7 Ekim 2015 Çarşamba

Okul açılmasa mıydı?

Okul? Her ne kadar yaz bitsin okul açılsın diye söylendiğim günler çoktan geçmişte kaldı.. ikinci haftadan bitse de gitsek moduna girdim. İlk hafta zaten bizim tayfadan kimseler teşrif etmedi. Nasıl olsa giden birileri vardır ne gerek var şimdi popişimizi kaldırmaya diyerek. Siyah ve ben iki mal olarak teşrif ettik tüm derslere. Perşembe Rizeli geldi. Bununla geçen dönem samimi olduk bu sene Siyahların eve çıktı yani ev arkadaşı oldular. Myna üzgün Myna dışlandı. Tabi ki öyle olmadı başta içten içe böyle olur hep böyle oldu diye kafamda kurarken Siyah telefon edip asla öyle olmaz senin yerin başka diye konuştu. Nasılda içimi biliyor DOSTUM!
Ne diyordum Rizeli de Perşembe gelince hoppala yavrum olduk üçlendik. Gömlek koca hafta Sakaryada olmasına rağmen derslere gelmedi.
Ve ben salak gibiyim gözüm hep Nankörle Nefreti arıyor. Görünce tadım kaçıyor. Mazoşist olabilirim. Asıl bomba burada Nefret burnunu yaptırmış. Lan diyorum sanki başka kız bu ama Nankör yanında saçı da aynı diyorum derken kızlardan biri BURNUNU YAPTIRMIŞŞŞŞŞŞ VIŞŞŞŞ!! Diyince ohalar beni götürdü. Lanet olsun baya güzel olmuş. Mod on: haset!

Teee ilkokuldan beri kankito olduğum bir arkadaşımla liseden sonra daha doğrusu afyondan sonra bazı nedenlerden dolayı konuşmaz olmuştuk. Baya ciddi birbirimizi silmiştik. Derken geçen hafta mesaj attı eski konulardan bir mesele için. Meğer bu eşek kafalı zamanında bizi bayağı bir kandırmış. Bizde mal gibi inanmışız. Oydu buydu derken barıştık. Akrep burcu nasıl affetti hala anlamadım. Oraları çok eşelemeyeceğim.
Pazartesi çalçene bir hoca sayesinde ki ders bitiş saatinden erken bırakan bi milyon hoca varken yarım saat kala salmak nedir? Hocam kız başımıza çok tehlikeli yapma böyle diye ağlamak istedik. Sonuç gece 11de eve geldim ve yollarda arabanın içini bolca Yusuflarla doldurdum. Karanlık virajlı yol uçsam gitsem kesin ölürüm. Kendimi kura kura geldim.

Okulda park ederken stresten ölebilirim. Arabalara min. 3metre uzaklıkta olunca huzurlu olabiliyorum.
Latince dersim var. Hoca çok tatlı biri neşeli cıvıl cıvıl ama işte Latince göz korkutuyor yine de. Allah’ım bana çok zihin açıklığı ver amin.
Artık tatilsizlik başıma vurdu herhalde her şeyden öyle bıkkınım ki hiç bir şey yapmak istemiyorum. Saçlarım bile ölmeye başladı. Neredeyse popoma kadar olan kaçların omzumun az aşağısında şimdi. Kestikçe kendine geleceğine daha da ölüyor. Herhalde bende bir Tuğba büyüküstün olacağım. Ya da Hamdi olurum kısacık saçlarla. Hep bere takar haydut gibi gezerim ortada. Saçlarım kendinize gelin!

İçimdekileri döktüm rahatça gidip uyuyamayabilirim. Myna dönüyor ahali..

3 Ekim 2015 Cumartesi

Duyarsızlığı Kınıyorum!

Rehberimde aranmadık insan kalmadı. Mail kutuma dün bir tane mail geldi oda kediler Ankara da mı diye sordu. Delirmemek elde değil. Onca insan arasında hiç kimse ben bakarım diyemedi. Derneklerle defalarca konuşulup ilanlar verilse de sonuç yok. Bugün son kez dernekten bir başka yetkiliyle konuşuldu ve alınan cevap ‘’Bu sene kedi patlaması yaşadık ve gerçeği söylemek gerekirse sokağa salın yapabileceğimiz bir şey yok’’ oldu. Dünya ne kadar duyarlı bakar mısınız?
Onları sokakta düşündükçe ağlamaktan helak oldum. Ne kadar ağlasak da zırlasak da elimizden hiçbir şey gelmiyor. Bu yazıda insanların duyarsızlığını kınıyorum! Diyebileceğim başka bir şey yok.


İçim rahatlar belki diye internette baktım ve herkes sokağa salma ölür, yaşayamaz, direk öldürsen daha iyi vs. çeşitli katliam senaryoları fır dönüyor. Allah’ım diyorum belki doğası gereği tutunur hayata, belki onlar için böylesi daha hayırlıdır, böyle olması gerekiyordur. Arkadaşıma döndüğün zaman onları geri almayı düşünür müsün dediğimde eğer durumları iyiyse neden alayım ama kötüyse ve onları bulabilirsem tabi ki alırım dedi. Belki diyorum bir süre hayatta kalmayı başarırlarsa bir umut yuvalarlına geri dönebilirler. Sizinde dualarınız onların üstünde olsun diyecek başka bir şey yok..

19 Eylül 2015 Cumartesi

Harç Bitti Yapı Paydos..

Dostum hayat bir harika! Demek isterdim ama değil. Boşlukta gibiyim. Hiçbir şeyden memnun olamıyorum hep bir depresiflik. Cem Yılmaz’ın anlattığı keke isyan eden ergen gibiyim. Bana isyan edebileceğim bir kek getirin!
Bilmiyorum hedeflerim bir anda patır kütür oluverdi, hiç beklemediğim anda evlenen bir arkadaşım beni çok sarstı. Sürekli insanlardan gol yemekten çok sıkıldım. Geçen kuzenim direksiyon sınavına girecek diye yanına gittim destek olmaya. Hah onu anlatayım:
Cuma günü konuştuk sabahtan. Kuzi bana dua et yarın sınava gircem deyince kimle gidiyosun la değişik dedim. Yalnız gideceğini söyleyince istersen gelirim dedim. Sonra bu Çitlenbili teslim edince babama hadi gidek dedim ama yok mıy mıy herif. Anlaşana kadar saat sekiz oldu. Bende aldım pijamalarımı çıktım yola. Allah’ım nolur dağda kurda kuşa yem olmim. Lan ben tam dağ patikasına geldim hava karardı. Allah uzun farları arabaya koymaya akıl edenden razı olsun AMİN! Ben gerizekalı yola bakacağıma daha çok dikiz aynasına baktım. Niye? Malım galiba kafamdaki trajik sonlarımdan biri arkadan gelen arabayla bağdaşıyordu. Her beş dakikada bir kapı kilitlerini tazelercesine tekrar kilitledim. Sonuç ölmeden uçurumlardan fırlamadan ulaştım. Eve girdim halam kuzen sanmış. Alaaaaaa diye daldım odaya kadına hoba diyip sen miydin diye sarıldık öpüştük. Kuzen işten eve varamadan ben ondan önce gelmiştim. Gazı köklersem böyle olur.

 Neyse yattık zıbardık sabah kalkıp çıktık. Sınav yerinde ben kızı okuyup üflüyorum o bana şiş sessiz ol rezil olcaz diyo. Sana buradan bir beddua gömerim 7göbek neslini lanetlerim lan salak dedim ya da dediğimi düşündüm ya da ima ettim bilemiyorum. Sonra bundan önce binen kız geçmiş. İnip geldi şöyle yap böyle et komisyon iyi falan dedi. Bizim kız az rahatlayarak bindi. On dakika sonra bizim kız arka koltukta döndüler. Sonra arka koltukta dönmeyi de yaşadım gibisinden geyik yaptı. Zaten o bizzat kalmaya gelmişti. Sonra eve dönerken çarşıda az takılak dedim. Tam gezcez herkeslerin eve gideceği tuttu. Halam evde yalnız gidelim dedik. Gittiğimizde Alamancı iki kuzen oturuyordu. Birisi evli ikizleri var diğeri bekar takılıyor sap. Bu sap bir ara bizi başka kuzenle İstanbul’a falan götürmüştü gezdirmişti. Abiiimmm vazgeçtim sana sap demiyim ben. O biraz değişiktir. Soğuktur senden ilk adımı bekler, onunla konuşurken biraz laflarını tartman falan gerekiyor. Değişik bir zat kendisi, herkes onunla konuşurken şekilden şekle girer falan yani. Biz eve çıktık hoş geldiniz falan dedim ama gidip mıç mıç öpmedim. Ben seslenince bana hamle yapsa öper sarılırdım ama o yapmayınca gel kız öpecem tiplemesine giremem.
 O soğuksa ben Antartikayım. Ciddiyim Siyah beni odunum diye seviyor, bazen şu mesajlara smiley koy lan diyor. Düşün yani hele düğüne neyin gidince elli milyon kişi gelip anneme noldu neyi var bunun diyip beni gösteriyor. Çatık bir öküz oluyorum. Neyse ben terden gebererek oturuyorum falan evli kuzen gerzek gerzek şöyle koca bulun buyu olsun şuyu şuyu olmasın. Tamam abi ben şipariş veriyorum seneye düğünüme beklerim. Neyse laf şey etmicem. Çünkü sonra bekar olan abime dönüp beni gösterdi. Bunun yeri başka bunu çok seviyorum lan ne bilim diğerlerinden bir farklı bir sıcakkanlı, dayımı da çok seviyorum onunda etkisi vardır. Teyze senin kızlar ayrı zaten ama bu bir değişik yani. Sövdü mü sevdi mi bilemiyorum belki bu kadar uzun da konuşmadı benim beyin nöronlarım yandığı için bu kadar uzattım.

Tamam günümüze dönelim.
Perşembe günü babası nüfus kağıdıyla ilacını getirdi bunu yazdır doktara dedi. Timam patron dedim. Kahvaltıdan sonra gittik doktora. Doktur ne kadar yazayım deyince ben ehehe bilmiyorum dedim. Adam tek kaşını kaldırıp ikimize baktı. Ben sadece bakıyorum ona dedim. Sonra güldü, gülüşü güzeldi. Ne ki bu falan diye geveledim ağzımda kan ilacı dedi. Altı ay kullanması gerekiyormuş o yüzden çok yazayım habire yazdırmaya uğraşmayın dedi. Sonra dönüp ne kadardır bakıyorsun? İkinci yaz bu. Hıı okul açılınca okula gidiyor. O da bende gidiyorum. Gene güldü, sonra reçeteyi verdi yallah çekti.
Dün annesi kızını almaya geldi. Üç torba bir çantadan oluşan eşyalarını kapıya taşıdık. Alt tarafı altı hafta baktım çocuk komple evini taşımıştı bize. Neyse kapıda annemle kadına yükledik semerini. Kadın dönüp anneme minnet ederek teşekkürler etti. Lan? Noluyor orda bakışlarımla mal mal baktım. Kadın dönüp gitti. Lan patroniçem ben seni böyle bilmezdim. Düştün gözümden bilmiş ol. Seneye yaza avucunu yala. Dua et kardeşin öldü saygımdan ses etmiyorum. Sustum çocuğuna baktım hatta maaşımın yarısıyla ona abur cubur aldım. Ayıp ya. Gene sinirlendim.

Bu arada benim kafa gidik. Wattpadde bi hikaye okudum biraz ergenimsi konuşmalar olsada konusu falan iyi hatta kitap teklifi falan almış. Kendimi kescem. Bende istiyorum bendeeeee. Neyse sustum.

10 Eylül 2015 Perşembe

Sevgili Deep :)

  can ciğer bloggerların en herşeye yeteni :) Yeni güzel bir yazı paylaşmış ve beni de oracıkta anmış :) Bunu görünce tepkim tam olarak şöyle oldu :
benden çıkabilecek abuklukta bir sevinç gösterisi budur. 
Ve evet döndüm artık  :) 
Deep'in yazısına şuradan ulaşabilirsiniz :mim-duyuru-ve-izlenesi-bloglar

9 Eylül 2015 Çarşamba

Ondan Bundan..


Bu blog durup dururken kendi ayarlarını bozmuş sanki. Bir sürü ölü blog var listemde, onları temizleyemiyorum. Merak ettiğim bir sürü blogdan hiç ses seda çıkmıyor. Bir yerlerde okumuştum wattpad varmış hikayemsi yazılar yazmaya başladım orada paylaşmak için açtım ama onlar kitap kapağı gibi kapak yapıvermişler apışıp kaldım. Ben bir ara kendime logo tasarlamakla kafayı bozmuştum onu da beceremedim. Düşün ne denli kabiliyetsizim.
Şimdi iki kardeşimde hazırlık sınıfında biri üniversite diğeri lise için hazırlanıyor. Gerçi biri hazırlanıyor gibi gözükmeye çalışıyor öteki hiç oralı değil. Neyse ben açıköğretim derslerimde gereken ortalamayı tutturamayınca üst sınıfa geçemedim. Üniversitede iyi ortalama yapamazsam kalamam. Uzun bir maratona başlıyorum. Bu arada buraya ciddi anlamda döndüm.
Gene dadı oldum demiştim. Kız geldiği ilk hafta kan kusturdu. Duvardan duvara vursam gene sinirimi çıkaramazdım. Sonra üçüncü haftaya doğru bir şirinleşti bir uslu oldu ki sormayın. Anneme kesin bunun altında bir şey vardır diyip durdum. Geçen hafta dördüncü haftamızdı ve gayet iyiydik. Ama bu hafta Allah’ım sen nereden buluyorsun bu kadar gıdık etme potansiyelini ya. Evde beş kişiye karşı bir üstelik sadece beş yaşında. Evde beşimizi tek tek delirtmeyi başarıyor. Saç baş yoluyorum. Bugün mesela kol saatimi aldı bende şakayla kırma onu babana yenisini aldırırım dedim. Almazki diye diklendi neyse atma onu diyerek işime baktım ve şak diye saatimi yere attı. Dişlerimi sıkmaktan bir hal oldum inan ki gel döv beni diye zorluyor bu hafta.


Küçük kardeşim tekvandoya başladı ve sitenin çocukları teker teker salona yazılmaya başladı. Onlara özel arabayla getirip götürüyoruz. Bazılarının çocukları öyle kıymetli ki popoları otobüs koltuğuna değemez! Hatta geçen hafta bir gün çocuklardan biri (ailesinin otobüsle göndermediği) elinde kıyafet poşetiyle bir o yana bir bu yana gitti kim götürecek gitmiyor muyuz? Diyerek dolandı. Hatta arkadaşına sordu o da bilmiyorum diyerek eve çıktı. Bu garibim boynu bükük gene bir iki dolandı ve sonunda pes edip poşetini eve bıraktı. Onu öyle görünce içim parçalandı neredeyse ağlıyordum. Belki çocuk o kadar önemsemedi sadece boş boş dolandı bilmiyorum ama ben olsaydım diyerek içim gitti onun haline ve akşam babamla konuştum ben götüreceğim gerekirse valla çok üzüldüm dedim. O da bir şey demedi sen bilirsin dedi.

 O lafı dediğimden beri daha götürmek nasip olmadı. Pazartesi benim patron götürdü, dün babam götürdü bugünde gene babamın da işi varmış o götürdü. Hadi hayırlısı. Zaten iki buçuk hafta sonra okullar açılıyor herkesler okulunda sınavında bol bol başarılı olsun amin

26 Ağustos 2015 Çarşamba

Kitap Fuarı Anıları

Bu sene kitap fuarı hasılatımı paylaşmak istiyorum. Öncelikle kitap fuarı haricinde kitap almama kararı aldım kendime. Çünkü her yerden deli gibi kitap alıyorum evde bir yığın kitap oldu. Yoğun bir okul yılı geçirdiğim için dönem içinde hiç kitap okuyamadım. Eldekileri bitirmem lazım. Kitap fuarından da bu sefer ağabeydik gubidik kitaplara yerine hep felsefeyle ilgili kitaplara atladım. Kendime şaşırdım. Bir başka yazıda evdeki kitapların listesini ya da resmini paylaşayım da görün evdeki hazineyi.

Okul yılında çok atraksiyon olmadı. Bildiğiniz şeyler otobüs beni almadı falan. Birde haftada bir gün amcamlarda kalmaya başladım. Amcam beni görünce gözleri ışıldıyor, yüzü aydınlanıyor. Yengem desem pervane oluyor kadın bir iş yaptırmıyor. İnsana hasret olmak gerçekten zormuş onu anladım.
İki dönemde Kılçık Hocanın dersi vardı onu iki dönem üst üste görmek büyük mutluluk oldu benim için. Hatta bomba patlatayım. Bizim apartmanda felsefe öğretmeni vardı ya, hah! İşte o bizim Kılçık hocayla aynı üniversiteden mezun hatta bizim komşunun abisiyle aynı sınıfta okumuşlar. Bende gidip hocaya sordum. Amacım muhabbet kurmak beni tanısın falan. Hani ben sınıfta, ortamda falan silik bir tipim ya onun için. Adamın adını duyunca hoca bir coştu falan görmelisin. Sanırım hala adımı bilmiyor. Şansa o ara sınıf arkadaşı da İzmirden buraya falan gelmişti. Kartını aldım götürdüm. Bir ara nerdeyse Kılçık hoca numarasını verecekti arkadaşına vereyim diye sonra caydı. Neyse onlar görüştü benim elimdeki ufacık koz pufff oldu. Biraz daha girişken olmalıyım.
Okulda bu yıl baya yakınlaştığımız biri oldu. Ona Rizeli diyim. Siyah ben o baya iyiydik. Sonra bişey oldu, bana soğuk davranmaya başladı. Okulun son haftası gelip söyledi. Bir gün Gömlekle ben dersi asmışız giderken haber vermemişim ona kırılmış sonrada öyle uzaklaşmış. Siyahların evine taşındı.
Okulda bazen konuşurken öyle bir oldu ki sanki ben boş kitaplar okuyormuşum, boş bir insanmışım gibi hissettim. Belki de bunun etkisi olarak bu kadar çok felsefe kitaplarına saldırdım. Kuzenimin kızı Boncuk bu yıl okula başladı. Ben böyel istekle ders yapan okuyan çocuk görmemiştim. 41kere maşallah. Annesiyle gezmeye gidiyorlar yanında ders kitabı götürüp yapıyor. Birde başlarda tam okumayı bilmediği için teyze burada ne diyor ne yapayım diye sorup duruyordu. Kitap fuarından ona da imzalı kitaplar aldım.
Diğer kuzenimin oğlu, Küçük Haydut üçüncü sınıfa geçti ama hiç istekli değil. Geçen hafta sonu onlara gitmiştim rica minnet okuttum biraz. Aslında biraz gayret etse yapacak ama yok illa annesini üzecek eşek sıpası.

Birkaç hikaye gibimsi şeyler yazdım. Bilmiyorum belki paylaşırım, belki yorum alırım. Gerçi ben başak burcunun yüz karasıyım. Bir şeyler yazarken zerre ayrıntıya dikkat etmiyorum.

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Sahiden Döndüm Galiba

 Döner gibi yapıp gene kaybolmayacağım inşallah. Birazcık yardım istiyorum. Ultra beceriksiz olup, herşeye  max derece heves eden bir ben varım herhalde. Tasarım işlerinden zerre anlamıyorum. Logo filan yapmak istiyorum kendime , bloğu insan kullanıyormuş gibi bir hale sokmak istiyorum. Kısacası değişim istiyorum. anlayan yardımseverlerden yardım beklerim.
Bu arada bu yaz tatil diye anırırken zoraki bir şekilde dadı olmak durumunda kaldım. Ben deniz, kum hayal ederken çocuk poposu siliyorum. Alın nur topu gibi depresyon bana.

28 Haziran 2015 Pazar

Durum Güncelleme

Anlatacak o kadar çok şey birikti ki sormayın hemen anlatıyorum. En komik olan şeyse son yazımda sık sık buralarda olacağım diyip sırra kadem basmam herhalde. Telefonumdan arada girip okudum ama yorum bırakamadım.
İlk olarak telefon aldım ve %10 denen illete girdim. İkinci olarak nisan ayında babam araba aldı. Benim babam TOYOTA gibi adam! Okulda çalışmaya başladım. Dönercide Gömlek gelemediği zaman yerine bakıyordum derken kadrolu oldum. Oradaki ortam acayip komik. Bir abi var hatta aynı köyden çıktık! Onun adı Deli olsun. Gerçekten deli yani herkesle uğraşıyor. Patron onunla kavga ediyor. Hatta bu deli bizden imza topladı. Neymiş efendim patron onu işten atarsa bizde işi bırakacağız diye. Döner kağıdına yazdı patron kağıda bakıp yırttı. Bir ustamız var iyi adam ama fazla samimiyet yersiz ve hadsiz şakalar doğuruyor o yüzden mesafe iyidir. Ustanın yeğeni var usta çırağı benim kardeşimle yaşıt. Onunla biraz gırgır yapıyorduk ondan yemek isteyince sağ olsun bol kepçe koyardı. Üç oğlan garson vardı ikisi besyolu. Biri baya bakınca salyanın akacağı bir tip. Öteki ise ilk gün ite kaka davrandı ikinci gün can ciğer çok çözemedim. Son garson birinci sınıf ama boylu poslu o da güzel çocuk. Harala gürele hareket ediyor bir gün beni ezecek diye ödüm kopuyordu. O hariç herkes ezdi beni çok ilginç. Zaten şenliklerden önce iki besyolu işi bıraktı. Bir ara birinci sınıf olan adı Dalyan olsun o da kayboldu gitti. Şenliklerde anam ölüyordum. Bir saniye durmak yok dön dur pervane gibi. Zaten kocaman döner takmışlardı o gün,  gördüğüm zaman işkillenmeliydim. İşten çık ölmüş bir halde derse git dersten sonra az eylentide durayım derken öldüm. Zakkum vardı ilk gün. Konser alanından çıkmaya çalışırken bir kızı dürttüm yol versin diye şansıma tüküreyim o da Nefret çıktı. Neyse ikinci gün Mustafa Ceceli vardı o da bir şarkı söyledi sonra apar topar kaçtı zaten iki dakika içinde de fırtına koptu. Allahtan yanımda arkadaş vardı da o kalabalıkta ezilip ölmedim. Mayıs 16 dedin mi ben arabayla okula ilk finalime gittim. Artık trafiğe de çıkabilirim.
İşte Benim Kızım 
 Trafik bir canavar daha kazandı. Kamyonlar bile beni solluyor sinirden direksiyonu kemireceğim neredeyse. sonra okul bitti iş bitti derken Bizim Gömlek direksiyon sınavı için bir hafta daha sakaryada kalması gerekti ve ortada kaldı. Gel bizde kal dedim. Bir hafta güldük eğlendik. Sınav günü bizde Sakaryada gezmeye gidecektik zaten yolda yanlış yola sapınca sınava 8 dakika geç kaldık. Ama yolda Gömlek ağlıyor ben yanlış yola döndürene avazım çıktığı kadar bağırıyorum, gaza basıyorum. O gün kaza yapmadıysam ben iyi şoför olmuşum yani. Kızın son hakkıydı almadılar sınava pislikler kız ağlıyor ben ağlıyorum deli oldum. Sonra polis patronum da konuştu yok adamlar nuh diyor başka bişey demiyorlar. PİSLİKLER! Sonra öğrendik ki rapor alırsak hakkı yanmıyor. Akşam koştur koştur rapor aldık polis patroncum sağ olsun. Geçen pazartesi verdik raporu oradan da Gömlek’i terminalden gönderdim. O gün sınava giren herkes kalmış kimse geçememiş. Şimdi Gömlek’in ramazan boyunca pratik yapma şansı oldu. Hakkında hayırlısı. O gün için kahroldum. Neyse bütün arkadaşlarım patır patır evleniyor depresyona girmeye meyliyim. Bunalımdayım dostlar.

26 Mart 2015 Perşembe

Come Back Bayb!


Hep büyük büyük konuşmak yakıyor benim başımı onu anladım sonunda. Neyse döndüm diyemiyorum ama uğramaya çalışacağım. Şimdi size çok güzel havadislerim var. İlk olarak kötüden başlamak istiyorum. Babam yılbaşından sonra araba alacağız diye çenemi kapatmıştı belki anlatmışımdır. Heh işte o konuda bildiğiniz ağzıma s*çıldı. Bakın nisan geldi araba hala yok. Otobüslerle başım hala belada hatta bu dönem çok azla dersime onlar yüzünden gidemedim. Kalacağım bu gidişle hafazanALLAH.

İkinci haberimse hani yüzde on diye dolanıp duruyordum ya buralarda heh işte ona girdim. Birkaç kişiyle konuşup ortalamalarını öğrendikten sonra bayağı hevesim kırıldı kesin giremem diyordum sonra bir baktım ki Allah Allah. Gömlekte girdi hatta bayağı iyi ortalamayla eşek  J
Neyse sonra lanet olası telefonumu değiştirdim! Aldım cillop gibi bir telefon herkeslere telefonum şekil önümden çekil yaptım. Derken geçenlerde bir baktım ki Nankörde de aynı telefon var. Çok takılırım ben bu konulara o yüzden kafamı sıralara vurmaya başladım. Neyse sonra belki anlatmışımdır benim iş muhabbettim vardı ikinci dönem başladı adam demiş ki ben erkek eleman alacağım. Üf dedim lanet adam. Ben sen işe alacaksın diye boş gün bırakmadım. Çünkü okula sadece iş için gitsem yol parası israf olacak günlük on lira fazla bir miktar sonuçta.
Geçenlerde Gömlek aradı garson yok gelsene yardıma dedi. Gittim deli gibi koşturmayla geçti o gün. Neyse sonraki hafta Gömlek evine gitti onun yerine de çalıştım. Bu defa patron memnun olmadığı garsonu kovup yerine beni alacağını söyledi. İyi dedim ama ona da yazık kendimi kötü hissettim. Gömlek ise boşver zaten çalışmıyor senin suçun değil falan dedi. Onun yerine çalıştığım bir hafta boyunca annem babam grip oldu. O hafta kâbus gibiydi. Sabah kalk işe git, işten çık derse git, dersten çık eve gel evi topla yemek hazırla hatta yiyecek bir şeyler al derken g*tüm çıktı. Ama iş yerinde ilk günden sonrası biraz daha kolay geldi. Hatta orada çalışanlardan iki tanesi babamın köyünden çıktı. Orada ortam acayip komik bir abi var mesela sürekli patronla uğraşıyor. Hatta geçen patron ona dayak atarken diğerleri videoya almış. Geçende almış paket kağıdını patron onu işten atarsa bizde işten çıkarız diye yazmış hepimizin adını yazıp tek tek imza aldı bizden.

Bir gün Siyah beni Kılçık Hocanın dersinden kaçırttı. Bizdeki akla bak yani. Adam yanımızda öksürse altımıza yaparız ama kalkıp dersinden kaçtık. Neyse çarşıda az gezdik sonra ben iş yorgunluğuyla dayanamayıp eve gittim. Bir gün de Gömlek kaçırttı gittik gezdik. Sonra kızı tebrik ettim. İşten çıktın ve bu kadar gezip dolaştın bravo dedim. Ben az yürüdüm mü iş sonrası ÖLÜYORUM DOKTOR diye bağırma moduna giriyorum. Babam baktı zorlanıyorum çalışma dedi. E isteklerim var ne yapayım dedim azıcık vazgeç dedi. Ulen ben alırım yavrum evladım demiyor inatla.
Hep ikinci dönem arabayla gideceğimi hayal ettim nasıl yüzümde patladı ben bile anlayamadım. Bir insan üç ayda düzgün araba bulamaz mı? Yakındaki arabaların listesini yapıp verdim eline git bak diye yok dedi gitmedi adam delireceğim. Babam istiyor ki ayağına gelsin öyle alır. Hatta benim buradaki patroncuğum bir araba buldu peugeot başta gitti baktı fiyatta anlaşamadılar. Sonra partroncuğum ayarladı bu defa babam beynimi yedi yok Hyundai i20 istiyordun ondan bulsun söyle abine sen zaten Peugeot sevmiyordun diye. Razıyım git al diyorum yok ille i20 alacak. Senin limitine o araba yok diyorum dinlemiyor adam. Hem ucuz olsun hem güzel olsun hem yeni olsun istiyor. Adama çüş derler efendi! Yakında dolmuşların altına atacağım kendimi. Sonuç olarak açık öğretimden de bir dersten kaldım bu da başarı çünlü hiç çalışmadan girdim.

Arkadaşlarımın hepsi evleniyor bende sendrom yaşarım yakında. Onun haricinde iyiyim okulda yüzde ona girmek bana şimdilik yetti. Şimdi beyin yeme sırası bende. Ben daha ne yapayım hem okuyorum hem başarılı oldum hemde iki üniversite okuyorum birde üstüne çalışmaya başladım ben daha ne yapayım be adam diyorum.

Kafama koydum işaret dilini öğreneceğim, en az bir müzik aletini çalmayı öğreneceğim. Şimdilik yeni hedeflerim bu kadar. Ygs zedelere üzülmemelerini daha lys olduğunu hatırlatarak giderim. Akşama quiz var ders çalışayım azıcık.

7 Ocak 2015 Çarşamba

Yokluğumda Olanları Kısaca Çorba Yaptım Size. .

Döndüüüm..diye höykürmeyi çok isterdim. Bizim sitenin iktidar savaşları son sürat devam ediyor. Oyum internet vaat edenindir!
Geçen bir buçuk hafta Sakarya’daydım. Bir amcamda bir kuzenimde kaldım. Elim sıcak sudan soğuk suya değmedi. Yengem sağ olsun hiç iş yaptırmadı. Ufak tefek işlere yeltendiğimde beni bir kovuşu vardı ki sormayın. İş yapmaya yeltenmeye dahi korktum. Kuzenimin kızı 1.sınıfa başladı ve ödev savaşları o evde de başlamış oldu.
Benim ödev zamanlarım aklıma geldi. Sokağa fırlatılan çanta.. Sobaya tepiştirilen defter kitaplar.. evin bahçesinden toplanan defter ve kalemler.. Tabi ki ben atmıyordum onları. Annemi artık nasıl delirtiyorsam o fırlatıp atardı. Akşam babam işten gelinceye kadar da gidip alamazdım. Anne korkusuna..
Kuzenimin kızı Sarı Boncuk bu durumlara kıyasla mükemmel. Onun problemi derse oturana kadar yokuşa sürmek. Oturduğunda gayet güzel okuyor ve yazıyor. Maşallahı var (41 kere). Birde çocuk daha şimdiden hedef odaklı. Gerçekten okumayı istiyor ve bunun için gayret etmesi gerektiği söylenince oturup uğraşıyor. (çocuğu şöyle bir maşallah diyip okuyup üfleyelim)
Bizim Kılçık hoca vardı ya. Bahsettim mi bilmiyorum. Hani dersinden geçenlerin sayısı kalanların %10u gibi bir şey olan, sınavlarda okkalı soru sormayı seven ve hatta kolay sorup kesin altında bir şey vardır diye gene yapamadığımız hocamız. Adamdan deli gibi korktuğumuz halde nasıl bu kadar çok seviyoruz anlamıyorum. Acaba bu da katiline âşık olma şeysi gibi bir şey mi?
Şimdi sınav haftasında kuzenimin kocası beni her gördüğünde sınavlar nasıl diye soruyordu. Bende hep bu Kılçık hocanın sınavından korkuyorum enişte diyordum. Hatta bu sınavın arifesinde kuzenimde kaldım, oradan gittim sınava. Sınavda aklıma ne geliyorsa mantığıma ne yatıyorsa yazdım. Sınavdan sonra benim bir üst sınıfımda olan lise arkadaşım Kıvırcıkla konuştum ne yaptın ettin diye. Yazdım ama gene puan vermeyecek dedi. İkinciye dersi alıp üstüne kalmak gerçekten kötü insan üzülüyor.

Birde üstüne o arife gecesi kar yağmaya başladı nasıl mutlu oldum anlatamam. Sabahlara kadar internette okul tatil oldu mu diye araştırıp durdum. Sonuç negatif. İlk ve orta öğretimlere tatil ama dağ başındaki okulun öğrencilerine tatil yok. Adaletin bu mu evren? Ama okulda kar gördükçe sevindim durdum. Şu su kıtlığından ötürü yağış oldukça mutlu oluyorum. Ama bu kar sevinci bir başkaydı. Lanet olsun eldivenimi atkımı ve beremi evde unutmuştum. Bu yüzden bir yerlere gitmeyi çok sevmiyorum illa ki bir şeyimi unutuyorum. Karda valizin çekçeği de işe yaramıyor haberiniz olsun. Karda kayıp düşmeden yürümek ve aynı zamanda valizi çekelemek oldukça zor oluyormuş. Hele birde eşek ölüsü ağırlığında valizle dolmuşa binmeye çalışmak ve kimselerinde yardım etmemesi dramı iki katı ağırlaştırıyor. Mesela bu yıl tragedya dersi aldım ve eski yunan tragedyalarından bir iki tane okudum. Tavsiye ederim, şimdi birde komedya alıp okuyacağım. Mitoloji dersi aldım ve müthiş şeyler öğrendim. Mitolojiden sonra Kılçık hocanın dersinde nasıl ateist olunacağını öğrendim. Çünkü adam net bir şekilde inanmıyor ve bazen öyle laflar ediyor ki ulan yoksa? Demeden edemiyor insan. Hatta bir ara kızlara bana şunu açıklayın yoksa ateist olacağım diye beyinlerini yediğim dönemim oldu. Kılçık hocanın dersinde giriş çıkış serbestti ama bir gün abarttılar sanırım. Adam çıldırdı ve ben aha şimdi sıra dayağına çekecek bizi diye tırstım. Oysa tasını tarağını toplayarak sınıfı terk etti. Adamdan o kadar çok korkmaya başladık ki vizede yapamadığımız soruyu quizde tekrar sordu ve biz gene yapamadık. Hatta o quizde bayılacak gibi oldum.

Bir ara Nefret hanım Siyah’ı bensiz yakalayıp ‘’seni hiç yalnız göremiyorum, selam vermiyorsun hiç canım bla bla bla..’’ demiş. Bizim kız da yapıştırmış ‘’sende hiç selam vermiyorsun..’’
Yalnız diyor ki Myna hep yanında. Azıcık salla onu gel yamacıma. O tek kalsın..
Bence böyle düşünüyor. Bende bu kadar komplike biriyim işte. Neyse bu dönem doğru dürüst görmedim onları bu yüzden mutluyum. Bizim bölümün topluluğuna katıldık bir film izledik daha da gidemedik etkinliklere. Orada bir reis kız var beni ortamda bozup duruyordu. Bir şey soruyorum laf koyarak cevap veriyor. Şeytan diyor saçını başını yol yüzü gözü tırnak izi içinde kalsın.


Yılbaşından sonra babam start verdi araba için ama benim tüm umutlarım söndü. Abiyi aradı konuştu. Abi ben zaten kolluyordum bir şey çıksa illa ki arayacaktım seni demiş. Yani bu iş yaş, en azından ben öyle hissediyorum. Hadi İnşallah filmine gittik Siyahla, pizza yedik sonra ben okula çıkıp oradan eve geçtim. Kaderim değişmiyor zalimsin evren!