Merhaba gene ben! Buraya benden
başkası yazmıyor ki biraz saçma oldu tamam kabul. Ama Myna saçmalamazsa burası
anlamını yitirmez mi? Neyse bol hayvan severli
bir şeyler yazacağım. Ben çok ama çok aşırı hayvan sever biriyim. İlkokuldayken
arkadaşlarım, komşularımız annesiz bir kedi yavrusu bulsalar koşa koşa bize
getirirlerdi. 6-7tane yavru baktım yani. Ama maalesef hiç biri yaşamadı. Bazıları
çok küçüktü inek sütü dokundu, bazıları kazalara kurban gitti. Hatta bir
keresinde babamın iş yerinde kedileri atmışlar ama bir yavru kalmış. Annesiz yaşayamaz
diye babam bir iki gün fabrikada bakmış ama orda olacak gibi değilmiş, o yüzden
aldı eve getirdi. Ona maden suyu şişesinden biberon yapmıştık neler neler. Hayvana
inek sütü dokundu kabız oldu karnı kocamandı. Biraz zeytinyağı içirdik rahat
tuvaletini yapsın diye. Kedi s*çtıkça nasıl seviniyoruz anlatamam. Cins bir
aileyiz işte ne yapacaksın. O zamanlar biz Eşme adında sahil kasabasında kirada
oturuyorduk. Evimiz bahçeliydi, demir kapımız vardı evin yanından yol
geçiyordu. Demir kapının altı biraz yüksek olduğu için kedi oradan rahat geçip
yola çıkıyordu. Bende eşek kadar bir tahta bulmuş ve o kapının altına dayayıp
kapamıştım orayı. Ama ev sahipleri de o kapıyı kullandıkları için dikkat
etmemişler ve o tahta umurlarında olmamış. O zavallı kedicik oradan çıkmış
yola. Sonrası malumL
çok üzülüp ağlamıştım, hatta bu kedicik ya da bundan iki önceki bir yağmurlu günde
kaybolmuştu, anam arama kurtarma ekibi kurup her yerde aramıştık onu. Bulamayınca
ben eve gidip zırlarken kuzenim onu bulup getirmişti. O an dünyanın hazinesi
serilse önüme o kadar sevinmezdim. Neyse kazalardan çok bahsetmek istemiyorum. Ama
arkadaşlarımın hayvan maceraları epey enteresan, onları anlatmak istiyorum. Bir
arkadaşımın ablası yavru kedi bakarken kediyi yıkamış ve hayvancığı çamaşır
sıkar gibi sıkıp kurutmak istemiş o.O duyduğumda böyle baktım bende. Zavallıcık
o olaydan sonra çok yaşamamış. Kafamda deli sorular..

O kediyi sonra çamaşır
ipine de mandalla astı mı acaba? Bir başka hikâyeyi arkadaşım bana anlattı. Kışın
mahallede kedicik bulmuşlar. Hayvan titriyormuş ısınsın diye bu dangalaklar
sobanın fırınına koymuşlar. Hayvan ayakları yandıkça zıplıyormuş bunlarda kah
kah gülüyormuş. Kız anlatırken de gülüyordu tabii benim boş bakışlarım
karşısında kısa kesti. Herkesin komedi anlayışı farklı tabi, o gülerken benim
içim acıdı hayvancığa.
Ben geçen sene kudurdum tabi ‘’köpek
alcaaaağğmmm ben, araştırdım apartmana uygun köpekleri, şikayet ederlerse neler
yapabileceğimizi, site sözleşmesini de okudum yasal olarak alabiliriz
haydiiiiieee alalım. Ben alcam yaaa bananeeeeeğ….’’ Höykürdüm ortalarda
durdum. Benim babam alışmamış evde hayvan istemiyor. O kedicikler bahçeli
evdeydik diye izinliydi. Burada kesinlikle istemiyor en son ben kudurunca tek
bir şey söyledi ve sesimi kesti. ‘’ Alırsan o hayvanı bu eve giremez, gider onunla
beraber parkta yatarsın.’’ Hiçbir şey diyemedim. Ama hain planlar
yapmaya da devam ediyorum kıs kıs kıs… Eğer seneye şu lanet servis işi olmazsa
aparta çıkarsam kedi alcam hehehehe. Dün babama da dedim. ‘’Baba seneye
servis işi olmazsa aparta çıkarsam kedi alcağğm ben. Bu evde bakamazsın
demiştin orda bakarım.’’ Adam rahat ya hiç istifini bozmadan ‘’Aaaal istersen kaplan
al yesin seni banane’’ dedi ya. Gene bön bön baktım. Aparta çıkarsam
yanıma ev arkadaşı adayı arkadaşıma soruyorum ‘’kedi seviyon mı kııııııızzzzz,sev
nolüüüür nolüür ben kedi istiyom eve çıkarsam :’( ‘’ kız sevmem ama
saygı duyarım dedi. Heheyt bee okul bitince baba napim sokağa mı atayım diye
buraya getircem kediyi kıs kıs kıs kötü planlar kafamda uçuşuyor. Fikri olan
beri gelsin kulağıma fısıldasın. Aslında köpekleri daha çok severim ama imkânlarım
köpeciklere müsaade etmiyor. İlerde büyük adam olduğumda bahçeli ev alıcam iki
de köpek alıcam hedefim bu yani. Hayvanları gerçekten çok ama çok seviyorum. Onlar
da bebekler kadar masumlar bence.
Sakar
Myna