anne-Baba Çalışıyorsa..
Selam olsun tatil
insanları.. Tatilsizlik başıma vurdu galiba. Neyse anlatacaklarım var sizlere.
Bu baktığım Çitlenbik var ya hani cadı olan. İşte o ömrümden ömür götürüyor. Cadı
sataşmak için küçük kardeşimi kışkırtıyor sonra onunla kavga ediyor. Yemek konusunda
beni benden alıyor zaten. Ay onu yemem karnım tok benim bla bla. Halbuki kahvaltıyla
duruyor tok olması imkansız bir saatteyiz. Birde yemek seçme huyu olmamasına
rağmen ay iğrenç o, yemem, beğenmedim…
Annemin bile
sınırlarını zorluyor. Uyku problemimiz var. Öğlen uykusuna yatmak istemiyor. Kavga
kıyamet zorla yatıyoruz. Birde bana söyleme annen uyutmamı söyledi diyorum. En son
dün artık annesine nasıl baskı yaptıysa uyumamak için izin almış. Dakika başı
uyumicam bugün diyip durdu.
Çarşamba günü çok
mutluydu teyzesi gelecekmiş. Geldi de teyzemiz, ertesi gün yarım gün teyze
baktı ona. Ben mal gibi sabah erken kalktım gelecek diye bekledim. Sonra benim
uykum iyice açıldıktan sonra telefon geldi. Öğleden sonra gelecekmiş, haber
vermeyi unutmuşlarmış diye. Hemen yatağıma tırmanıp yattım. O uyku alınacak
arkadaş. Ben uykusuzluğa dayanamayan biriyim ve günün 25 saati uyuyabilirim.
Neyse konuya dönelim. Öğlen
bizimki almış oyuncak poşetini geldi ama yüzünden düşen bin parça. Noldu, anlat
kuzum diye diye anlattı. Teyzesi gitti diye bozulmuş, bizim hanımın hayalinde
teyzesi bakacaktı ona falan. Ama teyze gidince hayaller yıkılmış. Anlatırken neredeyse
ağlayacaktı. Hemen oyun oynadık unutturduk. Akşam parka çıktık oyun oynadık. Anasının
gelme saatine doğru bizimki başladı söylenmeye annemler beni sevmiyor
gelmediler baksana…
Annesi çalışan
çocuklar için hayat daha zormuş onu anladım. İçim parçalandı. Hem annesi
çocuğuna hasret hem yavrusu annesine. Gerçekten zor evladına daha iyi yaşam
sunabilmek için iki tarafında fedakarlık etmesi gerekiyor. Bu durum en fazla da
çocukları zorluyormuş onu anladım. Biraz da şımarık olmalarına sebep oluyor bu
durum. Saç baş yoldurdu bize mesela. Dün en son bulaşık yıkayan annemle
inatlaştı. Bende yapacağım dedi, annem olmaz dedi kıyamet bundan sonra koptu. Bizimki
sandalye çekip kendine meydan hazırlama girişiminde bulundu. Annem kızdı
ufaklık isyan etti. En son da abisi gelip aldı.
Yarın seçim var patron
7de iş başı yapacakmış. Benle dalga geçiyor 5,5da kalkıp kahvaltı hazırla
bizeeee. Ellam yani o dert değil de bu defa oğluşu da gelecek bize. Anne babanın
öğle arası olmadığı için çocuk aç susuz kalmasın diye zaaar. Ama oğlunu çok
seviyorum benim küçük kardeşimden iki yaş küçük ve büyüklerine çok saygılı. Çokta
şeker bir şey ve oldukça akıllı bıdık. Küçük kardeşimle iyi anlaşıyorlar. Bütün
gün bilgisayar başında o salak minecraft denen oyunu oynuyorlar. Çok yahşi ve
kötü bir oyun, hiç hoşlanmadım. Kardeşime o oyunu sildirmeye uğraşıyoruz. Neden
doğru dürüst olan şeyleri faydalı şeyleri sevmiyoruz anlamıyorum. Sevdiğimiz çoğu
şeye dönüp baktığımda hep zararlı şeyler olduğunu görüyorum. Dikkat etmek lazım
arkideş. Bu çok sakin bir yazı oldu farkındayım ama şuan için atraksiyonsuzum
ondan. En kısa zamanda telafi edilecek. Saygılar, hörmetler..
5 Ağustos 2014 Salı
İtirazım Var
Çok atarlı bir yazıyla
karşınızdayım. Dün baya iyiydim hastalığım geçmeye başlamıştı, sabah zorlanmadan
kalktım Çitlenbikle uğraştım. Öğlen annesi yemeğe gelince aldı onu yanına. O sırada
kuzenim aradı ve geçen ben öteki kuzene giderken mutfağı yanan kuzen bu. Benim küçük
haydut durmuyor ona bakmaya gelebilir misin dedi. Ben gelemem ama kardeşimi
yollarım dedim. O olur dedi ama arkadan büyük haydut Myna gelsin diye böğürüp
durunca kıyamadım. Annesi giderken Çitlenbik’i bıraktı aldım hemen öğlen
uykusuna yattırdım onu anneme emanet ettim. Koştur koştur hazırlanıp kardeşimle
çıktık yola. Gittik ama mutfak diye bir şey kalmamış ortada. Sonra Myna ocaktan
korkuyor denir. Olum ihmalden yanmamış mutfak bir anda tavadan alevler çıkmış
ve davlumbaz tutuşu vermiş.
Ablam dalga geçiyor kocama
ankastre mutfak al dedim almadı bende mutfağı yaktım şimdi ankastre mutfak
alıyoruz =) diyip gülüyor. Ben gittim haydutlar sıcaktan iyice bunalmış ve
huysuzlaşmışlardı. Ben onlara pek ilişmeden mutfağa girip biraz yardım ettim
akşama doğru bindim otobüse döndüm.
Bir kerede de ben ufakken
arkadaşım ateşle oynayıp evin altındaki samanlığı yakmıştı. Aylarca çok feci
kokmuştu oralar. Birde ya ev yansaydı ya çocuklara bir şey olsaydı! En kötü
ölümlerden biri de yanarak ölmek herhalde.
Eve geldim ama bir ton laf
yedim. Benim patron şaka yoluyla lafları sokuşturdu. Maaşını kescem görev
yerini terk ettin sen diyip durdu. Birde o bacaksız Çitlenbik beni şikayet
etmiş annesine. Neymiş efendim çok sırnaşıyormuşum, hep onunla oyun oynamak
istiyormuşum ben. Ağzım açık kaldı ve aşırı sinir oldum. Bit kadar boyuyla
yazmış çizmiş eşek sıpası. Annesi babası ciddiye alsa ne olurdu acaba?
Lütfen arkadaşlar
sırnaşmayın!
Teşekkürler
Sayın okuyucu bu bir teşekkür
yazısıdır. İnternetsizliğimde yakalandığım mimler adına düzenlenmiş olan
teşekkür yazısına hoş geldiniz.
Evet gönül isterdi ki mimleri
yapıp kıkırdamayı lakin hiç neşem yok. Mim dediğin neşeli olmalı benim için. O yüzden
yapmamaya karar verdim. Ve mimleyen
canlara tişkür ediyorum
Dördüncü Tekil Şahıs
teşekkürler kuzum bir ara kitaplarla ilgili bir şeyler yazarım ve mimden daha
çok bilgi içerir söz =)
Plaza Sesi çok tişküüüürr
ettim sana ve senin mim o kasveti hak etmediği için yapmıyorum canı gönülden
inan bana =)
Deep tam benlik bir mim
pasladın ama işte ona o itinayı şe edemem şimdik o yüzden es geçiyorum ve sana
çok çok çoookkk tişkür ediyorum.
İlk teşekkür yazısının sonuna
geldin okuyucu, saygılar hörrrmeetler
2 Ağustos 2014 Cumartesi
Myna'nın Son Durumu
.gif)
Hafta tatili olunca aldım anamı kuzenime oturmaya
gittik. İki aktarma yapmak gerekiyor ve otobüs saatleri sıkıntılı biraz. Beklerken
oradaki kuzeninim kocasının kardeşiyle karşılaştık. Aslında adamın dükkanının
orada beklediğimiz için karşılaştık demem saçma oldu. Neyse sonra ben kuzenin
kızını abur cubur alırken bissürü itfaiye sesi falan geldi. Yola döküldü
insanlar nereye gidiyor diye. Bizim abi de merak etti pek bi. Sonra abiye
telefon geldi. İtfaiye onlara gitmiş. Aslında benim kuzenin mutfağı yanmış ama
onlarda senin benim yok. Birde evleri yan yana olduğu için öyle demiş olabilir.
Adamcağız paldır küldür gitti. Ben ablamı (kuzeni) aradım açmadı. O telaşta
duymamıştır. Sonra bindik otobüse gittik öbür kuzene. Yemekler yapmış döktürmüş
bizimki =) yemezsen terlikle dövüyor. Ama onun evi apartmanın en üst katı 5. Katta
ve tüm gün pişiyorsun. Klima aç kapa yaparken bir hal oluyoruz.
Bugün sabah annem beni kaldırırken carladım.
Çitlenbik bugün gelmiyor bırak uyuyayım! Ama boğazım daha da şişmiş travesti
gibi bir sesle anırınca annem neredeyse ağzımın ortasına yapıştırıyordu. Gerçi
ranzada beni görmek için parmak uçlarına yükselmesi gerekiyor, oradan nasıl
çakabilirse? Ama anne terliğindeki isabetlerinden sonra hiçbir şey onun için
imkansız değil.
Kuzende yedik içtik terledik. Gönül isterdi ki
eğlendik diyebileyim ama onu da terleyerek vücudumuzdan atıvermiş olduk. Sonra bir
yağmur başladı ki sorma. Oh bereket desek de o yağmurda ıslanan Myna yarın
hastalıktan gebermezse iyi. Islandık otobüste terledik. İndik ikinci arabayı
beklerken soğuk rüzgarla üşüdüm. Yarın boğazımda balon falan çıkabilir. O derece
şişeceğini düşünüyorum.

Site iyiden iyiye birbirine girdi. Çardak kavgası
aldı yürüdü, bir güvenlik görevlisi işi bıraktı, çardak kavgaları başladı. Keşke
görseniz de sizde benim kadar gülseniz. Koca koca insanların 5yaş krizlerini.
31 Temmuz 2014 Perşembe
İlk Gün
Bugün ilk iş günümdü. kendimi kesmedim ve henüz çocuğu yolmadım. Ama bunları yapmama ramak kaldı. Çocuk bir kaç hafta babanesinde kaldı ve orada müthiş şımartılmış. Çocuğun ağzına bi tane yapıştırmamak için zor dayandım. Lan tuvaletten çıktın ellerini sabunlayacağız diyorum yok diyor. Zor sabunladım bu defa çıldırdı ağlıyor bağırıyor pençe savuruyor. Gerisini siz düşünün.. Bunun babane etkisi geçene kadar sinirden ölmezsem iyi. Birde yeni bir hesap blog bişi açmayı düşünüyorum. Ben koca çeneli olduğum için önüme gelene blogum var diye bık bık ediyorum. Sonra birşey oluyor yazacağım ama ya filanca okursa diye geri vites yapıyorum. Demem o ki özgürce giydirebileceğim bir blog açmanın eşiğindeyim. Birde biriken mimler var onlarla da ilgileneceğim en kısa sürede.
Şimdilik bu kadar dönüşüm muhteşem oluciiikk :) saygılar ;)
Şimdilik bu kadar dönüşüm muhteşem oluciiikk :) saygılar ;)
30 Temmuz 2014 Çarşamba
Bayram Gelir Leylim Ley

İftardan
iftara koşturduk ama hamd olsun çok güzeldi. Almanya’dan gelen kuzenimle
görüştük. İki çocuğu var ufağı yesen doymazsın öyle şeker bir şey. Büyük kız
daha oturaklı ama ilgilendin mi çok mutlu oluyor. Ona tekerlemeler öğretiyorum
çok seviyor gittiğinde hep Myna ablam öğretti diye söylüyormuş.
Ben arife
günü köye çıkacak babamlarla buluşacaktım ve bayramın ilk günü hep birlikte
dönecektik. Plan buydu en azından. Ben arife günü çarşıya çıkarken abime durağa
gidiyorum diyince höstlendim. Araba var yarın hep birlikte gideriz, uğraşma
otobüsle dedi. Allah dedim bayram günü kalktık kahvaltı ettik amcamın evine
geçtik orada da akşama gideriz dendi. Babamı aradım onlar dönüş yoluna bile
koyulmuşlar. Mübarek koşarak kaçıyor sanki erkenden. Baktım yetişemiyorum,
kardeşim de köyde kalıyor gideyim kardeşimin yanına dedim. Gittiğimde de
kardeşim kalmak isteyince diğer kuzenle konuştum abla giderken bunu da alın
olur mu falan dedim. Onu da oraya kakaladığıma göre huzur içinde gezebilirim.
Abim
bugün İstanbul’a gidecek, ona sordum beni götürürsen geleyim sizle diye olur
dedi. Çantamı arabadan çıkarmadım. İnince gene kuzenime geçtim abla bana don
ver don diye höykürdüm. Aldım donu giydim açtık belgesel izliyoruz. Maymunlara bakıp
vay anasını ne akıllı diye diye izledik. Eniştem yatınca ablam bana öküz olmama
yolunda ders niteliğinde öğütler verdi. Aşacağım bu durumu hadi bakalım. Sabah oldu
amcamlara kahvaltıya gittik abim yatıyordu hem de akşamüstü gideriz diyip
duruyordu o yüzden ablamın evine döndük ben evde oturdum onlar apartmanda
bayram ziyareti yaptılar. Geldiler baya oturduk saat 5 gibi ablama telefon
geldi sonra bana dönüp abin gitmiş seni unutmuş dedi. Anam eşyalarım kaldı arabada!
Hemen aradı ablam o ona bağırdı öteki buna bağırdı. Sonuç? Benim valiz bana
dönecek ama nasıl bilinmiyor. Mal gibi kaldım ortada. Abim arayıp çağıracak
diye beklerken nal topladım. Yapacak bir şey yok kalktım otobüsle geldim. İnsanlar
kapıdan taşarken binmeye çalıştım ve bindim tutunacak bir yer buldum oraya
yapıştım. Zorla geldim eve bu defa yeni patroncuğum bayramlaşmaya geldi
eğlendik. Bayram güzel millet, çocuklar için daha da güzel ama hayat güzel
mutlu olmak lazım. Çok konuştum daha da konuşacağım buralardayım artık millet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)